Aydınlık gazetesi, tarihi çok eskilere dayanan bir yayın organı.

Türkiye Komünist Partisi önderlerinden Şefik Hüsnü Değmer öncülüğünde yayın hayatına başlayan, Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk sosyalist gazetesi.
1968 yılından itibaren bir grup sosyalist aydın öncülüğünde Aydınlık Sosyalist Dergisi…
1 Mart 2011 tarihinden itibaren günlük gazete olarak yayınlanmakta.
İdeolojik çizgisi ise Maoculuk…
İşçi Partisi’nin yayın organı.
Aslında sadece İşçi Partisi’ni değil, PKK’yı da öven bir yayın organı.
Hatta dağlarda bölücü örgütün yöneticileri ile çekilmiş çiçekli fotoğrafları halen hafızalarımızda.
Ve Doğu Perinçek, Yalçın Küçük (haklarında bir şey yazmaya gerek duymadım)…
Yukarıdaki açıklamaları çoğaltmak mümkün…
Kısaca anlayacağımız, marjinal, maoist, ulusalcı, faşist, bir gazete AYDINLIK…
Adı Aydınlık olsa da hem yazarları, hem de savunduğu ideoloji yüzünden adını hak ettiğini söylemek pek mümkün değil sanırım.
Gazete dediğim gibi ilginç bir gazete.
Gazeteyi benim için daha da ilginç kılan, son zamanlarda gazeteye katılan yeni yazarlar.
“Emekli Orgeneral Çetin Doğan”, “Emekli Tuğamiral Türker Ertürk” ve “Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz”.
Bahse konu komutanlar bir zamanların tabiri caizse “Altın Çocukları”…
24 ayarından hem de.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin “A Takımı”…
Peki bu altın çocuklar neden Aydınlık’ta yazıyorlar?
- Aydınlık’ın karanlık ideolojisine mi sahipler?
- Ülkemizin yüksek tirajlı büyük gazetelerinde yer bulma imkanına rağmen -onlarca köşe yazarının deniz subaylarımızın ağzından yazdıkları yazılar malumunuz- bu gazeteleri tercih mi etmiyorlar?
- Belki de atalarımızın dediği gibi düştükleri Ergenekon denizinde yılana sarıldılar…
Hepimizin yakından tanıdığı bu isimler Ergenekon Soruşturması kapsamında tutuklanmalarından sonra, kurtuluşu sanırım Aydınlık’ta bulmuşlar, başka bir yer kalmamışçasına.
Bilinmez…
Ancak silahlı kuvvetlerin bu beyin takımı (!) daha önce giydikleri üniformaları unutarak ideolojisi bölücülük, Maoizm ve Komünizm olan bir gazetede yazmalarının kurumları adına ne kadar doğru olduğunu, kurumlarının imajını zedeleyeceklerini hiç mi düşünmüyorlar?
Çuvaldızı bu değerli (!) komutanlarımıza batırdık.
İğne ise onları yıllarca bünyesinde barındıran, Komuta kademesine getiren Türk Silahlı Kuvvetleri’ne.
İmajı yeterince zedelenmiş Kuruma da sorulacak sorular olacak bu değerli komutanları yüzünden…
- Aydınlık gibi marjinal ve radikal bir gazeteye köşe yazarı olabilecek, Türk insanı ve değerlerine bu kadar hakaret edebilecek, devletin yönetici kademesine bu kadar sövebilecek kapasitede insanları nasıl amiral/general yapabildiniz?
- Bu tip davranış bozuklukları olmadan general/amiral yapmıyor musunuz komutanlarınızı?
- Bunları biliyordunuz da göz mü yumdunuz kendilerine?
- Amiral/general olana kadar nasıl bir adam olduklarını anlayamadınız mı onlarca sene içinde?
Kısaca; darbe yapmaya teşebbüs etmek üzere planlar yapan, kendi ülkesinin insanını aşağılayan hatta küfreden bu eski komutanların (komutanım demeye utanıyorum) Aydınlık’taki karanlığa karışmış olmaları, yıllarca giymiş oldukları o şerefli üniformaya ve bağlı bulundukları o şanlı kuruma ihanetten başka bir şey değildir.
Komutanlarımızın (!) akıllarını başlarına alarak gerçek AYDINLIK’a kavuşmaları dileğiyle…
Aydınlık günler…