Seçimin şifreleri
Seçim öncesine tekrar dönmeye gerek yok. Siyasi tarihimizin en gerilimli, en kirli, en karanlık seçim kampanyasına şahitlik ettik.
Kaset, tape, anket, montaj ne kadar manipülatif unsur varsa hepsi bir silah gibi kullanıldı bu seçimlerde.
Tabii bu karşılıklı saldırılar müthiş bir kamplaşmayı da beraberinde getirdi.
Kamplaşma zirve yapınca da seçimlere Cumhuriyet Tarihi’nde görülmeyen rekor düzeyde bir katılım gerçekleşti. Bu demokratik sorumluluk ve gelişmişlik açısından ciddi bir kazanım…
Peki alınan bu sonuçlar partiler açısından ne anlama geliyor?
Kazananı kim, kaybedeni kim bu seçimlerin?
Bir defa seçimin net olarak 2 galibi var.
1-AK Parti
2-BDP
AK Parti bir önceki yerel seçimlere göre oylarını yüzde 4 oranında yükselterek mahalli idarelerdeki seçim başarısını artırdı. 81 il içerisinde bütün rakiplerinin toplamda kazandığından daha fazla belediye başkanlığı kazanarak seçim zaferini perçinledi. Başbakan Erdoğan’a, Erdoğan’dan başka rakip olmadığı yeniden test edilmiş oldu. AK Parti Genel Başkanı olarak girdiği bütün seçimlerden zaferle çıkan Erdoğan’ın halk nezdinde müthiş bir krediye sahip olduğu bu şekilde teyit edildi. Ayrıca bu seçimlerle milletin müdahaleden, yönlendirmeden, yapay ittifaklardan, dizayn etme gayretlerinden rahatsız olduğu, bunlara tepkisini sandıkta sert biçimde gösterdiği bir kez daha ortaya çıktı.
•
BDP’ye gelince…
Bu seçimlerde kendisi açısından taktiksel bir çıta belirleyen BDP ise, başarıda AK Parti’yi takip eden bir diğer parti oldu.
Seçimlere “özerklik referandumu” söylemi ile hazırlanan BDP, 8 olan il belediye başkanlığı sayısını 11’e yükseltti. Bunlardan 3’ü büyük şehir. Ayrıca BDP’nin bu 11 ildeki oy oranı ise yüzde 50’nin üzerine yükselmiş oldu.
Sonuçlardan cesaret alan BDP’li Demirtaş bölge halkının seçimlerde özerkliğe oy verdiğini ileri sürüp, “Demokratik özerklik dediğimiz halkın yerelde ihtiyaçlarının ve sorunlarının çözümünün parçasıdır. Biz bunu halka söz olarak verdik, halk da buna oy verdi. Bu proje halktan destek gördü ve gereğini yapacağız. Ana dilde eğitim, sağlık, kitap basılması bütün imkanları kullanacağız” diyor.
Ayrıca BDP’nin, Hükümet tarafından bölge insanına sunulan olanakları kendi lehine çevirmekte oldukça mahir olduğunu söyleyebiliriz. Örneğin Hükümet’in Van’da, Diyarbakır’da, Hakkari’de, Şırnak’ta yaptığı hizmetlerin oy olarak BDP’ye yansıdığını görüyoruz. Bu kritik durum belki de başlı başına analizi yapılması gereken ayrı bir yazı konusu…
•
Kim ne derse desin, liderleri bin kere “başarılıyız” dese de bu seçimlerin 2 mağlubu var.
1-CHP
2-MHP
Bu sonuçlar 40 yıldır iktidar yüzü göremeyen CHP için tam bir hezimet. Alınan yüzde 28’lik oy oranı parti tabanını tatmin etmeye yetmedi. CHP’yi kaotik günler bekliyor diyebiliriz. Bu saatten sonra CHP’de yeni genel başkan arayışları hızlanacak, hizipleşmeler, iç çekişmeler yeniden ivme kazanacaktır. Partide şimdiden istifa söylentilerinden geçilmiyor. Yeni kadro arayışları, yeni liste hazırlıkları başlamış durumda.
•
Ve MHP…
Lideri Devlet Bahçeli’nin hem Ergenekon hem de Gezi sürecinde sağduyulu davranıp ülkücü gençliği sokak olaylarından uzak tutması, istikrara verdiği katkı, devletin menfaatlerini parti menfaatlerinin üzerinde görmesi takdir topladı. Ama siyaset kazanmak için yapılıyor. Tecrübeli eski siyasetçi Demirel’in ifadesiyle; “Cesaretin ve kazanılan zaferin yerini hiçbir şey tutamaz.”
Son seçimlerde ancak bir önceki mahalli seçimlerde aldığı kadar oy alması, BDP kadar dahi il belediye başkanlığı kazanamaması başarısızlık olarak MHP’nin hanesine kaydedildi. Orta Anadolu’da tek bir il dahi kazanılamaması şaşkınlıkla karşılandı. Bu sonuçlardan sonra sanırım parti üst yönetiminde ciddi bir durum değerlendirmesi ile özeleştiri yapılacaktır.
Halkın verdiği mesaj en iyi şekilde değerlendirilecektir.
Türkiye için bu ne ilk ne de son seçim…
Sonuçların ülkemize, milletimize hayırlı olmasını diliyorum…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.