Mehmet Koçak

Mehmet Koçak

Kararlılık ve dayanışma dış destekli oyunu bozdu…

Kararlılık ve dayanışma dış destekli oyunu bozdu…

Ağaçlar bahane edilerek Taksim’den tüm ülkeye yayılmaya çalışılan eylemlerin asıl amacı gün geçtikçe daha da belirginleşmeye başladı. Anlaşılan o ki; bu eylemlerin asıl sebebi Başbakan Erdoğan’ın olayların başında ifade ettiği gibi “ideolojiktir”. Hedef: oluşturulacak kaos sonucu Başbakan Erdoğan’ı istifaya zorlamak ve hükümeti düşürmek.

Bir önceki  “Sultan Abdülhamid Han’dan Başbakan Erdoğan’a dış destekli komplolar” başlıklı yazımda Osmanlıyı kim nasıl yıktı?. Sultan Abdülhamid Han’ı tahtan kimler nasıl indirdi?. Demokrasi şehidimiz, rahmetle andığımız eski başbakanlardan Adnan Menderes neden idam edildi?. Rahmetli 9. Cumhurbaşkanımız Özal, neden zehirlendi? ve Rahmetli Erbakan, Başbakanlığındaki hükümet hangi entrikalarla yok edildi?. Sorularına cevap olacak bir analizde bulunmuştum. Bugün yaşanan dış destekli ihanetlerin ise geçmiş oyunların ve entrikaların bir devamı olarak Başbakan Erdoğan’ın hedef seçildiği gerçeğine işaret etmiştim.
Dış destekli, hukuk dışı yapılanmalar ve onların destekçileri olan sermaye, medya ve bürokrasi ile yargı karışımından oluşan bir güç; Türkiye’de kaostan beslenen siyasi istikrarsızlık, çetecilik, hukuk dışı yapılanma ve mafyalaşma ile terörün bitmesini istemiyor. Bu kesim, “böyle geldi böyle gidecek, bu gidişi düzeltmeye çalışanı bitiririz” narası içinde zaman zaman oyunlara kalkışmaktadır. Bu sefer de böyle planlandı. Terörsüz ve sömürüsüz, bu milleti millet yapan, milli ve manevi değerler etrafında bütünleşerek yeniden yapılanmayı başlatan Başbakan Erdoğan ve onun hükümetini bitirmek için düğmeye basıldı. Ancak; Türkiye eski Türkiye olmadığı gibi Türk milleti, enjekte edilen narkozun tesirinden kurtardığı ve oyunları bozacak güce eriştiği gerçeği hesaplanamadı.
Başbakan Fas, Cezayir ve Tunus’u kapsayan Kuzey Afrika ziyaretine giderken yaptığı değerlendirme de  “Bunlar ideolojik hareketlerdir” diyerek provokatörlere “Evlerinde sabırla bekleyen %50 var” uyarısında bulunmuştu.
İşte o, evlerinde sabırla bekleyen milyonlar; Başbakan’ın Mağrip ülkelerine ziyareti sonrası dönüşündeki o, muhteşem karşılama ve devamındaki mitinglerde kendini gösterdi. O kitle, sahiplenme duygusu içinde Başbakanın çağrısına uyarak kendine yakışanı yapmıştır. Başbakan Erdoğan sevgisiyle yollara düşen kitleler, yapılan bunca ihanetlere rağmen, hukuk çerçevesi içinde kalmayı başardı.
O, muhteşem karşılama ve mitingler; dış güçlere ve yerli işbirlikçilerine göstermiştir ki;  Türk milleti; verdiği emaneti sahip çıkan Başbakan Erdoğan ve onun liderliğindeki iktidarı sahiplenmiştir. Ayrıca halkımız; “Güven tazelendi, desteğimiz artarak sürmektedir” mesajını açık bir şekilde vermiştir.
İP, DHKP-C, SDP ve CHP destekli illegal örgütlerin Taksim’deki 15 günlük  “işgali” sona erdirildi ve vatandaşımızın hizmetine sunulmuştur.
Kısacası; bu oyun bozulmuştur.

SİYASİLER DEMOKRASİYE SAHİP ÇIKMADI

Demokrasiyle yönetilen ülkelerde siyasi iradeye yapılan saldırı tüm siyasilere yapılmış kabul edilerek aralarındaki görüş ayrılıklarına rağmen tüm siyasiler demokrasiyi sahiplenme, huzur ve güveni koruma adına birlikte hareket ederler.
Peki “bizde neden böyle olmuyor?”
Çünkü; bizde,  demokrasiyi içine sindiremeyen siyasi muhalefet,  “Ben varsam yaşasın, ben yoksam batsın” anlayışıyla hareket edildiği için olmuyor.
CHP; oyun içinden “anti demokratik bir iktidar yolu açılır mı?” hayali ve beklentisi içinde  hem kışkırtmış hem de marjinal grupların kitleleşmesine destek vermiştir.
MHP lideri Bahçeli’yi en sert şekilde eleştirenlerden biri olarak Taksim olayları ile alakalı olarak ilk zamanlar yaptığı açıklamaları takdir etmiştim. Bir devlet adamına yakışır bir üslup içinde  “Devlet millet çatışması için ellerini ovuşturanlara tahrike yeltenenlere asla itibar etmeyeceğiz” diyerek tavır takınması maalesef çok sürmedi.  
Sayın Bahçeli’ye rağmen bir kesim ülkücü “bizde buradayız” dercesine; bozkurt işareti yapmıştır.  Aynı şekilde; BDP Eş Başkanı Demirtaş, Taksim’deki eylemlerle ilgili olarak “Taksim’de biz yokuz” dese de PKK taraftarları orda bayrak açmıştır.
Dış destekli ihanetin birinci hedefi “iktidarı düşürmek”. B planları ise, “olmuyorsa ülkeyi bir erken seçime götürmek” idi. Bu bir tesadüf mü bilemem ama; erken seçimi ilk olarak Sayın Bahçeli seslendirdi.
Türkiye ekonomisi, milli birliği ve hükümetini hedef alan bu olaylar karşısında muhalefet cephesi yine oyuna geldi ve demokrasi imtihanını bir kere daha kaybetti.
Yapılan hataların mal olduğu insan ve ekonomik kayıplar yeniden hatırlanmalı ve tekrar dış destekli benzer oyunlara düşmemek için herkes üzerine düşeni yapmalıdır.
Toplumsal barış, güven ve huzur için her zamankinden daha fazla birlik ve beraberliğe ihtiyacımız olduğu asla unutulmamalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Koçak Arşivi