Bakanları Belediyeci Yapmak
AK Parti iktidarı döneminde Bakanlar son derece güçlü isimler oldular.
Binali Yıldırım, Recep Akdağ gibi birkaç bakan ise icraatçı kimlikleriyle kendilerine özel bir kamuoyu oluşturan isimler haline geldiler.
Yerel seçim adaylarının netleştiği bir döneme giriyoruz ve AK Parti’yi bağlayan üç dönem kuralı mevcut.
Partinin çok önemli isimleri bir dönem ara verecekler.
Bu partinin ilkesel bir kararı ve uyulursa Türk demokrasisi açısından da çok önemli bir kazanım olacak.
Meclis’te 30 yılını dolduranların olduğu düşünülürse yenilenme konusundaki bu tavır takdire şayan.
Lakin Bakanların belediye başkanı yapılmasının parlak bir fikir olup olmadığı tartışılır.
Bazı görev adamları vardır ve konum farkı olmaksızın aynı motivasyonla çalışır.
Bu bir kişilik meselesidir.
Ancak, ulusal hatta uluslararası meselelerle ilgilenen kişilerin yerel (belediye) sorunlarla ilgilenir hale getirilmesinde bazı problemler olabilir.
Bir siyasetçiden iki konumda da aynı motivasyonu beklemek bana çok gerçekçi gelmiyor.
Bu nedenle çıkabilecek sorunların çok iyi hesaplanması gerekiyor.
Kabine içindeki en popüler belediye başkan adayı kuşkusuz Binali Yıldırım. İsmi hem İstanbul için hem de İzmir için geçiyor.
İstanbul’u kazanmak AK Parti için problemli bir durum değil. Ama İzmir’i kazanmak çetin bir mücadele gerektiriyor.
Devasa ve uluslararası projelerle 10 yılını geçiren Binali Yıldırım’ın belediye problemleriyle uğraşmasında motivasyon kayıpları olabilir mi?
Doğrusu bu soru aklıma takılıyor.
Bu konuda İzmir ve İstanbul’un farkları var.
İstanbul’un gerçek anlamda bir dünya kenti olması için büyük projelerin adamına ihtiyacı olduğu açık.
İstanbul’un bir üst seviyeye çıkmaya ihtiyacı var.
Şehri yöneten iyi bir kadro var ve yıllardır iyi işler yaptılar.
Ama kişisel farklılıkları göz ardı edemeyiz.
Binali bey ciddi fark oluşturacaktır.
Lakin İzmir konusunun ise ayrı bir yeri var.
İzmir coğrafi konumu itibariyle müthiş avantajlı bir yer olmakla birlikte,
şuan köyden biraz hallice bir durumu da söz konusu.
Kordon kısmı hariç şehrin yüzde 80’i köy gibi.
İzmir’i bir anda dünya gündemine taşıyabilecek, şehri topyekün ayağa kaldırabilecek bir isim Binali Bey…
Yani İstanbul’un da İzmir’in de Binali Yıldırım’a ihtiyacı var.
Bir de “geçiş dönemi başbakanlığı” konusu var elbette.
Başbakan Erdoğan’ın Köşk’e çıkması kesin gibi.
Bu arada Genel Seçimlere kadar kısa bir dönem Türkiye’yi geçiş dönemi başbakanı yönetecek.
Binali Yıldırım’ın hak ettiği bir konum.
Yerel seçimlerde Yıldırım’ı bir koz olarak kullanmak mı; geçiş dönemi başbakanı yapmak mı?
Bu sorunun cevabı AK Parti için aday belirleme sürecinin en kritik konusu.
Önceki gün AK Parti Seçim Koordinasyon Merkezi’ndeydik.
Seçim Koordinasyon Merkezi Başkanı Mustafa Ataş şifreli olan ve izinsiz kimsenin giremediği “kozmik oda”da devam eden aday belirleme süreciyle ilgili en taze bilgileri bizimle paylaştı.
Haber sütunlarımızdan da takip edeceğiniz gibi AK Parti Seçim Karargâhı’nın kapılarını Akit’e açan Ataş, pek çok teknik bilgi aktardı.
Fakat adaylar konusunda ser verdi sır vermedi.
Üstüne basa basa, “Yazılıp çizilenlere kimse inanmasın. Herkes Başbakanımızın açıklamasını beklesin” dedi.
Bakalım iki günlük Rusya ziyaretine eşlik edeceğimiz Başbakan Erdoğan’dan aday ismi alabilecek miyiz?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.