Abdullah Yıldız

Abdullah Yıldız

“Can Simitleri”

“Can Simitleri”

Haram ve günah üzerine kurulu bir hayat tarzının egemen kılınmak istendiği bir çağda yaşıyoruz. İnsanlık her geçen gün biraz daha fazla günah denizlerine dalıyor; haramlar anaforunda can çekişiyor!

Böylesine netameli bir ortamda insanları sahil-i selamete taşıyacak gemilere ve tutunulacak “can simitlerine” her zamankinden daha fazla ihtiyaç var. Âlemlerin Rabbi olan Allah Teâlâ’nın (c.c), rızasını kazanarak hem bu dünyada hem de ahiret yurdunda mutlu olmamız için bizlere farz kıldığı ibadetleri bu gemilere benzetirsek, sünnet ve nafile ibadetleri de “can simitleri” olarak nitelemek mümkündür.
Allah Teâlâ’nın (c.c), insanlığı her tür sıkıntıdan kurtarmak için ikram ettiği ibadetlerin başında ise, kullarını günde en az beş kez kendi huzuruna kabul buyurduğu “müminin miracı” namaz gelir. Günde beş vakit üzerimize farz olan namazlara ilave olarak bu namazların önünde veya sonunda Peygamber Efendimizin (s) kıldığı sünnet namazlar (sünen-i revâtib) ile yine Efendimizin (s) farklı vesilelerle kıldığı ve “sünen-i reğâib” denilen nafile namazlar, “can simitleri” bilinmeli ve ihmal edilmemelidir.
İşte bu revâtib sünnetleri ve özellikle de çoğu Müslüman’ın az bildiği ve maalesef az rağbet ettiği reğâib sünnetleri yani nafile namazları, -Türkçede anlam kaymasına uğrayarak ‘yararsız, boşa giden, boş, işe yaramayan’ anlamında ‘nafile’ değil- kelimenin tam anlamıyla zor zamanlarda tutunulacak can kurtaranlar olarak niteleyen sevgili Cemil Tokpınar’ın bu konuyu ele aldığı eseri nihayet çıktı:
“Can Simitleri”!
‘Nihayet’ dedim; zira Namaz Gönüllüleri Platformunu birlikte kurduğumuz, namaz davasının yılmaz savunucusu Cemil kardeşimin uzun süredir böyle bir hazırlığın içinde olduğunu biliyordum. Tebrikler…
“Can Simitleri” kitabı; ömre ömür ekleyen mübarek zaman dilimleri olan gün ve gecelerin faziletleri ve sırları ile Teheccüd, Tesbih, İstihare, Teravih, Hacet, Evvabin ve Kuşluk namazları gibi can kurtaran, cana can katan ‘can simitlerini’ keşfetmemiz için bizi kutlu bir yolculuğa çağırıyor…
“Can Simitleri” kitabının girişinde, Buhari’de (Rikak 38) aktarılan şu kutsî hadise yer veriliyor:
“Her kim (ihlâs ile bana kulluk eden) bir veli kuluma düşmanlık ederse ben de ona karşı harp ilan ederim. Kulum kendisine farz kaldığım şeylerden, bence daha sevimli herhangi bir şeyle bana yakınlık kazanamaz. Kulum bana (farzlara ilâveten işlediği) nafile ibadetlerle durmadan yaklaşır, nihayet ben onu severim. Kulumu sevince de (adeta) ben onun işiten kulağı, gören gözü, tutan eli ve yürüyen ayağı olurum. Benden her ne isterse onu mutlaka veririm, bana sığınırsa onu korurum.”
Bu kutlu ifadelerden anlıyoruz ki, nafile ibadetler ve namazlar, can simitleri olmanın ötesinde, öncelikle kulu Allah’a (c.c) yaklaştıran ve O’nun (c.c) sevgisine ulaştıran muhteşem fırsatlardır.
Şu günlerde doya doya yaşadığımız Ramazan ayının müminlere sunduğu özel nafile fırsatı ise Teravih namazı. Teravih gibi nafilelerin nasıl can simidi olacağını şu hadis-i şeriften öğreniyoruz:
“Kıyamet gününde kulun hesaba çekileceği ilk ameli onun namazıdır. Eğer namazı düzgün olursa, işi iyi gider ve kazançlı çıkar. Namazı düzgün olmazsa, kaybeder ve zararlı çıkar. Şayet farzlarından bir şey noksan çıkarsa, Azîz ve Celîl olan Rabbi:
-“Kulumun nafile namazları var mı, bakınız?” buyurur.
Farzların eksiği nafilelerle tamamlanır. Sonra diğer amellerinden de bu şekilde hesaba çekilir.” (Tirmizî, Salât 188)
“Can simitleri” esprisi, pek azımızın bilip uyguladığı nafile Tevbe Namazı ile ortaya çıkar.
 Efendimiz (s) buyurdu ki: “Bir kul günah işler de sonra kalkıp güzelce abdest alıp temizlenir ve iki rekât namaz kılarak Allah’tan bağışlanmak dilerse Allah onu mutlaka affeder.” (Ebû Dâvûd, Vitr 26)
Peygamber Efendimiz (s) daha sonra şu mealdeki âyet-i kerimeyi okudu:
“Ve onlar bir kötülük yaptıkları ya da nefislerine zulmettikleri zaman, Allâh’ı hatırlayarak hemen günahlarının bağışlanmasını dilerler; günahları da Allah’tan başka kim bağışlayabilir? Ve onlar, hatalarında bile bile ısrar etmezler.” (Âl-i İmran 3/135)
Başta vurguladığımız gibi, insanlığın adeta günah denizlerinde debelendiği günümüzde, mümin kullar da sık sık tevbe ve istiğfar etmeye mecbur kalacağı küçük-büyük günahlar işleyebilirler. İşte böylesi durumlarda tutunacağımız “can simidi” elbette Tevbe Namazı olmalıdır.
İmdi, nafile nafile Allah’a yaklaşıp sevgi ve rızasını kazanmak için can simitlerini keşfetme zamanı:
Cemil Tokpınar, “Can Simitleri”, Nesil Yayınları.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdullah Yıldız Arşivi