Mehmet Koçak

Mehmet Koçak

Liderliğini dünya kabul etti

Liderliğini dünya kabul etti

30 Mart’ın sadece “bir seçim değil bir milat olacağını” önceki yazılarımda belirtmiştim ve herkesi “Yarın; eyvah dememek için” kirli pazarlıklar ve şer ittifaklara inat Başbakanımız R.Tayyip Erdoğan’ın başlattığı “yeni Türkiye” yürüyüşüne destek vermeye çağırmıştım.

Çok sayıda okurumdan aldığım mesajda ağırlıklı olarak “Peki: CHP+MHP ve Pennsylvania üçgeninden oluşan bu şer ittifakı seçimleri etkiler mi?” sorusunu almıştım.

Bende bu soruyu; “Eğer ihanetler karşısında, milletçe ‘milli iradeye ve demokrasiye’ sahip çıkma adına son ana kadar çalışılırsa o zaman bu kirli ittifakın etkisi olamayacak” şeklinde cevaplamıştım.

Bu cevaba ilave olarak; köşe yazımda “Hangi partiden olursanız olun; milli bir duruş ve refleks ortaya koyarak, şer ittifaklarını bozguna uğratmak için, demokrasi ve Türkiye ile Başbakanımıza sahip çıkmak için herkesi AK Parti’ye destek vermeye davet ediyorum” şeklinde bir de çağrıda bulunmuştum.

Seçim sabahı sandığa ilk koşanlardan biri de ben oldum. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hematoloji bölümünde tedavi gören bir lösemi hastası olarak; doktorlarıma özel ricamla tedavime 3 saat ara vererek, Beylikdüzü Kolan Hastanesi Başhekimi Dr. Atilla Yılmaz refakatinde ambulans ile ilçem Beylikdüzü Gürpınar Mahallesi 75. Yüzyıl İlköğretim Okulu’nda oyumu kullandım.

Zor ve yorucu olmasının yanında sağlığım için riskli olmasına rağmen bir oy, bir oydur diyerek görevimi yerine getirmenin huzuru içinde tekrar Cerrahpaşa’ya döndüm. Önemle ifade etmek isterim ki; 30 Mart normal bir seçim olsa bu riski göze alıp oy kullanmaya gitmezdim.

Seçim sonuçlarını hasta yatağımda, kolumda serumla izledim. Başbakan Erdoğan’ın balkon konuşmasını ellerimi kaldırıp yüce yaratana şükrettim ve onu şu mesajımla ilk kutlayan ben olmak istedim.

“Sayın Başbakanım;

Dünya mazlumlarının şükür namazı kılıp göz yaşları içinde sevgi gösterileri yaptığı, zalimlerin ve emperyalist güçlerin ülkemizdeki taşeronlarına kızdığı ve kahrolduğu o büyük zaferinizi kutluyorum.

Türk siyasi hayatında değil, aynı zamanda dünya siyasi tarihinde eşine zor rastlanan 8. başarınız aynı zamanda bir rekor olmuştur. Son üç gündür dünya siyasetinin başkentlerini ve dünya medyasını internet üzerinden takip ediyorum. Zati – alinize milletimizin kitlesel kabulü, güveni ve itimadını tüm dünya takdirle karşılıyor.

Bu her faniye nasip olmayan sizin bir başarınız olduğu kadar, milletimizin duaları ve teveccühü ile şüphesiz yüce Allah’ın bir lütfudur. Tebriklerimi, takdirlerim ile selamlarımı sunarken; “Allah nazardan korusun” dualarımı da ilave ediyorum…Allah yar ve yardımcınız olsun.”

Cerrahpaşa…

MİLLETİMİZ; ARKADAN HANÇERLEYENLERİ CEZALANDIRDI

İftira, yalan ve hakaret dolu karalama kampanyaları ile başlatılan ihanet operasyonlarının tek bir hedefi vardı; Başbakan Erdoğan’ı bu seçimde çökertecek. Ancak; Türk milleti bu ihanet çetelerinden oluşan ittifakın oyununu bozdu ve Başbakanına sahip çıktı.

Bu; milletimizin uyanışını ve hukuk dışı yapılanmalara karşı duruşunun en güzel ifadesi olmuştur. Başbakan Erdoğan’ın dik duruşu ve tavizsiz mücadelesi milletin güvenini arttırmış ve de etkili olmuştur.

Madalyonun diğer bir yüzünde ise şu gerçekler var;

Muhalefet cephesi ile Pennsylvania’nın oluşturduğu ahlak dışı ittifakın seçimlere etki edememesinin asıl sebebi “mert” değil “namertçe” bir tavır içinde olmaları olmuştur. Kirli pazarlıklar ve gizli ittifaklar milletimizin midesini bulandırmıştır.

Ayrıca; Başbakan ve yakınları ile 2023 hedefleri olan tarihi projelerini hayata geçirecek iş çevrelerini arkadan hançerlemeleri millet nezdinde “ihanet” olarak kabul edildi. Seçim kampanyalarında bir yandan Pensinvalya’nın ürettiği montajlı kayıtların servis edilmesi, diğer yandan muhalefet cephesinin ahlaki olmayan bir şekilde “baş çalan” , “hırsız” gibi ifadelerle bu milletin seçtiği başbakana hakaret etmeleri, milli onur ve gururu sahiplenmeyi beraberinde getirdi.

En çok rahatsız eden ise, Başbakan’ı hedef alan karalama kampanyalarında milli değerler ve devletin güvenliğinin hiçe sayılması oldu. Bilhassa ana muhalefet lideri Kılıçdaroğlu’nun Şam’ın sözcüsü gibi bir yaklaşım sergilemesi ile MHP’nin Dışişleri Bakanlığı’ndaki “gizli Suriye Toplantısı’nın sızdırılmasına sessiz kalması büyük tepki aldı.

Diğer bir önemli konu; Pennsylvania’nın “dini bir cemaat olmadığı ve aslında devleti ele geçirme adına bir gizli örgüt” olmasıdır. Bu seçimde samimi cemaat mensuplarının Pennsylvania’nın siyasi faaliyetleri ve yönlendirmelerine itibar etmediği de anlaşılmıştır. Aziz milletimiz bu yapılan ihanetler, kirli oyunlar ile kirli ittifaklara karşı Başbakanını sahiplenme refleksi göstermiştir.

Seçimin sonuçları; sermayesi montajlı kaset kayıtları olan muhalefet cephesi için gerçekten büyük bir hezimet olmuştur.

Hukukun üstünlüğünü temel esas kabul eden ülkelerde demokrasiyi içine sindiren siyasi liderler, peş peşe oy kaybetmeleri halinde istifa ederler. Bu onurlu ve ahlaki bir duruştur ancak hâlâ muhalefet cephesinden bu yönde bir ses yükselmemesi ve seçimlerde oylarını arttırdıkları iddiasıyla hezimete rağmen koltuklarını terk etmemede ısrarlı olduklarına şahit oluyoruz. Unutulmasın ki; istifa yeri geldiğinde yapılırsa bir siyasi erdemliktir. Liderler bu erdemliği göstermez ise, CHP ve MHP’de değişim yönünde parti içi hareketlenmeler kısa bir zaman sonra başlayacağı kuvvetle muhtemeldir...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Mehmet Koçak Arşivi