Suriyede Esed sonrası hesaplar
Biz aylar önce “Suriye diktatörü Beşşar Esed, ülkedeki kontrolü kaybetti” demiştik. Bu gerçek, her fırsatta Esed’i destekleyen Rusya tarafından da artık itiraf edildi. Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Mikhail Bogdanov’un, "Rejim ve hükümet bu bölgede her geçen gün daha fazla kontrolü kaybediyor. Ne yazık ki, Suriye muhalefetinin zafer kazanma olasılığı göz ardı edilemez" şeklindeki açıklamaları “Arap Baharı”nın Suriye ayağını anlamaya yeter ve artar.
Ancak, Bogdanov’un yine aynı açıklamanın devamındaki, “Onbinlerce belki de yüzbinlerce kişi ölecek. Eğer bir başkanı devirmek için böyle bir bedel kabul edilebilir görünüyorsa, biz ne yapabiliriz” ifadeleri, acaba Beşşar Esed’in kimyasal silah kullanabileceği uyarısı mıdır, yoksa bu uyarının yanında bir tehdit midir?
Yoruma muhtaç olduğu kadar kafa karıştıran bu açıklamalar; bana sorarsanız hem uyarı hem de ince ayar bir tehdit içeriyor.
Çünkü: Başkent Şam’da sıkışmış olan diktatör Beşşar Esed, muhalefet cephesinin Şam kuşatmasını kırmak için elindeki tüm gücünü seferber etmiş durumda.
Şimdi asıl soru şu:
Muhalefetin kuşatması daha da daralırsa Diktatör Beşşar Esed bir çılgınlık yapar ve kimyasal silah kullanır mı?
Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Mikhail Bogdanov’un iddia ettiği gibi “On binlerce belki de yüzbinlerce kişi ölecek” mi? Bunu şimdiden bilmek mümkün değil ancak; bu iddiaları göz ardı etmemek gerekir.
Bu konuda İngiltere ile ABD’nin de Beşşar Esed’e uyarılarda bulundular ve NATO böyle bir saldırıya karşı Türkiye’nin korunması amacıyla Patriot Füze bataryalarını konuşlandırma kararı aldı.
Anlaşılan o ki: Suriye ordusunun elinde kimyasal silahlar var ve diktatör Esed son anda bu kimyasal silahları kullanma çılgınlığına başvurabileceği de ihtimal dahilindedir.
ESED VE ADAMLARI KİMYASAL KULLANARAK İNTİHAR EDEBİLİR
Son günlerde dünya başkentlerindeki siyasi kulislerde “Suriye’de artık yolun sonu göründü”, en fazla yankılanan söz oldu.
Gelecek adına konuşmak veya tahmin yürütmek için ‘Kâhin’ olmaya gerek yok.
Çünkü: Bir yanda ülke genelindeki askeri mevzilerin bir biri ardından düşmeye başlaması ile daralan çember, diğer yandan; ekonominin durma noktasına gelmiş olması ile Baas rejiminin ve diktatör Esed’in yolun sonuna yaklaştığını gösteriyor.
Uçurumun kenarındaki Suriye’de hayat durma noktasına geldi. Humus, Hama, Halep başta olmak üzere ülkenin büyük bir kesiminde alışveriş ve ticaret ‘takas’ usulü ile’ gerçekleşiyor. Diğer yandan; fidye ve yağmacılık Suriye’ de sektör haline geldi. Sünni kesimin yerleşim yerlerini havadan bombaladıktan sonra şehir ve kasabalarda Esed’e bağlı ‘Şebbihalar’ yağmalama sonucu elde ettiklerini satıyorlar.
Başkent Şam’da durum biraz daha farklıydı. Normal hayatın devam ettiğini göstermek için vergiler toplanabiliyordu. Bankalar açık tutuluyor ve maaşlar ödeniyordu. Ürdün ve Lübnan’dan her türlü meyve ve sebze geliyordu.
Ülkenin büyük bir bölümünün kontrolünü ele geçiren muhalifler; Baas rejimini işlemez durumda bırakıp diktatör Beşşar Esed’i Başkentin belli bir kesimi içinde hapsetmiş durumdalar. Muhalif güçlerin şehri kuşatması ve şehre girişleri büyük ölçüde kontrol altına almasından sonra Şam’da hayat şartları zorlaştı. Kuşatma daralır, yollar ve havaalanı işlemez hale gelirse, Esed için üç seçenek kalıyor. Ya teslim olmak ya da yolunu bulup ülke dışına kaçmak...
Üçüncü seçenek ise ilk iki seçenekten farklı olarak son anda kimyasal silah kullanıp, ortalığı yakıp yıkarak bir çılgınlık sonrası intihar etmek…
ESED SONRASI YENİ BİR SAVAŞ MI BAŞLAYACAK?
Amerika Başkanı Obama, muhalefet koalisyonunu "halkın meşru temsilcisi" olarak tanıdıklarını açıkladı. Böylece Suriye muhalefetini tanıyan ülkeler arasına, Türkiye, İngiltere, Fransa ve bazı Körfez ülkelerinin yanı sıra Amerika Birleşik Devletleri de eklenmiş oldu.
Bu; Suriye’deki muhalefet açısından son derece önemli kazanımdır. Ancak bu kazanımlardan daha önemli olanı Suriye’nin geleceğidir. Kimlerin ve hangi rejimle Suriye’yi yöneteceğidir…
Ancak Obama’nın, Suriye'de Beşşar Esed iktidarına karşı savaşan bazı grupların aşırı İslamcı ve ABD karşıtı bir gündemi olduğunu belirterek, bu gruplarla diğer muhalifleri birbirinden ayıracaklarını ifadesi dikkat çekmektedir.
Anlaşılan ABD ve egemen güçler, Suriye’de kendi kontrolünün dışında ve kendileriyle işbirliğini kabullenmeyen hiçbir oluşuma bu safhada hayat hakkı tanımayacak…
Allah korusun diyor ve yaşanmaması için dua ediyorum.
Ancak, anlaşılan o ki!.. Asıl savaş Esed sonrasında İşbirlikçilerle işbirlikçiliği kabul etmeyenler arasında yaşanacak…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.