Cennet Ucuz Değil!
Aşağıdaki uzun hadis-i şerif öylesine kuşatıcı, öylesine belirleyici ve öylesine hiçbir soruya gerek bırakmayacak kadar açıktır ki, bize düşen, Efendimizin (s) her biri hikmet damlası olan hayat verici sözlerini dikkatle ve kelime kelime okuyup anlayarak hayata aktarmaktır.
“Muâz b. Cebel (r.a) şöyle dedi:
-‘Ya Rasûlallah! Beni cennete girdirecek, cehennemden uzaklaştıracak bir amel söyle bana.’ dedim.
-“Çok büyük bir şey istiyorsun. Ancak bu, Allah’ın kolay kıldığı kişi için pek kolaydır:
¥ Hiçbir şeyi ortak koşmadan yalnızca Allah’a kulluk edersin.
¥ Namazı dosdoğru kılarsın.
¥ Zekâtı verirsin.
¥ Ramazan orucunu tutarsın.
¥ Gücün yeter, imkân bulabilirsen haccedersin.” buyurdu.
Sonra sözüne devamla:
-“Şimdi sana hayır kapılarını haber vereyim mi?
¥ Oruç kalkandır.
¥ Sadaka, suyun ateşi söndürmesi gibi günahın azabını söndürür.
¥ Kişinin gece yarısı kıldığı namaz da günahı söndürür.” buyurdu.
Bundan sonra Rasûlüllah (s):
“Korkuyla ve umutla Rablerine kulluk ettikleri için vücutları yataklarından uzak kalır ve kendilerine verdiğimiz rızıktan Allah yolunda harcarlar. Yaptıklarına karşılık olarak, onlar için ne mutluluklar saklandığını hiç kimse bilemez” (Secde 32/16, 17) âyetini okudu.
Daha sonra Rasûl-i Ekrem (s) şöyle buyurdu:
-“Sana bütün işlerin başını, ana direğini ve doruk noktasını bildireyim mi?” Ben:
-‘Evet, bildiriniz Ya Resûlallah!’ dedim.
- “İşin başı İslâm, direği namaz, doruğu cihaddır” buyurdu. Sonra:
-“Sana bütün bunların kendisine bağlı olduğu / hepsinin yerini tutan şeyi (can damarını) bildireyim mi?” dedi. Ben:
- ‘Evet, bildir Ya Rasûlallah!’ dedim.
Bunun üzerine Hz. Peygamber (s) mübarek dilini tuttu ve:
- “Şunu koru!” buyurdu. Ben:
- ‘Ya Rasûlallah! Biz konuştuklarımızdan da sorgulanacak mıyız?’ dedim.
- “Annen yokluğuna yansın ey Muâz! İnsanları yüzüstü cehenneme sürükleyen, ancak dillerinin ürettikleridir!” buyurdu. (Tirmizî, Îmân 8)
Bu kapsamlı hadis-i şerifin, Efendimizin (s) dilinden dökülmesine neden olan Muaz b. Cebel’in (r.a) baştaki sorusu, hiç şüphesiz her müminin en temel sorusu ve endişesi olmalıdır: Cennet’e nasıl girer, Cehennem’den nasıl ırak olurum?! Bundan daha önemli ve öncelikli bir gündemimiz olamaz!...
Efendimiz (s), bu soruya verdiği cevapta; cennete girmenin ve cehennemden kurtulmanın ucuz olmadığını ama Allah’ın bunu kolay kıldığı müminlere kolay olacağını beyan ederek İslâm’ın 5 esasını sıralıyor. Sonra, oruç, sadaka ve gece namazının hayır kapılarını açıp günah yollarını tıkadığını beyan buyuruyor. Ardından da, gece namazının ve Allah yolunda infakın sınırsız ecrine dair âyeti okuyor.
İşin hülasasını ise şöyle yapıyor: Cennet’e girmek için ilk ve ‘olmazsa olmaz’ şart İslâm’a girmek, din binasını ayakta tutan direkler konumundaki namazı beş vakit gereği gibi ikame etmek ve Allah yolunda her türlü cehdü gayreti gösterip, cihadın tüm imkânlarını kullanarak bu binayı itmam etmek.
Efendimizin (s), “işin can damarını”; “dilini korumak” olarak açıklaması ve insanları Cenhennem’e sürükleyen en büyük afetin “dilin ürettikleri” olduğunu söylemesi ise, hepimizi silkelemeli ve tepeden tırnağa sarsmalıdır. Diline sahip olmak o kadar belirleyici ve önemlidir ki, Efendimiz (s) bir başka hadis-i şerifinde; dili ve en az o kadar önemli olan namusu konusunda garanti verene, Cennet’i garanti edeceğine söz veriyor: “Her kim, bana iki dudağı arasındaki ile iki bacağı arasındaki iki şeye garanti verirse, ben de ona cenneti garanti ederim.” (Buhari) Ne büyük bir vaat ve ne büyük bir müjde!
Evet! Cennet ucuz değil! “Bu çok büyük bir şey! Ancak Allah’ın kolay kıldığı kişi için pek kolay!”
NOT: Abdullah Yıldız’ın yazı, konuşma, röportaj ve videoları için bakınız: www.abdullahyildiz.org
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.