Ergenekon kararları, Türkiye’de darbelerin sonunu getirir mi? 

Darbeleri doğuran güçler, eylemde öne çıkan silahlı kuvvetler veya terör örgütlerinden ibaret değildir. Hatta darbeyi gerçekleştiren silahlı kuvvetler içindeki birkaç komutan, çoğu zaman darbenin sebebi değil, vasıtasıdır. Nasıl ki Danıştay cinayeti sanığı A. Aslan, bu cinayet organizasyonunda kullanılan bir silah gibidir. Bu bakımdan, köke dikkat etmeden, sadece neticeyi halletmek, bağ budamak gibi, darbeyi daha da kuvvetlendirebilir. Bugüne kadar Türkiye hep dalları budadı. Kök güçlendi... Darbede rolü görünen eylem grubu, bir bakıma filmdeki artistlere benzetilebilir. Asıl sahnenin gerisi önemlidir. Senaryo hazırlanmış, finansı sağlanmış, sahne tanzim edilmişse, yapımcı ve ekibi, göreve eleman buluyor.
Darbeler, tek hücreli amip gibi basit bir yapı değildir. Bütünüyle gizli, çok yüzlü, değişken, kendi içinde de darbe yapıp, cinayetler işleyebilen, hem birbirine güven, hem şüphe zorunda olan karmaşık duygulu, lanetli bir yapıdır. Sadakatleri de, kuşkuları da hayat korkusundandır. İçeride, dışarıda, derinde, satıhta, medyadan, fırsat yağmasına koşan kalabalığa kadar geniş bir yelpazedir. Ülke şartlarına göre değişik yapıları ve kökleri olduğu gibi, değişmeyen, olmazsa olmaz ana kökleri de vardır.
Darbe ve terörde, mutlaka bir dış destek, dış desteğin içeride kendi kadim ve kontrollü adamları, finansörleri vardır. Materyalist dünyanın çıkarsız işi yoktur. Fransız Başbakanı K. Richelieu’dan beri, “Dış politikada çıkar esastır” denir. Haktan, hukuktan BM bile bahsetmiyor. Sisi darbesine, “darbe” diyememekten dahi utanmıyorlar. 
Parti nedir? Millete dayanan, ona hizmet için kurulan siyasi teşkilat. Darbe? Birtakım güç odaklarına dayanarak, millet egemenliğini gasp eden zorba bir hareket. Dayandığı kitleye hizmet zorundadırlar. Yani bunlar, her bakımdan birbirinin zıddıdır. Fakat bazı partiler, bir münafıkla, ikisini de idare ederler. Bunlar, milletten ziyade, çıkar odaklarından, hatta terörden güç alan partilerdir. Darbeci ve diktatör yapılıdır. Millete değil, yandaşa hizmet eder. Seçmenini dahi tehdit etme, tutarsız konuşma ve dış bağlantılarıyla dahi darbeciye benzerler. Bu diktatör yapılı partiler, darbecilerle kol koladır, darbe destekçisidirler. Örneğin; İttihat ve Terakki, milletten ziyade etkin grupların partisiydi. İçinde en etkin grup ise, mason grubu idi. Dış bağlantılarda masonluk, önemli imkândır. Aynı şekilde, terörle bağlantılı partilerin de ucu dışarıdadır.
Bir de her darbe teşebbüsü ve darbede, parsa toplamak için en önde koşarak ihtisas kazanmış partiler vardır. Bunlar, aslan avından arta kalanı kapmayı bekleyen tilki gibidir. Kendilerini, aslanın akıl hocası olarak takdim etseler de, halk onları tanır. 
Osmanlı’dan beri, dışarıda ve içeride netleşmiş darbelerin ana kökleri bellidir. Abdülhamit Han’ı Osmanlı tahtından ve Hilafet makamından indiren senaryo yazarı, dışarıda siyonizm, içeride mason locaları ve Yahudilerdir. Nitekim, Abdülhamit Han’ın hallini tebliğ için, Osmanlı Mebusan Meclisi’nden seçilen beş kişinin beşi de masondu. Bununla da kin dinmedi. Halife, sabataist Alatini Efendi’nin Selanik’teki köşküne götürüldü.
Siyonist, mason ve Yahudi üçgeninin görüntüdeki baş aktörü, İttihad ve Terakki Partisi ve Selanik’teki Harekât Ordusu oldu. Cumhuriyet dönemi darbelerde CHP, İttihat ve Terakki Partisi’nin rolünü üslendi. CHP, 27 Mayıs 1961 darbesinden, 28 Şubat post modern darbesi, Ergenekon ve Gezi terörüne kadar, gösterdiği gayretlerle İttihat Terakki’ye fark attığını iddia etse de İttihat Terakki, bu yolu trafiğe açandır.
Türkiye’de darbe sahnesinde hep asker oldu. Bazı öğretim üyeleri de, yanlarında yer alıp, şöhret kapmak için hep izdiham doğurdular. Darbede öğrenciler, başlangıçtaki darbeye zemin hazırlama teröründe kullanıldılar. Ama teröre gerek kalmayınca, bu kadro dışı elemanların üzerlerine dahi gidildi.
Türkiye’deki darbelerin ana planlayıcı, destekçi ve yürütücüsü, daima batı ülkeleri olmuştur. Gezi’de de, Mısır’da da aynı merkez görülmüştür. Geniş darbe ve terör kadrosunun baş rol oyuncuları dahi, icraatta daima figüran durumunda kalmışlardır.