Okul başarısızlığında stres ve aile tutumları
Okuldaki başarısızlık, öğrencinin gerçek yeteneği ile okuldaki başarı arasında görülen farklılık olarak tanımlanabilir. Okul yıllarının ilk dönemlerinde ortaya çıkan başarısızlık ilköğretim süresince düzeltilmezse, çocuğun okul hayatını çok etkiler.
Danışmanlık merkezine getirilen 1. sınıf öğrencisi Ömer, çekingen ve korkak bir çocuktu. Öğretmeninin gözlemine göre; morali çabuk bozuluyor, arkadaşlarıyla düzgün iletişim kuramıyor, bazen bir kenarda oturup düşlere dalıyor, düşünceli duruyor. Kendine güveni olmadığı gibi beceriksiz olduğunu sanıyor. Ders notları da çok düşük, okuyup yazması düzgün değil. Bunlar onda aşağılık duygusuna yol açıyor...
Ömer’e ilk iki seansta Wisc-r zekâ testi ve dikkat testleri uyguladım. Çıkan sonuçlara göre, normal bir zekâya sahipti, dikkati de iyiydi. Demek ki okuldaki başarısızlığının altında psikolojik faktörler rol alıyordu.
Bu da düşünce ve davranışlarını etkiliyordu.
Ömer’in babası otoriter ve kuralcı bir insanmış. Buna karşılık annesi zayıf ve yumuşak huyluydu. Aralarında daima bir çatışma var. Baba, çocukluğundan beri diş doktoru olmak istiyormuş. Ama babası çalışamayacak durumda olduğu için, çocuğuna yardımcı olamamış, o da üniversite sınavlarına yeterince hazırlanamamış, erken yaşta çalışmak, üniversite hayallerine veda etmek zorunda kalmış.
Babaya göre, çocuklarının çok iyi okuması, iyi bir mesleğe sahip olması gerek.
Ömer’in bilinçaltında onu üzen iki konu var; birincisi, ne kadar çalışırsa çalışsın, asla babasının istediği bir evlat olamayacağını düşünmesiydi. İkincisi, babasının annesine karşı sert ve acımasız tutumuydu.
Ortaya çıkan sonuca bakarsak, aslında sorunlu olan Ömer değil anne ve babaydı! Bu nedenle öğrencinin anne ve babasına “evlilik terapisi” uygulandı. Ömer de hem geri kaldığı dersler için yardım aldı, hem de terapiye katıldı. Kısa sürede sevindirici sonuçlar alındı.
Çocuğun okuldaki başarısızlığında ailelerin tutumları çok önemlidir.
Belli başlı aile tutumları; *Katı tutum gösteren aileler: Otoriter aileler, çocuklarına aşırı baskı uygularlar. Bu yüzden çocuklar ders çalıştıkları halde, sınavlarda başarılı olamazlar. Ayrıca sınav sırasında heyecanlanıp başaramama hissine kapılırlar, bildiklerini bile unuturlar, sorulan sorulara doğru cevap veremezler.
*Aşırı kontrolcü aileler: Bu ailede anne baba çocuğu oturtup ders çalıştırır, ödev yaptırır, çocuk kendiliğinden bir şey yapamaz, sorumluluk duygusu tam gelişemez.
*Aşırı koruyucu aileler: Bu aileler çocuğuna kıyamaz, çocuğu yorulmasın, bunalmasın diye ödevleri kendileri yapıverirler, böylece onlara yardım ettiklerini sanırlar.
Değerli okuyucular, şu nokta hiçbir zaman unutulmamalı: “Stres başarıyı engeller”. Çocuğumuzda sıraladığım tepkileri fark ettiğimizde onunla daha yakından ilgilenmemiz doğru olacaktır;
- Nedensiz kendini yorgun hissetme.
- Okula gitmekte isteksizlik, sabah hazırlığında huzursuzluk.
- Her zamankinden fazla televizyona veya bilgisayara odaklanma.
- Karın ağrısı, mide bulantısı, kusma, iştahsızlık, susuzluk.
- İşbirliğine yanaşmama.
- Her zamankinden daha hırçın olma.
- Bağımlı olma ve başkalarından yardım bekleme.
- İçine kapanma, sinirlilik, unutkanlık.
Şimdi de ders başarısı için yapmamız gereken konulara değinelim;
Öncelikle öğrenme ile ilgili şu noktayı aklımıza kaydedelim; eğer bir konu; yalnızca derste dinlenirse, bu konunun % 20’si öğrenilir. Konu dinlendikten sonra bir de kitaptan okunursa % 40’ı öğrenilir. Konunun yazılı özeti çıkarılırsa % 60’ı öğrenilir. Konu sesli olarak bir başkasına anlatılırsa % 80’i öğrenilir. Bu oran, konu tekrar edilerek % 90’a çıkabilmektedir.
Dersi dinlerken mutlaka not tutulmalı. Not tutmak; hem öğrenmeyi kolaylaştırır, hem de ders çalışma zamanını azaltır. Tüm bunlardan sonra tutulan notlar temize geçirilerek öğrenme pekiştirilir.
Mutlaka ders programını çocuğunuzla beraber yapıp, onun bu programa uyup uymadığını kontrol etmelisiniz..
Çocuğunuzun bir ödevi tamamlaması için kendi yaşıtlarından daha fazla süreye ihtiyaç duyma ihtimali yüksektir. Bu sürenin ne kadar olduğunu ve eğer çocuğunuza evde yardım etmek için yaptığınız birtakım çalışmalar varsa bunları öğretmenine bildirin, okuldaki çalışmalar arasında bu bilgiler onun işine yarayacaktır.
Konuları eksik olduğu yönleri öğrenmesinde siz veya eşiniz ona destek olun, eğer imkânınız varsa özel öğretmen ya da üniversite okuyan abi ve ablalardan destek alın.
Çalışma masasının boş olmasına ve sadece o anda ilgileneceği ders kitaplarının olmasına özen gösterin. Ödevlerini parçalara bölmesinde fikir verebilirsiniz. Günlük ders planında mutlaka 30 veya 45 dakika ders çalışma, 10 dakika dinlenme, 10 dakika tekrara yer verilmeli. Ders çalışırken dikkati dağıldığında ve kendini derse vermekte zorlandığında ara versin, enerjisini boşaltsın, öyle derse tekrar başlasın.
Çocuğunuza sorumluluklarını yerine getirene kadar keyif aldığı şeyleri ertelemesini öğretmelisiniz. Ev ödevinden sonra TV izleyebileceğini ya da oyun oynayabileceğini vurgulayın. Çaba sarf ettiğinde ve ödevlerini tamamladığında çocuğunuzu överek ödüllendirin.
Ders çalışırken küçük zaman dilimlerinden başlamasını ve zamanla ders çalıştığı süreyi artırmasını hedefleyin. Ders çalışma süresini ilk başlarda kısa tutun ve ona göre bir seviye tespit edin. Eleştirmeyen, destekleyici bir tutumla çocuğunuza ev ödevlerindeki hatalarını gösterip düzeltmesine yardımcı olun.
Çocuklarımızın başarılı, üretken, mutlu olması duasıyla Allah’a emanet olunuz.
PSİKOTERAPİST
DNŞ TEL: 0 212 503 79 95-0 506 401 79 91
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.