Fatih Uğurlu

Fatih Uğurlu

Böyle muhalefete can kurban!

Böyle muhalefete can kurban!

Gündemi her zaman olduğu gibi yine Başbakan Recep Tayyip Erdoğan belirliyor. Konu bir televizyon kanalında yayınlanan ve Kanuni Sultan Süleyman’ın hayatını anlatan Muhteşem Yüzyıl dizisi. Efendim bu dizinin yapımcıları öyle bir Kanuni portresi çiziyorlar ki bu Osmanlı padişahına hekimbaşı:

-Ulu hünkarım, siz de müzmin zatürre vardır, ömür boyu yataktan çıkmayacaksınız. Hürrem Sultan da başucunuzdan hiç ayrılmayacak. Yalnız bu arada bol bol entrika çevirecek. Bunlar da sizin hastalığınız için ilaç hükmündedir. Arada bir de bir kaç kelle vurdurursanız bu dahi size şifa olur.

Adam oturuyor, bir şeyler yudumlarken dizinin senaryosunu yazıyor ve benim liseli öğrencim, üniversiteli gencim de bu diziyi seyrederek Osmanlı Padişahı Kanuni Sultan Süleyman’ı ve o dönem Osmanlı sarayında dönen dolapları öğreniyor. İş bu kadar basit mi? Eveet! Bu kadar basit. Burası Türkiye, her yapılan yanlış yapanın yanına kâr kalmıştır bugüne kadar. Ta ki, bir Kasımpaşalı çıkıp da “Ne oluyor” diyene kadar. Kasımpaşalı hem gündemi belirliyor, hem de bir yanlışa parmak basıyor:

- Biz böyle bir Osmanlı padişahını tanımadık, Kanuni bu değil diyerek yapımcıları ve kanalın sahiplerini uyarıyor. Allah’ınızı severseniz şu muhalefetin acıklı haline baksanıza, paçalarından cehalet ve acemilik akıyor. Biri “Erdoğan iki padişah istemiyor”, diğeri de “Kanuni kim, sen kimsin?” gibi kel alaka sözlerle güya muhalefet yapıyorlar, ya da yaptıklarını zannediyorlar. Sonunda Kasımpaşalıyı kızdıracaklar ve AK Parti bünyesinde Anamuhalefet Okulu diye bir işin mektebini açacak. Bir kere muhalefet yapacak olan siyasi partinin genel başkanı ve parti kadroları adam gibi eğitilmeli. Türkiye’de bugüne kadar dürüst ve düzgün hangi partiler muhalefet yaptılar? O günlerin Meclis zabıtları ve basını didik edilmeli, bugün hayatta olanları ile görüşülmeli, yani biraz terlemelisiniz. Siz günlük muhalefet yapıyorsanız, bu halinizle Erdoğan için kolay lokmasınız. İşte sizin yaptığınız muhalefet sayesindedir ki Erdoğan, üçüncü döneminde % 50 oy alıyor ve yapılan son yoklamalarda da oyunu iki puan daha artırmış görünüyor. Onun 2023 ve 2071 gibi hedefleri var ve o hedefe doğru Türkiye’yi hızla götürüyor. Sizin hedefiniz, hedefleriniz olmadığı gibi onun yürüttüğü hızlı trenin önüne takoz koymaya çalışıyorsunuz. Bakınız Amerika’ya, seçimler bitiyor, birbirine muhalif kampanya yürütenler “Amerika için el ele!” diyerek can-ı gönülden birleşebiliyor. Siz ise yurtdışındaki mihraklara kendi ülkenizi şikayet ediyorsunuz. Size oy verenler ve potansiyel verebilecekler bu durumu görüp “Bu partiden ne köy olur, ne kasaba” demiyorlar mı? Neden güdük kalıyorsunuz, neden yerinizde sayıyorsunuz? Bütün bunları oturup ciddi ciddi düşünmelisiniz. Bir dönemin ünlü muhalefet partisi Millet Partisi ve onun unutulmaz lideri Osman Bölükbaşı ve 1965’lerde 25 milletvekili ile Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin altını üstüne getiren ve devrin iktidarına kök söktüren Türkiye İşçi Partisi’nin muhalefetini mutlaka incelemelisiniz. Tabii adam gibi bir muhalefet yapmak istiyorsanız. Ben şahsen sizin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan karşısındaki muhalefetinizi televizyonlardan izlerken Fenerbahçe’nin bir mahalle takımı ile maç yaptığı zehabına kapılıyorum. Hiç zevk almıyorum, eminim size oy verenler de aynı hissiyatı paylaşıyorlardır. Bir kere muhalefet partileri kendilerini temsil edecek, partinin aksi görüşlerini dile getirecek temsilcilerini seçerken; palyaço kılıklı, inandırıcılığı olmayan tuhaf adamlar yerine, daha yüzüne bakıldığında güven telkin eden, sözü sohbeti dinlenir insanları tercih etmelidir.

Bunları düşünürken birden aklıma Üstad Necip Fazıl Kısakürek geliyor aklıma. Ve onun meşhur hitabı:

- Ya ol, ya öl!

İşte Erdoğan’ı ve arkadaşlarını büyük yapan bu teklife karşı koşarak gitmeleridir. Anamuhalefet ise olmayı da ölmeyi de becerememiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde mefluç halde yatmaktadırlar.

Allah kurtarsın!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fatih Uğurlu Arşivi