Stres her türlü hastalığın kaynağı
Değerli okuyucularım, günümüz şartlarında stresli olmayan insan var mı acaba bir düşünmek lazım... Artık insanlar daha kolay fiziksel hastalığa yakalanabiliyorlar, daha çabuk birbirlerine kızıp bağırabiliyorlar, aslında başka bir şeye ya da birisine kızıp hıncını çocuğundan, eşinden, sevdiklerinden alabiliyorlar, en küçük bir stres karşısında olmadık ani tepkiler verebiliyorlar... Normal düzeyde yaşanan stres bizi o an yaptığımız işe konsantre olmamızı sağlar. Ancak aşırı stres çoğu hastalıklara davetiye çıkarıyor...
Günlük hayatımızda sinirimizi bozan çok olaylarla karşılaşırız; trafikte hatalı sollayanlar, sıkıştıranlar, işyerinde işini savsaklayanlar, hakaret eden müdürler, baskıcı ve bunaltıcı anne babalar... Çoğu insan bu durumlarda tepkisini doğrudan gösterir. Ya bağırıp çağırır ya kavga eder ya da sağı solu kırıp döker. Kimisi de tepkisini içine atar ve biriktirir, sonra da en küçük bir olayda beklenmedik ani öfke patlaması yaşar. Bu tip kişiler “Olayları hep içime atıyorum, kimseye tepkimi veremiyorum, kimseyi kırmamak için hayır diyemiyorum” diyen insanlardır. Öfkelerini biriktirirler.
Stresin belirtilerine değinelim;
• Fizyolojik belirtiler:
Adale ağrıları, ellerin terlemesi, ağız kuruluğu, yerinde duramama, yorgunluk...
• Psikolojik belirtiler:
Endişelenme, konsantrasyon güçlüğü, unutkanlık, sinirlilik, kontrolsüzlük duygusu...
• Davranışsal belirtiler:
Bir maddeye aşırı düşkünlük, uykusuzluk ya da aşırı uyuma, telaşla oradan oraya koşturmak, sosyal ortamlardan kaçınmak...
Stres, insan vücuduna girdiği zaman bir şekilde çıkacak yollar arar. Aynı, elektriğin girdikten sonra bedenin bir yerinden çıkması gibi... Biliyorsunuz elektrik çarpmalarında ayak topuğu gibi yerlerde patlamalar olur. Elektrik bu şekilde dışarı çıkar. İşte, günlük yaşamımızda biriktirdiğimiz stres ve kızgınlık da benzer şekilde etki yaratır.
Stresin sebep olduğu birçok hastalık vardır. Bunlar;
Kalp hastalıkları: Birikmiş kızgınlık kalp hızını artırır, aynı zamanda kalp damarlarında daralma ve kriz nedenidir.
Şeker hastalığı: Biriken öfke metabolizmayı bozar ve şekeri yükseltir. Öfkeli olduğu için kişi zaten şeker hastası olmuştur. Tabii ki bu fiziksel hastalıklarda kalıtım da çok etkili bir faktördür. Ancak kişinin ailesinde şeker, tansiyon kalp rahatsızlıkları varsa tabii ki bu kişinin bu hastalıklara yakalanma olasılığı daha yüksektir. Fakat bu kişi eğer sakin, öfkesini uygun yollardan boşaltabilen, az stresli rahat bir kişiyse, fiziksel hastalıklara yakalanma riski o kadar az olacaktır.
Ruhsal bozukluklar: Birikmiş öfke, depresyon, panik atak gibi ruhsal bozukluklarla da gösterebilir. Hem öfke depresyona, hem de depresyon öfkeye yol açar.
Son yıllarda maalesef kanserlerin artmasının altında yatan en önemli neden birikmiş öfke ve strestir.
Bazı kişilik özelliklerine sahip insanlar daha fazla stres yaşarlar ve bu stresin telafisi çok zor olur. Bu kişilik özellikleri;
• Sürekli kaygı düzeyinin yüksek olması
• Kaygı, kızgınlık gibi elem doğrultusunda artmış, duygu durumu
• Sürekli olarak eksiksiz, kusursuz, tam ve yetkin görünme çabası
• Saplantılı ve takınaklı düşünceleri eyleme dönüştürme girişimi
• Aşırı sonu gelmeyen beklentiler, istekler
• İlkelere, kurallara bağımlılık, hatta bunların tutsağı olma
• Çalışma ve çabayı yeterli bulmama, üretici olamama
• Aşırı çaba ve çalışma eğilimi
Stresle başa çıkma yollarına gelince;
• Stresle başa çıkmak için öncelikle olumsuz düşüncelerimiz olumluya çevirmeliyiz. Her şerde bir hayır vardır sözünü hiçbir zaman unutmamalıyız. Her kötü olaydan bir ders çıkarmalı ve bunları yaşamam gereken bir tecrübe olarak değerlendirmeliyiz. Kendimizden kapasitemiz ve olanaklarımız dışında şeyler beklememeliyiz. Düzenli uyku ve sağlıklı dengeli beslenme de stresle baş etmede çok önemlidir. Stresli olduğumuz zamanlarda dua ederek, doğada yürüyüş yaparak, sevdiğimiz bir insanla konuşarak stresimiz yenebiliriz.
• Haftada en az 3 gün 45 dk. yürüyüş, koşu, yüzme, basketbol, dans veya benzeri faaliyet, bedensel, ruhsal halimize direkt olarak olumlu katkıda bulunur. Egzersiz yapan kişilerde uyanıklık artar, kas ve zihin gevşer, uykuda kalite artar, endişeler azalır, kendine güven artar, kalp hastalığı riski azalır.
• Doğru nefes alma da stresle başa çıkmada etkilidir. Diyafram nefesi denilen doğru nefes alma egzersizinde yapmanız gereken ilk adım, sağ avucunuzu göbeğinizin hemen altına, sol elinizi göğsünüzün üstüne koymak. Ardından burnunuzdan aldığınız derin nefesle göbeğinizin şiştiğini hissedin, kısa bir süre bekleyin, nefesinizi aldığınızın iki katı sürede nefesi ağzınızdan geri verin ve bunu ardı ardına 3-4 defa tekrarlayın.
• Ayrıca küçük başarılardan mutlu olmaya çalışın. Kendinizden kapasitesiniz üzerinde performans beklemeyin. Sizi kızdıran insanlara karşı tepkinizi belirtin, öfkenizi içinizde biriktirmeyin. Doğru ve sağlıklı iletişim kurma yollarını öğrenin.
• Yakın çevrenizden sevdiğiniz biri, eşiniz, arkadaşınız sizi kırdığında veya çok sinirlendirdiğinde kendinizi gereksiz yere üzmeyin. Bu konuda bir söz var; “Gönül Allah’ın evidir.” Yani, bir yakınınız sizi incitmiyor aslında, Allah’ı incitiyor. Bu bağlamda Hz. Mevlana Mesnevi’de diyor ki;
Çamaşırı yıkamak için kuru iken ıslatıyorsun, temizlensin diye. Sonra tekrar kurutuyorsun. Madem kurutacaksın niye yıkıyorsun? Çünkü başka türlü temizlenmiyor. Öyleyse sen de hep alkışlanırsan nasıl temizleneceksin? Arada sırada ıslanacaksın ki temizlenesin. Sağlıklı stressiz günler geçirmeniz duasıyla Allah’a emanet olunuz.
PSİKOTERAPİST KIVANÇ TIĞLI
DNŞ TEL: 0 212 503 79 95-0506 401 79 91
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.