Payına düşen miktardaki aklıyla düşünmüş, taşınmış... Kafasında değerlerini oturtmuş ve kendisini şekillendirmiş... İyi, aferin... Yıldızlı pekiyi...

(O kadarını da yapamayan ve devamlı yalpalayanlar az sayılmaz.)

Tecrübelerine, hayat anlayışına, inancına, idrakine ve düşünce biçimine göre kendi tarzını belirleyen bu kişiyi takdir ediyor, alkışlıyoruz.

* * *

Yalnız, iş bu kadarla bitmiyor.

Dahası var. Ve de ufak bir kusuru.

Haddini bilemediği için, durması gerektiği yeri belirleyememiş.

O yüzden başkalarının da kendisi gibi olmasını istiyor.

Onları da kendisi gibi şekillendirmeye can atmakta.

* * *

Etrafındakiler, karşılaştıkları, arkadaşları, akrabaları...

Hiç tanımadığı halde aynı vesait içinde beraber yolculuk ettikleri...

Onunla aynı mahallede, aynı şehirde, hatta aynı ülkede yaşayanlar da tıpkı onun gibi düşünmeliler zehabına kapılmış.

Giyim kuşam bakımından, hayat tarzı bakımından ondan farklı olanlara tahammülü yok.

* * *

Ben böyleyim, sen de böyle olmalısın, herkes benim gibi olmalı, benim gibi düşünmeli, benim gibi yaşamalı fikri sabitinden kurtulamıyor bir türlü.

Saygı duymuyor, duyarmış gibi davranıyor ara sıra.

Farklı biriyle karşılaştığında kafası bozuluyor, midesi bulanıyor, gözleri dönüyor.

Nabzının da yükseldiğini tahmin edebiliriz.

Sık sık da tüylerinin diken diken olduğuna dair açıklamalar yapıyor, şecaat arzediyor.

* * *

Tahammülsüzlüğüyle tahammül mülkünü yıkıp yerle bir ediyor.

Hoşgörüsüzlüğüyle duvarlar örüyor aralıksız.

Yazıyor, çiziyor, konuşuyor, fırçalıyor...

Boyayıp şekillendirip ortaya koyduklarında hep aynı tema, aynı yöntem, aynı sonuç...

* * *

Hedeflere varmak için kimi zaman aynı düşüncede olanlarla bir araya geliniyor.

Toplumu değiştirme, yönlendirme ve "en ideal biçimde" şekillendirme için yeminler ediliyor.

Silaha ve kitaba el basılıyor.

"ölmek var dönmek yok!"

* * *

Kurulan çeteler ve yeraltı örgütleri aracılığıyla faaliyetler genişletiliyor.

Kimi zaman cebren, kimi zaman hileyle mesafe kaydediliyor.

Yeterli şartların oluştuğuna kanaat getirilirse, darbeye bile kalkışılıyor.

* * *

Bunca ısrara ve çabaya rağmen başarılı olabiliyor mu derseniz, hayır.

çünkü onun tam zıddı düşünenler arasında bazı kişiler de onunla tavır ortaklığı içinde.

Ben böyleyim, sen de nasıl istersen öyle ol anlayışı yaygınlaşmadığı için, boğuşmalar asırlarca sürüyor maalesef.

Günün birinde zihinlerin olgunluk seviyesi artarsa ve göstermelik değil de gerçekten demokrat olursak, ne âlâ.