Bayram vesilesiyle Anadolu’nun tam merkezinde, memleketimde, baba ocağında, Nevşehir’deyim…

Anadolu her geçen gün biraz daha farklılaşıyor, değişiyor, gelişiyor, kalkınıyor, büyüyor.
Doğal sonuç olarak da Türkiye’nin prestiji artıyor.
Buna en son Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’na eşlik ettiğimiz Balkanlar ziyaretinde de bizzat şahitlik ettik.
Türkiye’ye büyük sevgi ve bağlılık, Bakan Davutoğlu’na ise yoğun ilgi vardı Balkanlar’da.
Sadece Balkanlar’da mı?
Son dönemde Türkiye’nin itibarı dünyanın her yerinde kendini hissettirir biçimde artıyor. 
Bana dışarıdaki ilgi ve alakanın boyutu sorulduğunda tarif etmek için rahatlıkla şunları söyleyebiliyorum: “Bundan 15-20 yıl önce ABD hükümet yetkilileri Türkiye’de nasıl karşılanıyorlarsa, artık Türk devlet adamları da dışarıda öyle karşılanıyor.”
O gün Karadağ Meclis Başkanı Mustoviç’in, Bar İslam Kültür Merkezi inşaatı önünde sarf ettiği “Açılışa Başbakan Erdoğan’ı da bekliyoruz. Çünkü o sadece Türkiye’nin değil bizim de liderimiz” şeklindeki sözler sıradan sözler değildi.
Dünya’nın pek çok merkezi ekonomik krizin pençesinde kıvranırken, Avrupa çaresizlikten durup beklemek zorunda kalırken, Türkiye ise hızla büyüyor…
Tabi bu büyüme herkesin dikkatini çekiyor.
Örneğin geçtiğimiz hafta Amerikalı ünlü İslam araştırmaları uzmanı ve Washington’daki Georgetown Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. John L. Esposito’nun, söyledikleri bu duruma ışık tutacak nitelikteydi…
Prof. Esposito Saraybosna’da verdiği konferansta, Türkiye’nin AB üyeliğine izin verilmemesinin nedenlerinin sadece din ve kültürden kaynaklanmadığını söylüyor.
Çoğunluğu Müslüman olan Türkiye’nin ekonomik açıdan AB için bir tehdit oluşturduğunu vurguluyor.
Esposito, Türkiye’nin AB’ye girmesinin önündeki en büyük engelin ekonomik gücünden kaynaklandığını, Avrupalıların bu sebepten ötürü büyük endişe içerisinde olduğunu özellikle belirttikten sonra şu çarpıcı değerlendirmeyi yapıyor:
“Bazı insanların farkında olmadığı küçük ülkeler Avrupa Birliği’ne alınırken, Türkiye’nin dışarıda bekletilmesi büyük bir ironidir. Türkiye ve Bosna Hersek’in Müslüman ülke oldukları unsuru var. Rahmetli Turgut Özal, zamanında bir arkadaşıma şunları söyledi: ‘Avrupa’da Müslüman bir ülke olmamız AB’ye katılımımız konusunda en temel sorunumuz olacak.’ Böyle bir sorun var ortada. Fakat Türkiye’nin AB’ye alınmamasının sebebi şu anda daha fazla ekonomidir. Avrupalılar bu konuda ne yapacağını bilmiyor ve büyük endişe içerisindeler.”
Esposito öyle diyor ancak tespit edemediği bir gerçek daha var...
O da; artık Türkiye’nin AB’ye ne kadar katılıp ne kadar katılmak istemediğidir.
Çünkü artık Türkiye’nin ABD’yi de, AB’yi de aşan müthiş bir sinerjisi var.
İşte geçtiğimiz hafta Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu Koordinatörü Yunus Bayram’dan gelen davet üzerine Ankara idari temsilcimiz İlhan Coşkun’la birlikte ziyaretlerine gittik.
Ankara Koordinatörü Yunus Bey çalışkan, güler yüzlü, genç, dinamik bir bürokrat.
Bize faaliyetleri hakkında ayrıntılı bir sunum gerçekleştirdi…
“Akıllı bina” olarak nitelendirilen binalarındaki birimleri gezdirdi, TKDK uzmanları ve mesai arkadaşlarıyla tanıştırdı.
Burada enerji dolu genç bir ekip, kırsalın kalkınması için adeta çırpınıyor.
Kırsaldaki köylüye, çiftçiye, küçük yatırımcıya yüzde 65’e varan hibe desteği sağlıyorlar.
Kırk yaşının altındaki girişimciye yüzde 55, dağlık alanlardaki tarımsal işletmelere yüzde 60, her iki koşulu aynı anda sağlayan girişimciye ise yüzde 65 oranında hibe desteği veriyorlar.
Ayrıntılı bilgilere www.tkdk.gov.tr adresinden ulaşmak mümkün…
Bu fırsatı kaçırmamak gerekiyor. 
Köylerimiz, kasabalarımız, beldelerimiz, ilçelerimiz daha fazla kalkınmalı, baştan aşağı yeniden imar edilmeli…
Daha fazla ulusal kalkınma için, yerel kalkınma mutlaka sağlanmalı.
İstanbul, Ankara, İzmir, metropol şehirlere yığılmakla olmuyor.
Bu şekilde hem bu merkezlerin kaldıramayacağı biçimde yük, hem de Anadolu ihmal edilmiş oluyor.
Başbakan Erdoğan’ın kırsalın kalkınması, hibe desteğinin önündeki bürokratik engellerin kaldırılması, teşvikin artırılması, sistemin kolaylaştırılması yönünde talimatlarının olduğunu biliyorum.
Anadolu’yu, kırsalı ihmal etmek büyük bir vebal...
İvme kazanan sinerjiye kırsalı da dahil etmek şart.
Bu duygularla Kurban Bayramınızı kutlar, hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Allah’tan niyaz ederim.
Hayırlı bayramlar…