“Paketler açılıyor, birçok kardeşlerimizde paketlerden istediklerini dile getiriyorlar. Bizde memnun oluyoruz çünkü herkes istediğini isteyebilir. Peki ama bizim şu bayramda paketlerden bir talebimiz yok mu?

Sultanahmet bugün cemaatle doldu taştı. Ancak Ayasofya cemaatten mahrum. Ayasofya ağlıyor, mükedder. Ayasofya’nın açılması için daha kaç paket bekleyeceğiz. Ayasofya büyük olduğu için mi paketlere sığmıyor? Bir gün Ayasofya cami olarak açılmalıdır. Bizim talebimizin de sizin namınızda buradan seslendiriyorum; ‘Allah’ın izniyle bayram namazını beraberce kılacağız.”

İstanbul Baş Vaizi Mustafa Akgül hocamız Sultanahmet Camii’nde Bayram sabahı böyle hitap etmiş Müslümanlara…

Tek Parti rejiminin bu topraklara aşıladığı ne kültürümüzde ne de dinimizde yeri olan bir hastalıktı yabancı düşmanlığı.

Önce yabancı düşmanlığını körüklediler, sonra pek çok gayri müslimin şahsi ve tüzel kişiliklerine ait mallara el koydular.

Şimdi bir hak iadesi olarak vakıflardan başlanarak bu mallar iade ediliyor.
Başbakan Erdoğan’ın açıklamalarına göre 2,5 milyar liralık mal varlığı iade edilmiş şuana kadar.

Son pakette Süryanilere ait önemli bir ibadethanenin de iadesi gerçekleştirildi.
“Senin dinin sana benim dinim bana” düsturu çerçevesinde Müslüman olmayanların en emin yaşadıkları beldeler İslam beldeleri olmalı.

Lakin, Baş Vaizin de haklı olarak dile getirdiği bir serzeniş var.
Ayasofya bir sembol…

O sembol Fatih Sultan Mehmet Han tarafından tespit edilmiş.
Bu toprakların Müslüman coğrafyasına ait olduğunun tescili gibi İstanbul’un anlına bir mühür gibi vurulmuş.

Niceliğin önemi olmadan azınlıklar ve çeşitli etnik grupların hak talepleri meşrudur.
Ama Müslümanların da meşru talepleri var.

Yüzyıllarca nice sultanların alınlarını Müslüman ahaliyle birlikte secdeye koydukları bir mekanın iadesinin talebidir bu.

Ayasofya cami olmalı, İstanbul “Fatih’in İstanbulu” olmalıdır.
Yeni camiler, yeni mescitler yapılsa da Ayasofya Müslümanlara iade edilmedikçe İstanbul, “Fatih’in İstanbulu” olamaz.

Kapısında bilet gişeleri, para verip gezilen bir turistik tesis kaldıkça Ayasofya, o mana ve ruh İstanbul’a yeniden hakim olamaz.

Bu toprakların “Demokratikleşme Paketi” kadar bir “İnanç Paketine” de ihtiyacı var.
Müslümanların meselesi sadece başörtüsü değildir. Bizi biz yapan değerleri birer birer elimizden aldılar.

Müslümanca düşünemez, Müslümanca mantık yürütemez, Müslümanca irade gösteremez halde olmamızın sebebi, yıllarca süren ve hala sürmekte olan bu değerler erozyonu dönemindendir.

13 yaşında çocuklar internet başında kumar oynuyorlar, iddaa bayilerinin önü kumar kuponu dolduran gençlerle dolu.

İstanbul’da eşcinsel ilişki merkezine dönüşmüş sinemalar basılıyor.
Zam üstüne zam yapılmasına rağmen alkol tüketimi her yıl ivme kazanıyor. Sahipleri muhafazakar medya organlarında bile kadın bedeni reyting malzemesine dönmüş durumda.

Ensest ilişkiden, tecavüzden reyting çıkartma peşinde dizilerin biri bitiyor diğeri başlıyor.
Toplumun içi boşalıyor…

Bu gidişe ancak bir “İnanç Paketi”yle, ancak Ayasofya gibi bir silkinişle dur denir.
Bayram o zaman bayram olur.