Latif Erdoğan

Latif Erdoğan

“Mursi-Erdoğan kardeştir”

“Mursi-Erdoğan kardeştir”

AK Parti’yi desteklemek için Kahire’de yapılan mitingde, bir gencin elinde tuttuğu pankartta gördüğüm “Mursi- Erdoğan kardeştir” sözü beni hem düşündürdü hem de çok sevindirdi..
Üç asırlık hasreti düğüm düğüm içine sığdırmış mesaj yüklü bu cümle, ümmet tarihinin yeniden yazılmaya başlanmış bulunmasının da işaretlerini veriyordu.
Mısır, İslam’ın zeki mahdumu; İngiliz mülkiye mektebinde okumaya gittikten sonra, diplomasıyla geri döndü. Nasır, Sedat, Mübarek gibi diktatörlerin yaşattığı kış dönemini geride bırakarak Müslüman Kardeşler’in bir ferdi olan Mursi ile yeni bir bahara adım attı. “Önce engelle, olmazsa yönlendir” zihniyetine ait odakların çabaları boşa çıktı ve çıkacak. Mısırlı kardeşlerimiz hak ettikleri baharla, inşallah yollarına güven ve huzur içinde devam edecekler.
Mısır, geçmişine ait uzun tarihinde firavunları da gördü, Musaları da.. Orada Yusuflar da yaşadı, Karunlar da. İslam’ın daha ilk dönemlerinde, Hz. Ömer’in hilafeti günlerinde, Amr b. As (r.a.)’ın eliyle fethedildi ve o günden bu güne İslam coğrafyasının en önemli bölgelerinden biri oldu. Fatimi Devletine merkezlik yaptı.
Sosyolojik bir karşılığı var mı bilmiyorum: İlk fethedildiği dönemde bu yöreyi hep siyasi bir dahi olan Amr b. As yönetti. Acaba, bu ilk aşı ve mayalanma sebebiyle mi Mısırlı Müslümanların içtimai yapılanmalarında siyaset hep öne çıktı; İslam’a hizmetlerini bu yolla sürdürdüler? Yakın tarih itibariyle de nice çile dolu bir süreçten sonra yine bir siyasi çalışma olan Müslüman Kardeşler hareketi kısmen iktidarı elde etti. Yansımaları başka ülkelerde de görülmeye başlandı. İç bünyede çözülme yaşamazlarsa başarılarının devam edeceğinde kuşku yok. Aksi durum neticenin de aksi.
Osmanlı’nın yıkılmasına zemin hazırlayan ve ardından da kıyamet sarsıntısına benzer bu inkırazı gerçeklendirenler, bütün güneyle olduğu gibi Mısır’la da aramıza aşılması imkansız nifak setleri çektiler. Bizi onlara, onları bize düşürerek bütün karanlık emellerine kavuştular.
Küçük bir anekdot: Sanırım 1977 yılındaydı. Makine mühendisliğinde okuyan bir arkadaşım, beraber staj yaptığı üç öğrenci arkadaşıyla ziyaretime geldi. Arkadaşlarından biri Ürdünlü, biri Libyalı, diğeri ise Mısırlıydı. Uzunca sohbet ettik. Ben, nedenini şimdi unuttuğum bir vesileyle, biz Arapları severiz, dedim. Mısırlı öğrenci, “Kişi olarak mı, millet olarak mı?” diye sordu. “Hem kişi hem de millet olarak” diye cevap verdim. Yüzü gerildi, sonra da “Diyelim ki bizi seviyorsunuz. O zaman niçin siyah köpekleri çağırırken arap arap diye sesleniyorsunuz!” Sadece şaşırmadım, donup kaldım..
Aziz dostlar,
Yaşanılan son kaos, son olmasını dilediğimiz kargaşa gün geçtikçe daha da netleşen bir gerçeklikle kendini ele veriyor ki, Türkiye çok ciddi bir badireyi atlatmış bulunuyor. Bu badirenin adı kesinlikle bir iç savaştır. Meselenin hafife alınabilecek yanı yoktur.
Asıl görevleri ağacı daha çekirdekte iken görmek ve göstermek olan düşünür ve yazarlarımız, dalları burunlarının üstüne düşmüş koskoca ağacı hâlâ göremiyorlarsa, ortada sonu hiç de hayırlı olamayan bir kasıt var demektir. Sözüm ona aydın geçinen bazı kişilerin, hangi dürtü ve saikle olursa olsun, bizi bir iç savaşa sürüklemek isteyen hainlerin emellerine çanak tutmaları, sadece gafletle izah edilemeyecek vahamette bir ihanet göstergesidir.
Milli iradeye kulak verelim. Bu millet önsezileri çok güçlü bir millettir. Bu millet doğruyu doğru görmede ve doğru okumada harikulade bir hassasiyete sahiptir. Ankara ve İstanbul’dan sonra, Kayseri, Samsun ve Erzurum mitinglerinde verilen tepkiler bu hassasiyetin birer göstergesidir. Milli irade hainlere geçit vermeyeceğini çok net ifade etmiş, oynanmak istenen oyunlar hüsranla sonuçlanmıştır.
Akil insanların yaptıkları görüşmeler - ki bu çok önemli konu üzerinde ayrıca duracağım- ve sundukları raporlar da yine çözüm süreci adına, bu milletin nasıl ferasetli, nasıl basiretli olduğunu ispat eder içeriğe sahiptir.
Yolumuz açıktır. Hele Mısırlı genç, “Mursi-Erdoğan kardeştir” diyerek asırlarca örülmüş, örülü durmuş nifak duvarını nasıl aştığını gösterdikten sonra..
Bazıları hâlâ İngiltere’ye, Almanya’ya, faiz lobilerine bel bağlasalar da; Alevi- Sünni ayrılığını körüklemekten medet umsalar da bu böyle..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Latif Erdoğan Arşivi