Hocaefendinin katili kim?
Bir musibet, bin nasihatten evladır, denilir. Ülkemiz büyük bir musibeti, çok yara almadan atlatmış bulunuyor. Dış güçlerin taşeronu bir cemaatin, kendinde vehmettiği siyasi gücün nasıl sıfır ölçekli bir iddia olduğu, bütün tevillere, tekellüflü yorumlara kapalı keyfiyetiyle gün yüzüne çıktı. Dünü hatırlamak, bugünü idrak ve yarını sağlıklı anlamak bakımından önemli olduğundan, üç ay evvel dediklerimizden bazılarını hatırlatalım:
Dedik ki: Cemaatin sempatizan kitlesi, kesinlikle AK Parti’den vazgeçmez, oyunu ona verir. Kemikleşmiş kesim ise, kendilerine verilen emir doğrultusunda hareket eder; lakin onların oyları, bir muhtar seçiminde dahi sonucu belirleyici bir güce sahip değildir..
Dedik ki: Hocaefendi, faziletleri yanında pek çok çelişkileri, pek çok tenakuzları olan bir kişidir. Dolayısıyla ona, yanılmazlık atfetmek son derece hatadır; hele ona siyasi bir misyon biçmek hem ona, hem de bu millete büyük zulümdür..
Dedik ki: Bugüne kadar uzanan çizgide, benim bilebildiğim kadarıyla, siyasi öngörülerinin bütüne yakın kısmında yanılmış; daha sonra da yanılgılarını itiraf etmiştir. Bu seçimlerde de durum değişmeyecek, yanılacak ve sular durulduktan sonra bu yanılgısını da itiraf edecektir.
Olanlar dediklerimiz doğrultuda oldu ve olacak gibi.. Bugüne kadar tercihlerini cemaatten yana kullananlar büyük bir yenilgi ve utançla yüzleşmiş durumdalar. Bundan sonraki süreçte, zoraki ittifakın bozgun günlerinde, bütün suç cemaate fatura edilecek; içlerde gizlenmeye çalışılan düşmanlık magmaları bir volkanik patlama ile ve bütün şiddetiyle cemaatin üzerine püskürtülecektir. Hele ihanet soruşturmaları hız kazandıkça, yekdiğerini suçlamalar, birbirini ispiyonlamalar daha da artacak ve cemaat şer ittifakın bizzat kendi üyeleri tarafından günah keçisi haline getirilecektir.
Cemaat bütün bu olanları ve olacakları hak etmiş midir? Büyük kitle için söyleyecek olursak, cevabımız elbette “hayır” olacaktır. Cemaati yöneten “azgın azınlık” için ise cevabımız kesinlikle “evet”tir.
Onlardır ki, büyük bir kitleyi içinde boğulup gidecekleri bataklığa sürüklemişlerdir. Onlardır ki, inanan, inandığı gibi yaşamak isteyen insanların önce inançlarıyla oynamışlar, sonrada da inanç kaynaklı güvenlerini kötüye kullanmışlardır. Kapı kapı dolaşıp, Allah’ı ve Resulünü anlatmaya kodlanmış irşat ehlini, onlar, yani cemaatin maddi kazanımlarının üzerine çöreklenenler, menfur bir siyasi emele alet ederek ve aidiyet hissinin verdiği tartışmasız teslimiyetin motive gücünü de kullanarak kapı kapı dolaştırmışlar, bu zavallı, bu aldatılmış insanlara, hiç yapılmaması gereken bir işi, AK Parti’yi bitirmek siyasetinin goygoyculuğunu yaptırmışlardır.
Cemaate yaptırılan son atraksiyonların bütünü, İslam’ın temiz nasiyesine çalınmış bir kara lekedir; ve bu hal tarihe böyle kaydedilmiştir. Bundan böyle iyi-kötü cemaatin her faaliyeti töhmet altındadır; bundan da yine söz konusu “azgın azınlık” sorumludur.
Evet, onlardır ki, Allah’ı ve Allah dostlarını dost edinme yerine, şeytanı ve şeytanın dostlarını dost edinmişler; topluca siyasi bir seferberliğe çıkmışlardır. Fakat karşılarına aşamayacakları bir hendek/sandık, bir millet iradesi dikilmiş, onları ve bütün şeytani oyunlarını tarumar etmiş, bozguna uğratmıştır. İlahi yardımın eseri esen rüzgâr, kopan fırtına, onların tutuşturdukları fitne ateşlerini söndürmüş, düşman karargâhına dönüşmüş çadırlarını/ kurulu düzen ve kurumlarını altüst etmiştir.
Kırk yıllık gayretlerin hazin sonucunu konuşuyoruz. Kazanma kuşağında sürdürülen uzun maratonun hiç beklenmedik kayıplarla finale demir atışının içimizi acıtan durumunu hasbihal ediyoruz. Kınamıyoruz, sadece acıyoruz. Artık sorgulamıyoruz da, yalnızca uyarıyoruz. Daha kötüsü olur mu, bilmem ama; daha kötüye gidilmesini engellemeye çalışıyoruz.
Süleyman Nazif, Enver Bey’i göstererek, işte Enver Beyin katili, dermiş. Siz bu alegorik nükteyi ödünç alsanız, kimin katilini, kim olarak gösterirdiniz? Örneğin, Hocaefendiyi gösterip, işte Hocaefendinin katili der miydiniz? Ya da cemaati gösterip..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.