Çözüm süreci, Akil İnsanlar ve karşı cephenin sonu…
Muhalefet cephesinin tüm engelleme girişimlerine rağmen “Çözüm süreci” olumlu bir seyir için de devam ediyor. “Akil İnsanlar” olarak seçilenler, ülke genelinde çalışmalarını aralıksız sürdürüyorlar. Art niyeti olmayan ve eleştirel tepkilerinde ahlak sınırlarını aşmayan, ölçülü ve samimi insanların haklı endişelerini ve tepkilerini sabırla dinliyorlar ve tepkilerin sebeplerini araştırıyorlar. Ellerinden geldiğince samimi bir diyalog içinde sürecin ne anlama geldiğini anlatmaya çalışıyor herkesi sevgi ve saygıyla kucaklıyorlar.
Onlar bu yola çıkarken; olumlu, yapıcı ve sevinçle karşılayanların yanında bazı olumsuzlukların da olabileceğini biliyorlardı.
Ülke genelinde sürece duyulan güven ve özlenen barışa kavuşma ümidiyle çeşitli halk kitleleri tarafından karşılanan “Akil İnsanlar” çiçeklerle karşılanıyorlar. Birlikte horonlar oynanıyor. Toplantılar, konferanslar ve bazen de özel ziyaretlerde bazen, mutlu eden sevinçli ortamlar oluşurken, bazen ise hüzünlü ve duygusal anlar da yaşanıyor.
Bazen ise; önceden hazırlanmış özel ekiplerin saldırı ve hakaretleriyle de karşılaşılıyor. Ancak onlar bu olaylar karşısında kararlılıklarını ortaya koyarak, sevgi ve saygı içinde ülkeyi dolaşan bu barış elçileri “Ülkenin bölünmez bütünlüğü içinde yeniden barış ve güven içinde bir arada yaşamaya mecburuz çünkü başka Türkiye yok” diyerek yürüyüşlerini sürdürüyorlar.
Onlar biliyorlar ki; Barış cesaret ister, fedakarlık ve samimiyet ister. İşte onlar bu gerçeklerin gereğini devlet ve millet adına yerine getiriyorlar.
Bir çok işlerini bir kenara iterek, büyük bir gayret ve samimiyetle Başbakanımızın davetine icabet ederek ülkenin barış ve huzur için ülkeyi dolaşan “Akil İnsanları” tarih ve millet unutmayacaktır.
ÇÖZÜME KARŞI OLANLARIN SONU HÜSRANDIR
Hiç bir yönlendirme olmaksızın içten gelen bir arzuyla “bu süreçte bize de bir görev düştü” anlayışı içinde görevlerini başarıyla tamamlamanın gayreti içinde ülkeyi dolaşan “Akil İnsanlar” için ağza alınamayacak ağır ifadelerle hakaret eden siyasi liderleri anlamak mümkün değil.
Demokrasiyi içine sindiren siyasi liderlerin tepkileri; hukuk çerçevesinde olur. Kin ve nefret içermemesine azami ölçülerde dikkat edilir. Şartlar ne olursa olsun liderler soğukkanlı olurlar ve demokratik hakları kullanılırken sınırları zorlayan, rahatsız edici ve tehdit içeren bir tavır asla sergilemezler.
Çünkü; her lider devlet yönetimini devralmaya hazır olmalı ve tüm hesaplarını vatandaşlarının her kesimini kucaklayacak dili seslendirmeli. Bir kesimi kutsarken, diğer kesimin varlığını inkar eden liderler ve onların siyasi hareketlerinin sonu hüsran olmuştur.
Karşılıklı güven, özlenen barış ve kardeşliği yeniden ihya etmek için başlatılan “Terörsüz Türkiye” projesini engellemeye çalışan siyasileri de böyle bir sonuç beklemektedir.
Karşı Cepheyi oluşturan; CHP, MHP, İP, Ulusalcılar, Kemalist jakobenleri yönlendiren gizli gücün; devlet içindeki hukuk dışı yapılanmanın adı olan Ergenekon çetesi olduğu şüpheleri her gecen gün artmaktadır.
Çünkü; fikirleri farklı da olsa “Çözüm Süreci”ni engellemek için aynı merkezden yönlendirildikleri anlaşılmaktadır. Tehdit, küfür ve hakaret onların ortak eylemleridir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.