AKİT’e saldırı
Başlıktaki ifadeyi o kadar kanıksadık ki.
Her dönemde saldırılara maruz kalıyoruz.
AK Parti’den önce ya da sonra fark etmiyor.
Ya toplu medya lincine maruz kalıyoruz, ya davalarla boğulmaya çalışılıyoruz, ya matbaamız basılıyor, ya da haber merkezimize marjinal sol gruplar taarruzda bulunuyor.
Üç ay önce KCK’nın gençlik yapılanması gazetemizin baskı tesisine çiviyle desteklenmiş bombalar attı.
Dün “gezici” Emek gençliği muhabirimizi sosyal medyada hedefe koyup ölümle tehdit etti.
İşin ilginci son dönemde aynı yolda yürüdüğümüz AK Parti’ye yakın bazı nevzuhur yazar çizer tayfası da bizi hedef almaya başladı.
Cephe genişliyor anlayacağınız.
Aynı Türkiye’nin cephesinin genişlediği gibi.
Ülkemizin ilişki kurduğu, atılım yapmaya çalıştığı hangi alan, hangi ilişki biçimi varsa dinamitleniyor adeta.
Suriye’de yaşananlara bakın.
Vizelerin kalkmasıyla Türkiye ile Suriye adeta bütünleşmiş gibiydi. İş hacmi öylesine büyümüş, Türk insanı Suriye’nin içine öylesine girmişti ki, ülkede gözle görünür bir değişim fark ediliyor, on yıllardır baskı altında yaşayan Sünni kesimin yükselişi bariz şekilde görülüyordu.
Ülke bir anda karıştı. Tıpkı Türkiye’de olduğu gibi yavaş ama sağlam adımlarla ilerleyen değişim dalgası yerini silahla hızlı değişime bıraktı.
Baskıcı rejim hızla devrilir, Suriye halkıyla olan ilişkilerimiz çok daha hızla güçlenir, Mısır-Suriye-Türkiye dengesinde bölgede çok şey değişir diye umutlandık. Bu hızlı değişim ihtimaline inandık ve sarıldık. Kimse yalan söylemesin, buna hepimiz inandık.
Ama her ihtimali, her hesabı ve yola birlikte çıktığımız arkadaşlarımızı tahlil etmeliydik.
Amerika’yla çıktığımız bir yolda daha bilmem kaçıncı kez yüzüstü bırakıldık.
Suriye’de yükselen Sünni kesim adeta doğrandı.
Ülkede taş üstünde taş kalmadı. Bırakın ticaret ve ilişki hacmimizin artmasını, bugün barış olsa potansiyelin eskiye dönmesi 20 yıl alacak noktaya geldi komşumuz.
Birkaç gündür diplomasi çevreleriyle bölgemizde olup bitenleri konuşuyoruz.
Değerlendirmeler hep aynı.
Amerika boş vaatlerden öteye gitmedi.
PYD’yi aniden palazlandırıp güney sınırımıza barikat ördüler.
PYD ile Esad arasında sıkışan Özgür Suriye Odusu, psikolojik olarak mahvoldu, lojistik olarak ise her geçen gün bitiyor.
-Esed en kötü Nusayri devletini garantiledi.
-PYD en kötü özerk yönetimi garantiledi.
-Sünni kesim ise çölün ortasında bir 50 yıl daha başını kaldıramayacak katliamlarla karşı karşıya bir bilinmeze doğru ilerliyor.
Amerikası, İsraili, İngilteresi oturup bölgede on yıllar sonrasını hesaplıyor, tahtadaki her satranç taşını büyük titizlikle ilerletiyorlar.
Bir Ramazan’ı daha kanlı iftarlarla geçirdik.
Gazetemiz de, memleketimiz de, İslam dünyası da saldırı altında.
Kendimizi bulacağımız âna kadar huzur bulamayacağımızı bir kere daha idrak ediyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.