“İlaçların çoğu işe yaramaz”mış
Şubat 2010 tarihinde Şükrullah Dolu imzalı Yeni Şafak gazetesinde bir röportaj yayınlandı. Söyleşi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta ile yapılmış. Sayın Küçükusta sıradan bir profesör değil. Fakültesinde binlerce öğrenciye ders vermiş hakikaten sahasının uzmanı olan bir ilim adamımız.
Ele alınan konu ilaçlar. İlaç firmalarının günah galerisi başlığı altında mesele irdeleniyor ve Sayın Profesör: “İlaçların çoğu işe yaramaz” diyor. Konunun özü ve özeti de bu. Ayrıntılarına gelince: “Modern tıbbın, ilaç endüstrisi karşısında gazozuna ilaç konmuş kızlardan hiçbir farkı yoktur” diyor Sayın Profesör. Son kitabı, “Bu işte bir domuzluk var” kitabında ilaç firmalarının vatandaşı nasıl korkuttuklarını çok açık bir ifade ile anlatıyor. Sayın Küçükusta, korkutmanın bir taktik olduğunu ifade ediyor.
Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta: “İlaçların reklâmı yasak, lâkin farklı yöntemlerle reklâm yapılıyor. Mesela domuz gribi yaygarası. Bunun için aşı olmayan ölecek, propagandası yapıldı. 2009 Haziran ayında yazdığım yazılarda bunun bir korkutma stratejisi olduğunu yazmıştım.
Zaman zaman bir hastalık moda edilerek insanlar korkutuluyorlar. Reflü, kolestrol ve kemik erimesi gibi… Bunlar böyle anlatılıyor ki, sanki her reflüsü olan kansere yakalanacakmış gibi gündem oluşturuluyor. Amaç, insanlara çok defa uzun süreli ilaç kullandırmak.
Hastalık veya ilaç modasının oluşturulmasında iki eleman var. Biri doktorlar, diğeri medya. Birçok hastalıkla ilgili dernekler var. Bunların hepsi ilaç firmalarının bir çeşit pazarlama kuruluşu. Modern tıbbın, ilaç endüstrisi karşısında gazozuna ilaç konmuş kızlardan hiçbir farkı yoktur.
Zaman zaman şeker ve tansiyon taraması gibi bedava kampanyalar düzenlenir. Burada da maksat ilaç tüketimini arttırmaktır. Çünkü bu taramalarda, `Bak senin tansiyonun var sürekli ilaç kullanman gerekiyor’ mesajı verilir.
Ben ilaçların en ucuz olanını yazıyorum reçeteye. Çünkü bunlar arasında 10 misline kadar ucuz olanlar var. Olabildiğince, gereksiz ilaç yazmıyorum. Günümüzde tıp ahlâkı diye bir şey kalmadı. Çünkü tıp, ilaç firmalarının denetimi altında. Bütün çalışmalar onlar tarafından sponsorlukla destekleniyor. Tıp dergileri onların yardımıyla çıkarılıyor. Kongreler onların sponsorluğu ile düzenleniyor. Yani tıbbı gerçek bilgiler değil, ilaç firmalarının arzu ve istekleri yönlendiriyor. MR ve tomografi gibi şeyler de insanlara gereksiz yapılıyor.
En önemli taktiklerinden biri de sağlam insanlara bile ilaç satmaktır. Adamın hiçbir şeyi yoktur. Ancak buna rağmen ona vitamin, beslenme, destek ürünü, mineral ve antioksidan gibi birçok şeyi aldırıyorlar.”
Bütün bu bilgilerle hepimizi uyaran Sayın Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta’ya teşekkür ve dua ediyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.