Sosyal medya, Twitter, Nevruz, terörist başı Öcalan, Cemil Bayık, Jandarma’ya silahlı saldırı derken gündem son derece hareketlendi.
Seçime birkaç gün kala bu gerilim daha da artacaktır.
Bu günler gelip geçer ama esas mesele milli birliğimiz ve kardeşliğimizin zedelenmemesidir.
Birlik ve bütünlüğümüze kalıcı hasarlar verenleri bu millet hiçbir zaman affetmeyecektir.
Önceki gün Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Ahmet Tunç aradı. Kendisi de bir sporcu olan Tunç, telefonda Hollanda’da 15-16 Mart tarihlerinde düzenlenen tekvando turnuvasıyla ilgili ilginç bilgiler paylaştı.
Tabii paylaştığı bilgiler sporla ilgili teknik tabirler de içerdiğinden izahat gerektirdiği için telefon görüşmemiz bir hayli uzadı…
Bunun üzerine Tunç, “Tekvando Genel Koordinatörümüz Mustafa Gürsoy her şeye şahit. Olayı daha ayrıntılı biliyor. Biz doğrunun yanındayız. Haksızlık karşısında susmak dilsiz şeytanlıktır” dedi.
Dün Mustafa Gürsoy Ankara büromuzdaydı.
Skandallar zincirini baştan sona ayrıntılı biçimde bizimle paylaştı.  
Zaten gösterdiği fotoğraf ve kayıtlar her şeyi anlatmaya yetiyordu.
Anlattıkları ve gösterdiği belgeler karşısında şoke olduk. “Bunu gavur bile yapmaz” demekten de kendimizi alamadık.
Uzatmadan aktaralım.
Mustafa Gürsoy’un anlattıklarına göre olayın seyri şöyle gelişiyor.
Ankara Büyükşehir Belediyespor Tekvando Kulübü’nün Milli Sporcuları Gökhan Coşar, Yaprak Eriş, Sedanur Yumruçalı Hollanda’da yapılan uluslararası olimpiyatlara puan toplama maçlarına çıkacaktır.
Fakat tekvandoda bir kural var.
Sporcular müsabakaya antrenör olmadan çıkamıyor.
Yani sporcu, müsabakanın yapılacağı “tatami”nin kenarında bir de antrenör bulundurmak zorunda. Aksi halde bu kural ihlali müsabakalardan elenme gerekçesi.
İşte Hollanda’da müsabaka sırası pek çok uluslararası dereceleri bulunan milli sporcularımızdan Gökhan Coşar, Yaprak Eriş, Sedanur Yumruçalı’ya gelince, 30 kadar Türk antrenörden hiç birisi müsabakaya çıkmak istemiyor. O gün orada bulunan sporcuların anlattıklarına göre; içlerinden çıkmak isteyen antrenörlere de baş antrenör Ali Şahin izin vermiyor. Hatta milli sporcu Gökhan Coşar’ın ifadesine göre; çıkmak isteyenlere Ali Şahin bağırıp çağırıyor, engel oluyor.
Bu aşamada bizim antrenörlerden ümidini kesen sporcularımız Azeri antrenörleri ikna ediyorlar. Fakat yine Ali Şahin devreye girip Azeri mevkidaşına şunları söylüyor: “Eğer çıkarsanız seninle olan 20 yıllık dostluğumuz biter.”
Bundan sonra skandalı bütün ülke sporcuları duyuyor.
Fırsatı kaçırmayan İsrail ile ABD’li antrenörler ise soluğu bizim sporcuların yanında alıyorlar ve aşağılayıcı bir dille “biz çıkalım” teklifinde bulunuyorlar.
Milli sporcularımız durumu Genel Koordinatör Mustafa Gürsoy’a bildiriyor. Gürsoy da kararlı biçimde, net olarak şu cevabı veriyor: “Gerekirse müsabakadan çekilir yine İsrail ve ABD’li antrenörü kabul etmeyiz.”
Bu cevapla İsrail ve ABD’li kurnaz antrenörler ağızlarının payını almış oluyor.
Ama hani “kul daralmayınca Hızır yetişmez” derler ya…
Kritik süreçte bizimkilerin imdadına Mısırlılar yetişiyor. Mısır Federasyonu baş yetkilisi aynen şöyle diyor: “Şu an 4 koçum var. Hepsi de emrinize amadedir.”
Allah razı olsun. Müslümanca bir duruş, Müslümanca bir tavır bu…
Peki kim bu bizi uluslararası arenada rezil edip, büyük bir skandala imza atan Ali Şahin?
Kendisi Tekvando Milli Takımlar Baş Antrenörü. Aynı zamanda Tekvando Federasyonu Başkanı Metin Şahin’in kardeşi.
Lakin 2012 yılından beri Türkiye’ye hiçbir uluslararası müsabakada tek bir altın madalya dahi kazandıramamışlar.
Karneleri nakavtlarla, hezimetlerle dolu.
Ama çok sayıda milli sporcu ile Mustafa Gürsoy’un anlattıklarına göre; akçeli işlerde bir hayli mahirler.
Haklarındaki rüşvet davaları şu an Sincan Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor.
Başörtüsüyle alay edişi ise kayıtlarda mevcut.
Zamanı gelince onu da paylaşırız.
Tıpkı daha önce Futbol Federasyonu’ndaki Masonik örgütte yer alan “duvarcı kardeşler”i belgelerle deşifre ettiğimiz gibi.
Anlaşılan biraz da “Şahin Kardeşler”e mesai tahsis etmemiz gerekecek.
Ne diyelim. İşimiz bu…
Takibe devam...