Ulusalcılar Türkçü, milliciler Türkiyeci!
- Lütfü Bey; ulusalcılar hükümetin Kürt açılımının ülkeyi böleceğini iddia ederken, ulusalcıların önde gelenlerinden CHP milletvekili Birgül Ayman Güler de “Türkler ile Kürtler eşit olamaz” demekte. Bu haftaki sohbetimize bu konudaki değerlendirmelerinizi alarak başlayalım mı?
Birgül Ayman Güler’e güler misin ağlar mısın? “Türkler ile Kürtler eşit olamaz” diyen bir zihniyetten ülkemiz adına endişe duymaz mısın? Birgül Ayman Güler gibi ulusalcılar, “Türkler ile Kürtler eşit olamaz” derse, ülke zaten bölünür.
“Türkler ile Kürtler eşit olamaz” demek en has bölücülüktür. “Türkler ile Kürtler eşit olamaz” diyenin aklı başında olamaz! Bu kafalar var oldukça ülkenin başı dertten de kurtulmaz. Bu kafaların, Almanları diğer milletlerden üstün gören Hitler’in ırkçı kafasından ne farkı var? Bu kafaların Mussolini’nin faşist kafasından ne farkı var? Yeri gelmişken ülkemizde kendilerine “ulusalcı” diyenlerin ulusalcılığını irdelemekte yarar var. Ülkemizde kendilerine “ulusalcı” diyenlerin savundukları şey Türkçülük anlamında bir milliyetçiliktir. Bilinmelidir ki bu tür milliyetçilik ile millicilik çok farklı şeylerdir. Mesela rahmetli Başbakan Erbakan milliciydi, ama milliyetçi değildi. Türkçü değil Türkiyeciydi. Türklüğü ülkemizdeki diğer milliyetlerden üstün olarak görmezdi. Türkçülüğün Kürtçülüğü azdıracağını, bunun da ülkeyi böleceğini bilirdi. Onun milliciliği, milli değerlere saygı göstermek demekti. Onun milliciliği, milli üretim, yerli üretim demekti. Neye ihtiyacımız varsa onu kendimizin üretmesi demekti. Millicilik ülkemizi emperyalizme ve işbirlikçilerine sömürtmemek demekti. Milli varlıklara sahip çıkmak demekti. Peki Başbakan Erbakan’ı 28 Şubat darbesiyle kimler devirdi? Başta o dönemde orduyu yöneten generaller olmak üzere, kendilerine “ulusalcı” diyenler devirdi. Eğer kendilerine “ulusalcı” diyenlerin dediği gibi ulusalcılık millicilik ise, ulusalcılar bu ülkenin millici başbakanını niye devirdi? Kısacası ulusalcılar millici değil. Milliciler ulusalcılar gibi ırkçı değil. Milliciler Türkiyeci, ulusalcılar Türkçü! “Türkler ile Kürtler eşit olamaz” diyerek Türkçülük yapan ulusalcı kafa da bölücü!
UZUN TUTUKLULUĞA İTİRAZIN YOKSA,
VİCDANIN DA YOKTUR!
-Yüksek rütbedekilerin uygunsuz görüntülerini çekip şantaj yaparak bazı askeri bilgileri elde ettiği öne sürülen casusluk çetesi iddianamesindeki dijital belgede kızının da gizli görüntülerinin yer alması üzerine Donanma Komutanı Oramiral Nusret Güner istifa etti. Bunun ardından “Orduyu yönetecek general kalmadı; generaller ya içeri atıldı ya da istifaya zorlandı” propagandası yine hız kazandı. Nasıl yorumluyorsunuz bu olup bitenleri?
-“Orduyu yönetecek general kalmadı” iddiası abartılıdır. Çünkü Türk Ordusu’nda 365 general vardır. Ve halen 300’ü aşkın general görevinin başındadır. Dünyanın en büyük, en kalabalık ordusundaki general sayısının 191 olduğu dikkate alınırsa, 300’ü aşkın generalin görev başında olduğu ordumuzun general sıkıntısı çekmeyeceği açıktır. Malumunuz önceki Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner ve kuvvet komutanları, birtakım generallerin darbecilik iddiasıyla hapse gönderilmelerine tepki olarak topluca istifa ettiklerinde de “Orduyu yönetecek general kalmadı” iddiası dile getirilmişti. Ne var ki istifa eden generallerin yerine derhal yenileri atanmış, bu konuda hiçbir sıkıntı çekilmemişti. Ancak sorun bu değildir. Sorgulamamız gereken asıl sorun, haklarındaki darbecilik ve benzeri iddialarla hapse gönderilen generallerin, subayların uzun tutukluluk süreleridir. Bu uzun tutukluluk süreleri Başbakan Erdoğan’ı da isyan ettirmiş olmalı ki, o da “Tutuklu subaylar hakkında kesin deliller varsa hükmünü ver işi bitir; ama bu kadar uzun süre tutuklu bırakma. Çünkü bu durum ordunun moralini bozuyor” diyerek yargıyı yargıladı. Ardından “Üçüncü Yargı Paketi’yle tutuksuz yargılamalar mümkün hale gelmesine rağmen yargı bunu da dikkate almadı” diyerek de yargıyı yargıladı.
Benim de çok uzun süredir dile getirdiğim gibi, uzun tutukluluk süreleri hakkında yargı yargılanmalı! Hükümetin hazırlattığı Dördüncü Yargı Paketi’yle tutukluluk süresi sınırlandırılıyormuş ve böylece uzun tutukluluk süreleri sonlandırılıyormuş neyseki. Bilinmelidir ki uzun tutukluluk süreleri her şeyden önce bir vicdan meselesi. Uzun tutukluluk sürelerine itirazı olmayanın vicdanı olabilir mi?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.