Dikkat eksikliği ve davranış bozukluğu ilişkisi
Çocuklarda aşırı hareketlilik, dikkatini sürdürme güçlüğü ve davranım bozuklukları birbiriyle ilişkili tablolardır. Dikkat eksikliğinde yakınmalar genelde 7 yaşından önce başlar. En sık okul çağında görülür. Erkeklerde daha sık görülür ve ailesel bir yatkınlık vardır.
Dikkat eksikliği, okul öncesi dönemde başlayabilir. Okul öncesi dönemde de her şeyden çabuk sıkılan ve bıkan bu çocuklar, oyuncaklardan dahi sıkılıp kısa bir süre sonra onları parçalamayı tercih ederler. Okulun başlamasıyla birlikte öğrenmeye karşı ilgisizdirler. Ödev yapmayı sevmezler, çabuk sıkılırlar. Masanın başında belirli bir süre oturup ders çalışamazlar; sürekli dersten kalkmak için bahane uydururlar. Anne veya babayı sürekli ders yaparken yanlarında isterler. Kendileriyle konuşulduğunda sanki konuşanı dinlemiyor, aklı başka bir yerdeymiş gibi vurdumduymaz davranırlar. Okuma-yazma kaliteleri yaşıtlarından kötü, defter düzeni ve yazıları bozuk olabilir. Okurken sık hata yaparlar ve okuma hızları yaşıtlarına göre düşüktür. Sınavda dikkatsizce hatalar yaptıklarından dolayı ders başarıları genelde düşüktür.
Dikkat eksikliğinde genelde zekâ normal ya da normalin üzerinde olduğundan bu çocukların mutlaka erken teşhisi çok önemlidir. Dikkat eksikliği, 4-6 yaş arasında psikologlar tarafından yapılabilen “Frostig Görsel Algı Testi” ile kolaylıkla teşhis edilebilir. Bu test sonuçlarına göre çocukların dikkat, idrak, görsel algı fonksiyonlarının yaşıtlarının seviyesinde olup olmadığı, hangi alanlarda sorun olduğu ortaya çıkarılır. Böylece verilen ev ödevleriyle çocukların sorunlu alanları geliştirilmiş olur. Erken teşhisle çocukların ilkokulda başarısız olmasının önüne geçilmiş olur.
Şimdi de gelelim dikkat eksikliği ve davranış bozuklukları, bir diğer adıyla karşı gelme bozukluğu ilişkisine: Karşı gelme bozukluğu yaşayan çocuklar, aniden öfkelenir. Yetişkinlerle gereksiz yere tartışır. Yetişkinlerin isteklerine ya da kurallarına karşı çıkar ya da reddeder. İsteyerek başkalarını rahatsız edecek, kızdıracak şeyler yapar. Kendi hataları için başkalarını suçlar. Alıngandır, başkalarınca kolay kızdırılır. İçerlemiş kızgın ve güceniktir. Kincidir, öç almak isterler. Bu belirtiler, genelde 8 yaşından önce başlar, ergenlik döneminden sonra önemli ölçüde azalır.. Ergenlikte de karşı gelme bozukluğu yerine davranım bozukluğu görülebilir. Davranım bozukluğu yaşayan gençler sık kavgalara karışabilirler. Çalma davranışı, insanlara zarar verebilecek davranışlar, çıkar amaçlı yalan söyleme, geceyi dışarıda geçirme, okuldan kaçma, madde kullanımı gibi davranışlar sıklıkla görülür ve gencin çevresiyle olan uyumunu bozar.
Dikkat eksikliği ve karşı gelme bozukluğu yaşayan bir danışanımı paylaşmak isterim:
Üçüncü sınıf öğrencisi Kenan ile, okul güçlükleri nedeni ile öğretmeni tarafından talep edilen psikolojik değerlendirme için karşılaştık. Kenan’ın ders başarısı hiçbir zaman iyi olmamıştır. Okuma yazmayı da zaten zor öğrenmiştir. Üçüncü sınıfta olmasına rağmen halen okuması yaşıtlarına göre yavaş ve hatalarla doludur. Kenan, sınıfta ders esnasında gevezelik yaparak sınıfın da dikkatini dağıtmaktadır. Ayrıca anne oğlunu; çok ince, her şeye kızan, en küçük olumsuzluk karşısında öfke nöbetleri gösteren, kurallara karşı gelen, büyüklerine karşı saygısız davranan hatta bazen annesine ve ablasına vuran bir çocuk olarak tanımlamıştır.
Oğlunun gelişimi hakkında bilgi alan ve ondan özgürce bahseden anne ile yapılan görüşmeden sonra Kenan, psikolojik değerlendirmeye tek başına alınmıştır.
Kenan’a öncelikle “Wısc-r zekâ testi” uygulanmıştır. Sonuçlara göre, sözel ve performans zekâ alanında belirgin farklar bulunmuştur. Kenan’ın zekâsı normal düzeyde çıkmıştır. Yapılan “Benton dikkat testi” sonucuna göre de Kenan’ın dikkat, idrak, tespit ve hafıza fonksiyonları yaş seviyesinin oldukça altında bulunmuştur.
Bir başka uygulanan test olan “Louisa Duss Psikanalitik Hikayeler testi” sonucuna göre, Kenan çok duyarlı olup, çevresindeki insanlara bağlı olarak kolaylıkla değişmektedir. Öğretmenine bilinçaltında büyük bir öfke beslemektedir. Öğretmeninden ilgi görmek ihtiyacı içindedir. Geceleri korkulu rüyalar görmektedir. Ders başarısızlığı yüzünden kendini beceriksiz olarak görmektedir. Kendine güveni yok denecek kadar azdı. Bilinçaltında sürekli kendini çok başarılı olan ablasıyla kıyaslamaktadır. Cezalandırılma ve hor görülme kaygılarına sahiptir.
Danışanıma yapılan bütün test sonuçlarını anne baba ile paylaştıktan sonra bu sonuçları rapor haline getirip merkezimizdeki psikiyatrist doktorumuza aktardım. Yapılan muayene sonucunda Kenan’a, dikkatini toparlayıcı, düşük dozda bir ilaca başlandı. Değerli okuyucularım, dikkat eksikliği rahatsızlığı olan çocuklara sahip ailelere ve öğretmenlerine önerilerim:
l Dikkat eksikliği olan çocukların çoğu el yazısıyla yazı yazmakta zorlanırlar. Bu nedenle örneğin; ev ödevlerini yaparken, el yazısı yerine klavye kullanmasına izin verin, değerlendirmelerini yazılı sınav yerine, sözlü sınav ile yapın.
l Çocuğun arkadaşları tarafından damgalanmasını önlemek için, sınıf arkadaşlarına durumu açıklayın ve normal davranmalarını sağlayın.
l Evde yüksek sesle kitap okumasını önerin. Hem çocuk, hem yetişkinin dikkat eksikliği tedavisinde en etkili yöntemlerden biri de spor yapmaktır. Sportif faaliyetler, enerjinin fazlasını kullanmayı, dikkati tek bir noktaya yoğunlaştırmayı, beyin hücrelerinin uyarılmasını sağlar.
l Her an olumlu özellikleri yakalamaya hazır olun. Bu rahatsızlığa sahip çocuklar, göründüklerinden daha yetenekli ve beceriklidirler. Espri yetenekleri, neşeleri ve kavrama kapasiteleri geniştir.
l Çocuğunuzu olduğu gibi kabul edin, anne-baba olarak birbirinizi suçlamayın.
l Psikiyatrist-aile-psikolog-öğretmen işbirliği ile sorunun üstesinden gelinebileceğini unutmayın.
l Bu çocuklar, ilgi duydukları konuya yoğunlaşmakta güçlük çekmezler. Bu nedenle evde yapacağınız çalışmaları oyun haline getirin.
l Göz teması kurarak konuşun. Ayrıntılı ve uzun açıklamalı konuşmalardan kaçının, açık ve kısa yönergeler verin. İşin ya da konunun tamamını öğretmek yerine basamak basamak öğretmeye çalışın. Okul ödevlerini, öğretmenden gidip bizzat kendiniz alın. Okul ödevlerinde, çalışma sürelerini kısaltın ve sık ara verin. Araların kısa olmasına dikkat edin. Öğrettiğiniz her şeyi çok sık tekrarlayın ve alışkanlık haline gelmesini sağlayın. Çocuğunuza güven verip, bazı etkinlikleri başarabileceğine inanmasını sağlayın. Çalışmalarınızda sabırlı, anlayışlı, sevecen ve kararlı-tutarlı bir tavır sergileyin.
Çocuklarımızın derslerinde dikkatli ve başarılı olması duasıyla Allah’a emanet olunuz.
DNŞ TEL: 0212 503 79 95-0 506 401 79 91
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.