Mısır’da şanlı bir direniş ve insanlık katlediliyor (1)
Bu bir yazı değil. Bir tarafta Müslüman direnişinde gösterilen, izzet, asalet ve kahramanlık. Diğer tarafın namazda, sahurda katliam zilleti. İnsanlık öldürülüyor. Dünya seyirde. Ne yazılabilir? Şehit kanlarının selinde birkaç damla kanla ara başlıklar koyacağım o kadar:
Önce, Mübarek Ramazanda, sıcak yaz aylarında Hak için, insanlık için, din için, devlet için, can çekişen millet için, en asil bir şekilde direnen milyonlarca Mısırlı kardeşlerime ve onlara destek veren insanlığa şükranlarımı sunuyorum. Şehitlerimize rahmet, gazilerimize acil şifalar, yakınlarına ve bütün Muhammed ümmetine sabr-ı cemil diliyorum. Allah’tan bizlere, rahmetiyle muamele etmesini, şuur ve gayretlerimizi artırma nasibini, gönüllerimizi ferahlatmasını niyaz ediyorum,
OLAYI NETLEŞTİRELİM:
Demokrasi dendi. Anayasa yapıldı. Seçim oldu. %52 oy ile Mursi, yani 14 asırdır Müslüman ülkesi olan Mısır’da yine Müslümanlar kazandı.
Mursi bir yılda, içerde ve dışarıda büyük atılımlar yaptı. Başarı kazandı. Böyle giderse, dört yıl sonra ne Mursi’ye ve ne de Mısır’ın gücüne engel olabilmek, emir vermek, sömürmek imkanı kalmayacaktı. Suriye’de Esat zalimi, Rusya, Çin ve İran anlaşmış; Batı ve BM seyirci kalmışlardı. Bu kere Mısır’ın darbesi Generali Sisi, batının sömürgeci, çıkarcı devletleri, dünya sermayesi ve çıkar medyasıyla ittifak kurarak önce önce milli iradeyi katlettiler, şimdi halkı katlediyorlar..
Öyle bir ittifak kurdular ki, Mısır’da 14 asırdır ilk defa cenazesi Cami’den kalkmayacak, kendi Yahudi, resmen Hıristiyan olan birini Cumhurbaşkanı yaptılar. Darbeci General Sisi de onun celladı olarak layığını buldu, zillet yükünü yüklendi. Katliam serisini başlattı. Münferit cinayetleri, sabah namazı katliam takip etti. Namazdaki insanlar üzerine ateş açarak 53 yiğit şehit edildi. Yüzlerce yaralı. Şimdi de Sisi’nin emriyle ülkenin her yerinde katliama geçtiler. Kime karşı, Mursi’ye oy veren milletin %52’sine, yani Müslümanlara karşı.
Yalnız hastanenin ifade ettiği yaralı sayısı 4.500 gazi. Mısır şimdi diktanın emrinde, darbecilerin vicdanları gibi korkunç bir haber karartması içinde. Zaten çıkarcı, sermaye ve Siyonizm’in emrinden çıkamayan dünya basını, Taksim Gezi Parkı Teröründen beri, utanma “Etik” çıkarı içinde azıcık kalmış ise onu da attı. Açıktan son derece tahrif ediyor, yalan ve iftiralarla süslüyor. Yandaş, karartmacı ve çarpıtmacı başarısını göstermekte rekorlar kırıyor. Onun için yalnız Kahire’de dahi sağlıklı bir şehit sayısına ulaşmak mümkün değildir. Şimdilik Kahire’deki şehit sayısını yüzlerle, ülkedekini çok daha yukarı rakamlarla ifade etmek mümkün. Gelen haberlere göre yaralılar, yakından, kafalarından, göğüslerinden vurulmuş. Bu nedenle her an şehit sayısı artıyor.
Yalnız Türkiye ve Tunus’tan ciddi bir ses geliyor. Çıkarcı ve sömürgeci dünya devletleri, Suriye’de yüz bin insanın şehit edilmesi; milyonların vatan cüda olmalarını; bütün ülkenin ve ülke tarihinin harap edilmesini büyük bir memnuniyetle seyreder gibi destek verdiği gibi; şimdi de aynı metotla Sisi vahşetini destekliyor. Dünya basını ise, nasıl Türkiye’de darbeci Gezi terörünü lanetlemek için yapılan AK Parti’nin milyonluk mitinglerini, tam tersinden, darbecilerin hükümeti protestosu olarak gösterecek kadar, gözü dönmüş hareket etti idiyse; Mısır’daki darbeye dahi, hala darbe diyemediği gibi, bu, tarihin en alçak katliamına dahi, hala katliam diyemeyip, çatışma diyerek, tarihe büyük bir utanç, insanlığa eşsiz bir ibret bırakıyor. Ama nafile. Katiller gibi, onlara destek verenler de suç ortağıdır, suçludurlar. Ey Zalimler! Zulmünüzün davet ettiği felaketlerden; halkın gayretinden; Allah’ın gazabından korkunuz!..
Kur’an-ı Kerim’i yer yüzünden kaldırabileceğinizi hayal edebiliyor musunuz? İmkansız! O halde İslam düşmanlığından da korkunuz!
AĞIR TECRÜBELER, ÖNEMLİ TANIMA VE HAREKET İMKANIDIR:
Peygamberimizden bir tanıma ve davranış örneği:
Uhud Savaşının ertesi günü, Peygamberimiz, bütün mücahitlerin hazırlanması ve düşmanın takip edileceğini emir buyurdular. Yaralıların, hatta sedyede olanların dahi getirilmesini istediler. Bu arada önceki gün savaşa gitmemiş olanlardan bazıları da gelip, kendilerinin de katılmak istediklerini söylediler. Peygamberimiz, “Siz yine kalın” buyurdular.
Ümmet olarak bizi, Allah’ın kardeş yaptığını, kardeşliğimizi, birlik ve beraberliğimizi bilmek ve şuurla yaşamak zorundayız. Birçok meselemizin çözümü bu ümmet birliği yolunun sonundadır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.