Rektör Yardımcısı olamazsın demedim
Seçimlere 23 gün kaldı. Yaklaşık üç haftalık bir süre. Son 15 yılda bütün seçimlere ciddi kamplaşmalar, olağanüstü süreçler altında girildi. Halk iradesine müdahale girişimleri, AK Parti’ye kapatma davası, Cumhuriyet Mitingleri, komplolar, kumpaslar, kanlı baskınlar, 367 krizi, e-muhtıra vs. vs…
Şimdi de belki Cumhuriyet tarihinde eşine benzerine rastlanmayan bir kamplaşmayla gidilecek sandığa…
Bir önceki seçimde yüzde 50 oy alan AK Parti, alışık olmadığı tuhaf dayanışmalar, garip ittifaklara karşı mücadele verecek.
Ama bunca kritik gelişmeden sonra AK Parti’nin bu seçimlerde de çok zorlanacağını düşünmüyorum açıkçası.
Çünkü son bir hafta içerisinde 5-6 ilimize gidip halkın nabzını yerinde tutma imkanımız oldu.
Kim ne derse desin; millet ne yapılmak istendiğini algılamış, her şeyin farkına varmış ve ne yapacağını biliyor.
Bu seçimlerde de seçmen bir kez daha algı yöneticilerine, derin yönlendiricilere, toplum mühendislerine prim vermeyecek.
Mesela Konya’da bir seçmen, “AK Parti burada sadece seçim kazanmayacak. Cumhuriyet tarihinin rekorunu kıracak.” diyor.
Niğde’de konuştuğumuz bir simitçi ise, “Ben anketi yüzdeyi bilmem. Ama bildiğim bir şey var onu anlatayım size” dedikten sonra şunları söylüyor: “Bu adamın, (Erdoğan’ı işaret ederek) mitinglerinde diğerlerinin mitinginde sattığım simidin iki katını satıyorum. Gerisini siz hesap edin.”
Osmaniye’de konuştuğumuz esnaf da, Niğde esnafından pek farklı şeyler söylemiyor.
Edindiğimiz izlenimlere göre; Başbakan’a olan saldırılar tabanı kenetlemiş.
Yerel seçim, genel seçim havasına bürünmüş. Bu seçimlerde “Erdoğan oylaması” yapılacak.
Bakalım seçimlere kadar seyahatlerimizi sürdüreceğiz. Halkın nabzını an be an yansıtmaya devam edeceğiz inşallah.
Fakat dikkat edilecek bir nokta var.
İhmal edilen hassas bir nokta desek daha doğru söylemiş oluruz… Önceki gün Van’dan gelen bir haberle şok yaşadık. Kanımız dondu.
Elbette terör eylemine dair bir haber değildi bu… Ama ilerleyen günlerde doğuracağı sakıncalara bakıldığında hiç şüphesiz daha tehlikeli, daha sakıncalı bir durum diyebiliriz buna.
Uzatmadan paylaşalım bu ibretlik tabloyu…
Gelen bilgilere göre; bir Rektör Yardımcısı Van’da kapı kapı gezip BDP için oy dileniyor.
Bununla da yetinmeyip BDP Van Büyükşehir Belediyesi Eş Başkan adayı Bekir Kaya ile birlikte Muradiye ve Erciş seçim gezilerine katılıyor, toplantılar düzenliyor.
Tabii bununla da yetinmiyor. Toplantılarda terör örgütü PKK uzantısı BDP için açıkça propaganda yapıyor.
Toplantılardan ilham aldığını söylüyor; halka çağrıda bulunarak, BDP adaylarına sahip çıkmalarını istiyor.
Tarafsız olması gereken Prof. Van’da 14 belediyenin 12’sini açık ara ile kazanacaklarını ileri sürüp, “İnanırsak başarırız” diyor.
Hızını alamayan Rektör Yardımcısı daha da ileri gidip şu sözleri kullanıyor: “Gittiğimiz her yerde Kürt halkının müthiş uyanışına tanıklık ediyoruz. BDP, Kürt hareketi bir devrim gerçekleştirdi. Kürt hareketinin bu mücadelesi ve geldiği nokta az buz bir yer değil. Bugün BDP’nin ortaya koyduğu siyaseti biz öğrencilerimize anlatıyoruz. Bu nedenle sahip çıkın.”
Şu ifadelere bakar mısınız?
Öğrencilerine anlatıyormuş!..
Onun için her zaman söylüyoruz: “Bunlar daha tehlikeli” diye…
Terörist farklı, terörist yetiştiren farklı…
Dağdaki başka, dağa eleman kazandıran başka…
Peki kim bu adam?
Mersin Toros Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Özer…
Peki bunları denetlemesi gerekenler, hesap sorması gerekenler nerede?
Bilmiyorum…
Fakat, “yazıklar olsun” demekten de kendimi alamıyorum.
Yazıklar olsun!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.