Önce havladı, sonra ağladı!
- Lütfü Bey; Gürcistan’ın Rusya’nın himayesindeki Güney Osetya’ya saldırmasıyla başlayan Rusya-Gürcistan savaşı konusundaki görüşlerinizi bizimle paylaşır mısınız?
- Başı Saakaşvili olan bir ülkenin başı bombadan kurtulmaz! Başı Saakaşvili olan bir ülkenin başına bomba yağar! çünkü Saakaşvili’nin aklı başında değil. Gürcistanlılar ABD’nin aklına uyup, Saakaşvili’yi ülkelerine cumhurbaşkanı yapmakla hata yaptılar. Adamda boy pos var ama, akıl yok! Akıl olsa, ABD’ye güvenip Rusya’nın himayesindeki Güney Osetya’ya saldırmazdı. Akıl olsa, Rusya’ya meydan okumazdı. Sahibi olan ABD’ye güvenip Rusya’ya havladı, ama öyle bir tekme yedi ki, ağzında sağlam diş kalmadı! ülkesinin birçok yerinde de taş taş üstünde kalmadı. Bunun üzerine yediği dayağın durdurulması için ağlamaklı bir sesle sağa sola yalvarmaya başladı. Yani önce havladı, sonra ağladı! Ve bir kere daha ortaya çıktı ki, ABD Saakaşvili gibileri sağa sola havlatır, sağa sola saldırtır, ama onlara sahip çıkmaz. Yedikleri tekmeyle ağızlarında sağlam diş kalmasa da, ülkelerinde taş taş üstünde kalmasa da, kendilerini bu duruma düşürenleri kınamaktan başka bir şey yapmaz. Nitekim ABD bu durumu kınamaktan başka ne yaptı? ABD “Rusya Gürcistan’a karşı orantısız güç kullanıyor” demekten başka ne yaptı? Doğrusu bu da ABD adına komik bir açıklamaydı. Afganistan’da, Irak’ta orantısız güç kullanımının şampiyonu olan ve bunun sonucunda milyonlarca insanın ölmesine neden olan ABD’nin, Rusya’yı Gürcistan’a karşı orantısız güç kullanmakla suçlaması komik bir suçlamaydı. ABD orantısız güç kullanmanın şampiyonunu görmek istiyorsa aynaya bakmalı! Ve ABD’ye güvenip sağa sola havlayan ülke yöneticileri de tarihe bakmalı. Mesela Gürcistan’ı yöneten Saakaşvili tarihe baksaydı, ABD’ye güvenip İran’a saldıran Saddam’ın hazin sonundan ders çıkartsaydı, ABD’nin sesi olup Rusya’ya böylesine havlar mıydı? Aslında ABD’ye güvenip ona köpeklik eden bütün ülke yöneticileri bundan ders çıkartmalı. Ve onların kulağına şu sözümüz küpe olmalı: ABD’ye güvenirsen, sadece kendini değil ülkeni de yakarsın sen!
ANALAR DOĞURUR, PARA BABALARI öLDüRüR!
- Tuzla Tersanesi’nde işçi ölümleri sürmekte. Son olarak bir gemiye ait kurtarma filikasının deneme testinde kum torbaları kullanılması gerekirken işçilerin kobay olarak kullanılması sonucunda 3 işçi hayatını kaybetti. Ne düşünüyorsunuz bu konuda?
- Analar doğuruyor, para babaları öldürüyor! Uluslararası para babaları, yeni ürettikleri silahları bir kobay gibi gördükleri dünyadaki yoksul halkların üzerinde deneyip, kitlesel ölümlere yol açıyor. Bizim ulusal para babaları da kum torbaları yerine işçileri kobay olarak kullanıp ölümlerine neden oluyor. Zaten para babalarının ideolojisi olan vahşi kapitalizm ne diyor? “ölen ölür, kalan sağlar bizimdir; altta kalanın canı çıksın” diyor. İşte Tuzla Tersanesi’nde üç kuruşluk kum torbaları yerine insanların kobay olarak kullanılmasında da gördük ki, vahşi kapitalistlerin gözünde insan hayatının üç kuruşluk kum torbası kadar bile değeri yok. Ve yine Tuzla Tersanesi’nde kobay olarak kullanılan işçilerin ölümünden sonra ortaya çıktı ki, kobay olarak kullanılma teklifini kabul etmeyenlere vahşi kapitalistlerin işyerlerinde iş de yok! Yani vahşi kapitalist para babaları işçilere verdikleri üç kuruş ücretin karşılığında sadece onlardan emeklerini istemiyorlar, hayatlarını da istiyorlar! çünkü üç kuruşa muhtaç milyonlarca çaresiz insanın olduğunu biliyorlar. Para babaları bundan da en ufak bir üzüntü duymuyorlar. Onların anlayışına göre, analar para babalarının öldürmesi için çocuklarını doğuruyorlar! Vahşi kapitalist düzen sürdükçe de analar doğuracak, para babaları öldürecek! Hayatın merkezine insanı değil parayı koyan para babalarının bu zulüm ve sömürü düzeni değişmedikçe de bu durum değişmeyecek. Bu durum ancak hayatın merkezine parayı değil insanı koyan insanca-hakça bir düzen kurulduğunda değişecek.
OLMAZ BöYLE İSRAF, BİRAZ İNSAF!
- CHP sözcüleri, 30 Ağustos’ta emekliye ayrılacak Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt için satın alınan 1 trilyon lira değerindeki otomobilin, AK Parti Hükümeti’ne verdiği tavizlerin ödülü olduğunu söylemekte. Nasıl yorumluyorsunuz CHP yöneticilerinin bu yaklaşımını?
- Eğer Yaşar Büyükanıt, AK Parti Hükümeti’ne karşı CHP’lilerin istediği gibi sert bir tavır gösterseydi, CHP’liler ona trilyonluk arabayı layık görürlerdi. Emekliliğinde binmesi için ona trilyonluk araba alınmasına karşı çıkanlara “Genelkurmay Başkanımıza 1 trilyonluk arabayı çok mu görüyorsunuz” derlerdi. Yani CHP’lilerin derdi Yaşar Büyükanıt’a trilyonluk araba alınması değil, Yaşar Büyükanıt’ın AK Parti Hükümeti’ne karşı sert bir tavır almaması. AK Parti Hükümeti’ne CHP’lilerin beklediği darbeyi vurmaması. Kısacası CHP’liler Yaşar Büyükanıt’a trilyonluk araba alınmasını yanlış bulmuyor, onun AK Parti Hükümeti’ne istedikleri sertlikte tavır göstermemesini yanlış buluyor. CHP’lilerin tersine ben ise, şu fakir milletin parasıyla emekli bir Genelkurmay başkanına trilyonluk araba alınmasını yanlış buluyorum. Fiyatı çok çok daha ucuz zırhlı arabalar varken, bu kadar israfa ne gerek var diye düşünüyorum. Ancak görüyorum ki, Yaşar Büyükanıt’a trilyonluk araba alınmasını AK Parti sözcüleri savunuyor. “Paşamıza 1 trilyonluk arabayı çok mu görüyorsunuz” diyor. Evet, çok görüyorum. Eğer Yaşar Büyükanıt Genelkurmay Başkanlığının son dönemlerinde AK Parti Hükümeti ile uyumlu bir çalışma içine girmeseydi, AK Partililer de ona, değil 1 trilyonluk otomobili, 10 milyonluk eşeği bile çok görürlerdi! Kaldı ki nüfusunun önemli bir bölümünün açlık sınırında, yoksulluk sınırında olduğu bir ülkenin emekli olmuş Genelkurmay başkanı böylesine trilyonluk arabaya binmemeli. Fakir halkımızın yöneticileri de zengin bir hayat sürmemeli. İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad’ın mütevazı yaşantısı, bizim yöneticilere de örnek teşkil etmeli. Halkımızın bir bölümü çöplüklerden beslenirken, ayağına giyecek ayakkabı bile bulamazken, emekli Genelkurmay başkanının trilyonluk arabaya binmesi insafsızlık değil mi? Şu fakir halkımızın parasıyla olmaz bu kadar israf, biraz insaf!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.