Taassubun makbul olmayanı
İnsanlar çeşitli yönleriyle tanınır veya tanıtılır. Bu yön ve yöntemlerden biri de kullanılan sıfatlardır. Mesela, filanca mutaassıptır veya her düşünceye açıktır ifadeleri bu meyandadır.
• Mutaassıp, bir düşünceye aşırı ölçüde bağlanıp ondan başka düşünceleri kabul etmeyen kişilere verilen bir sıfattır. Bu yolun takibi taassuptur.
• “Her düşünceye açık” olan “evet efendim”cilerin vasfını ifade eden tanımdır.
• Taassuba gelince:
Taassup iki kısımdır:
a. Makbul olan taassup: Bundan salâbet-i diniyye/dinin hükümlerinin yaşanması gayretini samimiyetle gösterenler, gayret edenler ve hikmetlerine vâkıf olmak için çaba sarf edenler anlaşılır. Başka bir ifade ile dinde kuvvetli bir inanca sahip olmak, taviz vermemek kesin itikat üzerinde bulunmak, hak ve gerçek üzerinde sebat etmek, sarsılmamak ve titiz olmak demektir.
b. Makbul olmayan, hoş görülmeyen taassup: Batıl da olsa fikir ve görüşlerini doğru bulup körü körüne iddiada bulunmaktır. Bu büyük bir hatadır. Her şeyin aşırısı dinimizce merduttur. Bundan dolayı Peygamber Efendimiz (S.A.V.): “İşlerin hayırlı olanı orta olandır” buyurmuştur.
Bu, Müslüman’ın inancından taviz vermesi manasına gelmez. Katiyen böyle anlaşılmamalıdır. İslam’ın yaşanması asla aşırılık değildir.
İslam’da hoş görülmeyen körü körüne iddialardır/saplantılardır. Buna dinimizce de hoş görülmeyen taassup denir. Hatalı bir davranış tarzıdır.
Körü körüne bağlılıklar dini bilmemekten kaynaklanır. Bunun yolu da her mü’minin itikadı sağlam, ilmi olan ve ameli de itikadına ve ilmine uygun olan bir zat ile daima bağlantılı olmaktır. Din böyle öğrenilir. Ehlini bulamazsanız sapıklık da buradan başlar. Günümüzde bunun çok örnekleri ve ibret alınacak görüntüleri vardır.
Müslümanlar bu işi ciddiye almalı. Körü körüne taassup görüntüsünden uzak durmalı, etraflarını ürkütmemelidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.