Yazamadıklarımdan
Haftada iki gün yazınca üzerinde durulması gereken bazı güncel konuların sıcaklığı kayboluyor, hadiselerin akışı devam ediyor. 3-4 konuyu bir yazıya sıkıştırarak bu kaybı telafi etmeyi denemek istiyorum:
GENçLERİ KUTLUYORUM
“İkna odaları da faydasız. Kızlar, Kur’an’dan koparılamıyor. Liseli öğrenciler namaz kılıyor diye bir telaş, bir telaş. Helikopterle izledik, kurbanda hayvan kestiler. Boğaz kana boyandı” hayali manşet. İçki içenler %2,5 azalmış, “demek İslâm geliyor” telaşı başlıyor ve bu azalma, Türkiye’de parti kapatma gerekçesi oluyor. “Bülbüllere emir var: Lisan öğren vakvak’tan” Asıl sebep ne ola ki?
Rusya’nın çöküşü ardından NATO Genel Sekreteri Cleas, “artık düşman İslâm” dedi. İkiz Kuleler provokasyonuyla Bush, “Haçlı Savaşları” deyip Irak’ı bombaladı. Dünyanın her yerinde, Batı merkezli gizli örgütler; çıkarlarını, Batı çıkarları ile birleştirenler ve bazı Batıcılar, “kraldan fazla kralcı gibi Batılı’dan fazla İslâm karşıtlığı” yapıyorlar. “İslâm din olarak daha saldırgan” diyerek ilmi gerçekleri inkar utancına Mesut Yılmaz kendini niçin mahkum ediyor?
Evrensel boyutlu bu saldırılara karşı İslâm ahlak, irade gücünün yenilmezliğini bir kere daha hayat haline getiren gençlerimize teşekkürlerimi sunuyorum.
MANTIK, CİDDİYE ALINMASI ZORUNLU BİR DEĞERDİR
“Ordu siyaseti bırakmaz”; “parti kuracağım”, “Japon sistemini getireceğim”. Bu üç sözü, aynı kişi söylüyor. Eski başbakan.
1) Partiler, demokratik bir kurumdur. Asker siyaset yapıyorsa parti olmaz.
2) “Gerçekte asker yönetiyor. Partiler halkı aldatmak için var. Ben işin aslını söylüyorum” diyorsanız, böyle bir durum, bir değil, iki kere ayıptır: a) “Partiler göstermelik maşa” deyip arkasından “parti kuracağım” ne demek? b) Millet dışında bir yerlerden görev mi talep ediyorsunuz?
3)Siyasi irade bölünmez. İki başlı devlet olmaz. Türkiye’ye hiç yakışmaz.
4) Ordu bir devlet kurumudur. Görevi dışında gizli iş isnadı, ağır ithamdır.
5) Demokrasi açıklık rejimidir. Kapı herkese açıktır. Saklanarak siyaset olmaz.
6) Siyasette söz askerinse, “Japon sistemini getireceğim” sözü aldatmacadır. Yetki sende değil demektir. Mantık, herkes için ihmale gelmez bir zarurettir.
İLETİŞİM çAĞINDA İLETİŞİMSİZLİK
Asır, ulaşım, iletişim asrıdır. Globalleşme de budur. İmkanı kullanmamak, geri kalmaktır. Hakkı savunmak, insanları Hak’tan haberdar etmekle olur. Herkes, hak merkezli olarak iletişime katkı sağlamakla yükümlüdür. Doğruya destek, yalancıya köstek olunmazsa, insanlık iklimi kirlenir, yaşanmaz hale gelir.
Bugün iletişim imkanı, medya ve sermayede. İnsan merkezine çekmek, sermaye gücünü dengelemek için herkesin, dikkat ve fedakarlık göstermesi gerekiyor.
15 Şubat 2003. Londra’da bir milyon; Washington’da 500 bin… Bütün dünyada milyonlar meydanları doldurup, “Irak işgaline hayır” dedi. Vicdan sesi, en güzel ve en etkili sestir. Etkisi nerde? denemez!.. Amerika’yı derinden sarsan odur. Kuvvetin gücü saman alevidir. Vicdanların sesi, asıl neticeyi tayin eder.
“Darbeye Karşı Yetmiş Milyon Adım” ve “Ortak Akıl” hareketleriyle millet vicdanının kurduğu koro, dünyanın en güzel özgürlük iradesini besteliyor. Kutlamak, konuşmak, katılmak, bahara yürüyüştür. “Amcam kızını seviyorum” diyen delikanlıya, “O ne diyor? –Haberi yok ki…” demiş. Vicdanların “özgürlük, insanlık, insana saygı” diye haykıran sesinden haberdar olmayan kalmamalıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.