Ricciardone, Psaki, Bijanki ve Operasyon
ABD Büyükelçisi Ricciardone’nin kendisini aklama atraksiyonları sürüyor.
Tevilde yetersiz kalan Büyükelçi’ye ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki’nin “Ön alma gayreti” şeklinde yorumlanabilecek açıklaması da eklenmiş oldu...
Ama artık Türk Milleti neyin ne olduğunun farkında.
Açık konuşalım: Bölücü Terör Örgütü’nü alenen destekleyen ABD, İsrail, İngiltere ve Batı’nın neredeyse tamamı iç sorunlarını çözmüş, dünya muvazenesinde yer edinmiş bir Türkiye istemiyor.
On yıllık iktidarı boyunca terörün bütün kodlarını çözen, 2023 vizyonunu ortaya koyan Erdoğan tasfiye edilmek isteniyor.
Bunun için dış güçlerin ve içerdeki işbirlikçilerin tüm kozlarını kullanacaklarından hiçbir şüpheniz olmasın.
Bu tezi destekleyen yakası hiç açılmamış yeni bilgiler bir bir ortaya çıkmaya başladı.
Örneğin önceki gün Ankara Genç İşadamları Derneği Başkanı Abdullah Değer’in verdiği bilgiye göre;
ABD Büyükelçiliği Siyasi Ataşesi Ashwin Bijanki kendilerini ziyaret ediyor ve hükümete karşı lobi oluşturulmasında destek istiyor.
Ama Abdullah Değer’den ağzının payını şöyle alıyor:
“Bana, ‘Hükümete karşı bir lobi oluşturuyoruz. Buna ne dersiniz’ diye sordular. Biz de ‘Parti fark etmez, bizim için Türk hükümeti önemli. Bu yüzden böyle çirkin bir oluşum içinde olamayız’ dedik.”
Tıpkı Ricciardone gibi Bijanki ismine de Türk kamuoyu aslında çok da yabancı değil.
Bijanki’nin adı Başbakan Erdoğan’a 2 yıl ömür biçen, gölge CIA olarak da bilinen Amerikan özel istihbarat şirketi Stratfor yazışmalarında sıkça geçmişti.
Hatta CHP’nin Kadın Kolları Faaliyet Raporu’na bile girmişti.
Raporda ayrıca Türkiye’nin çeşitli illerine yaptığı ziyaretlerle özellikle yerel basında gündeme gelen ABD’li diplomat Bijanki ile ilgili temasa yer verilmişti.
ABD’li diplomatın özellikle CHP ile ilgilendiği not edilmişti.
Bütün bunlar tesadüf olabilir mi?
Ya da bunu normal diplomatik ilişkiler olarak değerlendirebilir miyiz?
Ricciardone bir ay içerisinde iki kez CHP lideri Kılıçdaroğlu ve Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu ile görüşüyor.
Doğu ve Güneydoğu illerimize peş peşe ziyaretler gerçekleştiriyor. Fırsatını buldukça bir muhalefet partisi lideri gibi politik açıklamalarda bulunuyor, yargı kararlarını eleştiriyor, hükümeti eleştiriyor…
Ricciardone’yi aratmayan Bijanki de, Denizli, Afyon, Uşak, Isparta, Kütahya, Urfa ve Çorum gibi illerimizi gezerek muhalefet partilerinin etkinliğinde boy gösteriyor.
Bunların sabıkası o kadar kabarık bagajları o kadar dolu ki…
Başta da söylediğim gibi Siyonist odaklar, Türkiye’nin dünya muvazenesinde yer almasını istemiyor.
Bütün mesele bu…
Başta ekonomik alan olmak üzere askeri ve teknik kapasitede kendini gösteren Türkiye’nin, artık insansız hava araçları, izleme ve dinleme sistemleri, nükleer santralleri, lazer güdümlü yerli füzeleri, yerli savunma yazılımları ile kendi göbeğini kesme aşamasına ilerlemesi bu mihrakları çılgına çevirdi.
İşte dün Başbakan Erdoğan da 9 maddede özetledi, rahatsızlığın nedenini.
Dolayısıyla bugün Türkiye ciddi bir sabotajla, küresel saldırıyla karşı karşıya.
Biraz geriye gidip Terörist Başı’nın paketlendiği dönemi hatırlayın bir.
Rahmetli Ecevit kendi başbakanlığı döneminde, “Öcalan’ı ABD bize neden teslim etti, anlamış değilim” demişti.
Müteveffa Başbakan’ın sorusuna bir soru da biz ilave edelim: “Öcalan neden Refah-Yol döneminde değil de Siyonistlerin desteğiyle düşürülüp yerine kurulan DSP azınlık hükümetine denk gelecek biçimde paketlendi?..”
Bu sorulara sağlıklı cevaplar verebildiğimiz ölçüde büyük resmi okumamız, küresel oyunu tespit etmemiz mümkün olacaktır.
Aksi takdirde detaya takılıp esas ıskalanmış olacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.