Hasan Aksay

Hasan Aksay

Hicri yılbaşılar ve Noel’le gelen

Hicri yılbaşılar ve Noel’le gelen

İthal Noel’in, tüketim çılgınlığı için kökünden kopardığı çam fidanları, dalları, iki gün sonra çöpe atılacak.

Noel, çam dalını köksüz bırakarak, köklü bir hayata sembol yapabilir mi? Kutlama, kökten kaynaklanan ve ona sahiplenmenin ifadesidir. İleriye taşınması ve yaşanması gereken değerleri, toplum olarak devamlı kılma gayretidir.

Bu istek ve iradedir ki bayramları, bahar iklimine çevirir, zamanı güzelleştirir. Noel’in, Hz. İsa’nın getirdiği ölümsüz değerlerle bir kök bağı yoktur.

Tek ilgisi zıtlığıdır. Yalnız İstanbul’da, 5000 polis sabaha kadar asayişsizliği önleyecek ve sokakta kalan sarhoşları evlerine götürecek. Sarhoş götürülecek, kusmuğu ertesi güne kalacak.
Hz. İsa’ya ters bu kutlama neyin nesi? İnsanlığı, yüce değerlerinden çekip dünyevileştirmek, ifsat ve istismar etmek isteyen Batı, bu anmayı da, ateist zevklenme ve tüketim ticareti vesilesi haline getirmiş, aslına ters bir zemine taşımıştır.

Hicri yılbaşılar, Ramazan ve Kurban Bayramları gibi bütün mevsimleri, ayları dolaşır. Her mevsimin özellik ve güzellikleri içinde sonsuzluğa, ölüm ötesine uzanan iman, edep ve haya iklimine açılır. Hz. Ali, “Kalp kör olduktan sonra, gözlerin görmesi bir şeye yetmez.” der.
İnsan, vicdan ve imanını dışarıda bırakır, her şeyi yalnız çıkar ölçüsüyle görürse, ahlak, edep, insanlık kapıda kalır. Ne vefa, ne dostluk, ne insanlık kalır ve görülür? Bu hal körlük değil de nedir? Allah, insanı ekmeli ve eşrefi mahluk yaratmıştır. İnsan bu yüceliğini unutursa kaybeder. İnsanı, insan yapan ölümsüz değerler imanla kazanılır. Çıkara bakan göz, manaya kördür.
Hukuk öğrencisi, anne katili olur. Zengin çoğu, bir an önce mirasa konmak için kiralık katile, babasını öldürtür. Kolay kazanç, çıkarcıyı tetikçi yapıyor. Hz. İsa’nın doğumu, bu eşsiz tarihi gün, tüketim ticareti ve cinselliğe alet edilip, yüce değerlerine zıt kullanılıyor.

Bunun bir de, “Biz İsevi’yiz” diyenler tarafından yapılması, acıyla düşünülmesi gereken ibret üstü ibrettir. Hicret, insanlık tarihinin en eşsiz hadiselerindendir. İnsani değerlere, ahlaka, edebe, güvene, barışa dayalı kalıcı gönül fetihlerinin başlangıç tarihidir.

İnsanlığı, kendi nefis tutsaklığından başlayarak her tür tutsaklıktan kurtaran, insani değerlerin zaferini yaşatan ve devam ettiren tarih başıdır. Zamanın zorluklarına rağmen, dünyanın birçok ülkesine ulaşan bir gönül ve ahlak seferi, bir hayat ve insanlık iklimidir.

Hicret, ekmeli ve eşrefi mahluk insanın, ahlaki yücelikte kardeşliğine, vahdetine, bütün mahlukata karşı şefkat ve koruyuculuğuna açılan kapının bayramdır. İslam, insanlıkta dayanışmanın, sevginin, saygının, hiçbir şeye zarar vermeme, her şeye yarar sağlama ahlakının eşsiz tatbikatını her yıl Kabe’de, Hac’da ve Umre’de milyonlar topluca yaşayıp, yaşatmaktadır.
 Her renkte, dilde, ırkta insanın aynı iman ve ahlakta vahdete erişi, evrensel kardeşlik boyutunda Kabe’de yaşanmakta ve yalnız Müslümanlara nasip olmaktadır.

Bir karıncayı ezmemek, yaprağı koparmamak, her kötü düşünce ve sözden uzak kalma ve bunu hayatın değişmez çizgisi yapma dikkat ve iradesi, milyonlarca Müslüman’ı erişilmez bir huzurla sonsuzluğa taşıyor; hayatın ve toplumun temeline oturuyor.

Eğer yanlış, zıtlığı ile, doğrunun tahkikinde bir imkansa; bu haliyle Noel, Hicri yılların güzelliklerini, akıl sahiplerine anlatan güçlü bir hatiptir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7 Yorum
Hasan Aksay Arşivi