Doğum sonrası depresyon
Değerli okuyucularım, doğum yapan bayanlarda, doğumdan sonraki bir yıl içinde bazı psikiyatrik sorunlar diğer zamanlara göre daha sık çıkabilir. Bu sorunlardan en önemlisi de doğum yapan her 10 bayandan birinde gelişen doğum sonrası depresyondur. Genellikle doğumdan sonraki 2-8. haftalar içinde başlar ve en az iki hafta en çok bir yıl kadar sürer. Tedavi görmeyen bayanlarda 3 ay-1 yıl arasında kendiliğinden düzelir.
Selma hanım da yaklaşık 2 ay önce ilk çocuğunu dünyaya getirmiş, daha önceden çalışan bankacı bir hanımdı. Danışanım, işinde çok başarılı bir bayandı. Eşiyle beş yıllık bir evlilikleri vardı. İlk çocukları olan kızları şu an 2 yaşındaydı ve uzunca bir süre tekrar hamile kalmak istemiyordu. Eşiyle ev almak için bankadan biraz kredi çekmişlerdi ve Selma hanım bu durumda, çalışmak zorundaydı. Bu istenmeyen hamilelikten dolayı, hamileliliği de stresten zor geçmişti, arada sırada hamilelik sırasında tansiyonu yükselip hastanede yatıyordu. Neyse doğumunu yaptı ve bir erkek çocuk dünyaya getirdi. Selma hanım bebeğini ilk zamanlar kabullenmekte zorlandı. Bebeğine karşı çelişkili duygular besliyordu. Onu hem seviyor hem de nefret ediyordu. Eşi de çok yoğun çalışan bir beydi. Bu yüzden hanımına gerekli desteği ve ilgiyi veremiyordu. Selma hanım bebeğin bakımında müthiş bir güçlük yaşıyordu Halbuki daha önce çocuk büyüttüğü halde zorlanıyordu. Kendini çok sıkıntılı karamsar ve yalnız, yetersiz hissediyordu. Zaten çok yakın zaman önce kız kardeşini kaybetmişti. Kız kardeşi de evliydi ve bir trafik kazası sonucu ölmüştü.
Selma hanım bize başvurduğunda halen süt verdiği için ilaç tedavisine başlanamadı, ancak 10 seans süren psikoterapiler sayesinde kendi sorunlarının farkına vardı, yanlış yaptığı uyumsuz davranışlarını değiştirebilmeyi öğrendi, en önemlisi de pozitif ve yapıcı düşünmenin yollarını öğrendi.
Değerli okuyucularım, Doğum sonrası depresyonun bulguları doğum yapmayan bayanlardan pek de farklı değildir. Doğum sonrası depresyonda ailesine karşı sevgisizlik ve bebeğine karşı zıt duygular ön plandadır. Diğer belirtileri şöyle sıralayabiliriz; duygu durumun baskılanması, aktivitelere karşı ilgi azlığı, iştah değişikliği, yorgunluk, uyku bozukluğu, çocuğun bakımında güçlük yaşama, suçluluk hissi, kendine güven azlığı, dikkatini yoğunlaştıramama, karamsarlık ve ölme isteğidir.
Özellikle bazı bayanlarda doğum sonrası depresyona daha sıklıkla rastlıyoruz. Bu risk etmenleri, kadının ya da eşinin işsizliği, sosyal desteğin yetersiz olması, evlilikle ilgili sorunlar, beklenmedik yaşamsal stres kaynakları (ölüm, hastalık gibi) planlanmamış hamilelikler, çok doğum yapmış olma, daha önceki hamileliklerde depresyon geçirilmiş olması, anne sütü ile beslememe, kayıpla sonlanan hamilelik ve doğum deneyimleri, erken anne-bebek ayrılığı ve bebeğin bakımı ile ilgili duyulan kaygılardır.
Düşünsenize bir bayanın evliliğinde ciddi sorunları var, eşiyle anlaşamıyor veya mutlu değil. Bu bayanın beklenmedik bir şekilde hamile kaldığını ve çocuğunu doğurmak zorunda olduğunu... Kendisi mutlu huzurlu değil ki, eşi ona destek olmuyor ki o, çocuğuna şefkat sevgi gösterebilsin veya onun bakımını kolaylıkla yapabilsin...
Psikanalitik kuram, doğum sonrası depresyondan bağımsız olarak, kendiliğin kaybı üzerinde durur. Anne artık sadece alıcı rolünü kaybetmiş, besleyici rolünü de üstlenmiştir. Gebeliğin sona ermesi fetusla olan yakınlığın kaybı olarak görülmekte, sevilen birinin ya da aile üyesinin kaybını hatırlatabilmektedir.
Özellikle ilk doğum yapan annelerde; yoğun karışık duygular-Bağımsızlığın kaybı duygusu-Önceki yaşam tarzının, vücut imajının kaybı duygusu-Anne karnından ayrılan bebeğin kaybı duygusu-Gebe bayanların geçmiş yaşantılarında anneleriyle ilişkilerinden kaynaklanan karmaşık duygular yaşaması nedeniyle yeterli özdeşim yapamamamış olması-Çocukluk döneminde ölüm veya ayrılık nedeniyle ebeveyn kaybı-Erken gelişim dönemindez her iki ebeveyn ile olan ilişkinin ne ölçüde yakın ve destekleyici olduğu gibi nedenler önemlidir. Doğum sonrası depresyon sık görülmekle birlikte çoğu kez tanı konulamamaktadır. bu durumun başlıca nedenleri; kadının negatif duyguları nedeniyle kendini yalnız hissetmesi ya da utanması, rutin kontrol için çağrıldığı 6. doğum sonrası haftaya kadar doktorla görüşme olanağı bulamamış olması, yeni doğan bebeğin verdiği heyecanla yakınmalarını dile getirememesi olabilir. Eşinden manevi anlamda destek gören doğumdan sonra kendi annesi veya kayınvalidesi tarafından desteklenen yardım gören bayanlar doğum sonrası depresyona daha az giriyorlar.
Depresyonun gerek psikoterapisi, gerekse ilaçla tedavisi yüz güldürücüdür. En iyi sonuçlar her zaman savunduğum gibi, iki tedavi biçiminin birlikte, yeterli ve dozda ve yeterli sürede uygulanması halinde alınmaktadır. Tabii ki emziren annelerde ilaç tedavisi çok zor uygulanmaktadır. Gebelik öncesinde herhangi bir psikolojik rahatsızlığı olan veya daha önceki doğumu sonrasında depresyon geçirmiş olan hastalar özellikle psikolojik destek almalıdırlar.
Bu arada kadın doğum uzmanlarına da büyük görevler düşüyor; kadın doğum uzmanı ilk gebelik vizitinde mutlaka detaylı bir öykü almalı ve geçirilmiş psikolojik bozuklukları, ayrıca ailede psikolojik hastalık öyküsünü sorgulamalı. Annenin tüm soruları, özellikle gebelikle ilgili kaygıları değerlendirilip, gerekli cevapların verilmesi ve anneye baba tarafından sosyal destek verilmesi sağlanmalıdır.
Bebeği olacak tüm annelerin sağlıklı doğum yapmaları duasıyla Allah’a emanet olunuz.
PSİKOTERAPİST
DNŞ TEL: 0 212 503 79 95-
0 506 401 79 91
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.