Amerika Birleşik Devletleri’nde bir zenciyi öldüren beyaz ırka mensup bir katilin mahkemece suçsuz bulunması üzerine Los Angeles şehrinde başlayan protesto gösterilerinde polisin orantısız güç kullanması ve aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu siyahi halka kas spazmına sebep olan kapsül mermiler atması bütün dünyada infiale sebep oldu. Polisin bu vahşiyane tutumuna Türkiye Dışişleri’nden de anında tepki geldi. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü yaptığı basın toplantısında medya mensuplarının sorularını cevaplandırdı. Sözcü, Amerika’nın büyük televizyon kanallarının da canlı olarak yayınlanan konuşmasında, ABD polisinin zencilere karşı haksız ve orantısız güç kullanmasını endişe ile takip ettiklerini belirterek şöyle konuştu:

“Biliyorsunuz, ABD’de zenciler daha yakın bir tarihe kadar üçüncü sınıf vatandaş muamelesi görürlerdi. Beyazların gittiği lokantaların kapısında ‘zenciler ve köpekler giremez’ yazardı. Zenci çocukları beyazların okullarında okuyamaz, onların bindiği otobüse zenciler binemezdi. ABD bu insanlık ayıbından güya kurtuldu, bu çirkinlikler kaldırıldı. Ama yine de ne zaman bir beyaz tarafından bir zenci öldürülse; ‘genlerine zenci düşmanlığı nakşedilmiş’ olan hakimler hep beyazları beraat ettiriyorlar. Zenciler öldükleri ile kalıyorlar. Her ne kadar ABD halkı günah çıkarmak için bir siyahi olan Obama’yı başkan yapsa da o da mahkemelerdeki bu adaletsizliklere ‘dur’ diyemiyor. Yani zencilere hâlâ köpek muamelesi!.. Dünyaya her fırsatta demokrasi dersi veren ABD’nin bu hukuk tanımaz tavrını kınıyor, endişe ile izlediğimizi dünyaya ilan ediyoruz. Ve ABD polisini acilen itidale davet ediyoruz. Geçmişi unutmamalarını da tavsiye ediyoruz. Daha önce de polis tarafından bir zenci dövülerek öldürülmüş, infiale gelen zenci halk, ayaklanarak meskun mahallerde taş üstünde taş bırakmamıştı. ABD böylesine haklı bir isyana mahal vermemek için hemen serbest bırakılan beyaz katil zanlısını tekrar tutuklatarak adil bir mahkemede yargılanmasını sağlamalıdır. Ayrıca halka kapsül mermi atarak yüzlerce insanın yaralanmasına yol açan polislerin de tutuklanarak gerekli yargılanmanın yapılması yine Türkiye olarak bizim insani bir talebimizdir. Aksi halde ABD dünyaya adalet ve demokrasi dersi veremez!”

Bir gazetecinin ABD’nin geçmişindeki Kızılderili katliamlarına ilişkin sorusu üzerine de Dışişleri sözcüsü:

“Yakında bu hususta bir kanun teklifinin Meclis’e geleceğini söyleyebilirim. Türkiye olarak ABD’nin Kızılderilileri toplu olarak katlettikleri ve topraklarına el koydukları tarafımızdan resmen kabul edilecek ve bunu da tüm dünyaya deklare edeceğiz. Dünya parlamentolarından da aynı kanunun geçmesi için çaba harcayacağız. Zulüm payidar olmamalı yeryüzünde.”

Sözcü, ayrıca ABD Kızılderilileri ve zencileri temsil eden iki heyetin Türkiye’ye geleceğini ve TBMM’de konuşacaklarını da açıkladı.

Sözcü, Taksim Gezi Parkı olayları hakkında ABD’nin yaptığı açıklamaların sorulması üzerine de, “Taksim Gezi olayları ABD’nin tertibi idi, o yüzden hassasiyetle takip edip, Gezicilere her türlü maddi ve manevi desteği verdiler. Yani asıl niyetleri adalet filan değildi, içişlerimize burunlarını sokmaktı, biz hariçten gazel okuyanların sesini kesmesini iyi biliriz. Ama ABD’deki olaylarda bizim dahlimiz yok, biz ‘her yerde adalet olsun, halklar ezilmesin’ diye çalışıyoruz.”

Dışişleri Bakanlığımızın sözcüsünün bu açıklamaları üzerine ABD Büyükelçisi Amerika’ya çağrıldı.

..............

ABD Büyükelçisi Türkiye’yi karış karış gezip, gittiği her yere nifak tohumları saçıyor ve PKK, Kürt vatandaşlarımızla, Taksim Gezi Parkı olayları ve polisimizin uygulamaları ile ilgili olarak zırt-pırt konuşuyor. Yazımın başında bahsi geçen Los Angeles’teki ABD polisinin yaptıklarına karşı ben de bir senaryo yazdım, yani Dışişleri sözcüsünün açıklamaları benim yazdığım senaryo. ABD’nin bildiğimiz, ama resmen söyleyemediğimiz  kanlı yüzü. Bu açıklamalar gerçek olsa ABD ve sahibinin sesi elçi dünyanın yüzüne nasıl bakacaklar? Kendileri camdan kulede oturanlar, başkasının evine taş atmamalı!