Cahş Meselesi ve Çandar
PKK’nın silahla bir yere varamayacağı, Kürt meselesinde şiddetle bir yere varmanın mümkün olmadığı, PKK’nın artık silah bırakması gerektiği, hak ve özgürlükleri savunmak için legal alanın yeterli olduğu, devletin geçmişteki hatalı uygulamaları artık yapmadığını söylediği için Kürt Aydın Orhan Miroğlu, Cengiz Çandar tarafından “cahş” yani “hain” ilan edildi.
Daha önce “cahş” ilan edilenlerin PKK tarafından kırsalda, şehir merkezinde ve metropollerde acımasızca infaz edilmelerinin örneklerini yaşadık.
PKK literatürüne ve PKK’nın mazisine oldukça hakim olan Cengiz Çandar, “cahş” nitelemesini seçiyorsa dikkate almak gerekiyor.
Hele ki, Çandar’ın PKK’yla en rahat iletişim kuran bir isim olduğunu düşündüğümüzde.
Kendisi andıçlanıp hain ilan edildiğinde, ortalığı ayağa kaldıran Çandar, bir başkasına aynı muameleyi yapmaktan geri durmuyor.
Çandar hain ilan edilirken nasıl derin yapının silahlı kanadının hedefi yapıldıysa, Miroğlu da hain ilan edilerek PKK Silahlı Terör Örgütü’ne hedef yapılmıştır.
Çandar etrafında oldukça etkili bir “klan” oluşturmuş durumda.
Eskinin sol terör örgütleri içinde yer alan, şimdi liberal görünen bu isimler, bütün entelektüel camiayı ablukaya almış vaziyetteler.
Miroğlu haklı olarak, kendisinin hain ilan edilerek PKK’ya hedef gösterilmesine tepki verilmemesini ve Çandar’ın bu tip uygulamalarının pas geçilmesini kabullenemiyor.
Bence kabullenmeli.
Çünkü, Çandar ve klanı, İslamcılar dahil yazar çizer takımını öylesine baskılamış vaziyetteler ki, kimse onlara karşı sesini çıkartamaz.
Yapılan en ufak eleştiriye karşı imza kampanyası düzenleyenler, Çandar’a karşı “PKK geçmişte cahş ilan edilenleri infaz etti, bu yaptığın en azından tehlikeli ve ayıp” bile diyemezler. Çünkü kabul görmek için Çandar Klanı’nın eteğini öpmek lazım.
İslamcı yazarlar dahil medyaya bakın, hepsi Çandar ve Klanı’nın görüşleri paralelinde yazdıklarında, onlarla oturup kalktıklarında makbul adam oluveriyorlar.
Tabi bu “makbuliyet” belli bir “kast”ın içinde geçerli. Halk nezdinde hiçbir itibarı yok.
Akit’in eleştirdiği isimler “beni hedef gösterdi” yaygarası yapmayı pek severler. Hatta kendilerini eleştirelim diye nerdeyse yalvaranlar bile bulmak mümkün. Zira biz eleştirdiğimizde “hedef gösterdi” yaygarasıyla, “makbuller” arasına girecek ve yollarını bulacaklar.
Lakin hiçbirinin cevaplamadığı bir soru var: Akit kime hedef gösterdi?
Danıştay baskını dahil pek çok hadisede “Akit hedef gösterdi” oyunu oynamaya çalıştı Ergenekon. Ama tarih şahit hepsinin tertip olduğu ortaya çıktı.
Gazetemizde yayınlanan bir av tüfeği reklamını bile 28 Şubat Cuntacıları, “Akit İslami kesimi pompalı tüfekle silahlanmaya çağırıyor” şeklinde sundular. Şimdi Ergenekoncuların da 28 Şubatçıların da hali, itibarı, yaptıkları ve bağırsakları ortada.
Akit kimi kime hedef gösterecek ki?
Bizim okurlarımız klasik Anadolu insanı. Anlı secdeli, ağzı dualı, yüzü temiz, gönlü bol insanlar. Karıncayı incitmeyi günah kabul eden bir dünya ve ukba görüşüne gönülden bağlılar.
Oysa, 28 Şubat’ta hedef gösterilen Akit, defalarca basıldı, yayın araçlarına bile el konuldu, yöneticilerimiz türlü insanlık dışı muamelelere tabi tutuldular.
Son olarak PKK matbaamızı bombaladı.
Biz birisini eleştiririz sadece. Hedef gösterecek silahlı adamlarımız yoktur ve olamaz.
Oysa Çandar birini “cahş” ilan ettiğinde, PKK’nın silahlı adamları vardır karşısında.
Daha önce de kurşunların hedefi olmuş Miroğlu, şimdi hain ilan edilerek PKK kurşunlarına hedef yapılmaya çalışılıyor. Derin yapının bir kanadı bitiremedi, diğeri bitirsin diye.
Miroğlu’na yapılmak istenen en azından “cahş” ilan edilerek korkutmak ve susmasını sağlamak. Çünkü, son yazılarında Çandar ve Klanı’nın ipliğini fena halde pazara çıkartıyor.
Ergenekon aydınlandığı gibi, Çandar ve Klanı’nın arka planı da aydınlanacak bu memlekette bir gün.
O güne kadar, kimi susar kimi susmaz.
Yürek ne kadarsa…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.