Hasan Aksay

Hasan Aksay

Seçim, “İstikrar!” diyorsa, güç ve kalkınmadır

Seçim, “İstikrar!” diyorsa, güç ve kalkınmadır

İmkan ve fırsatlar, gelir, geçer. Gereken ibretine sahip olup kullanmaktır. Seçim, özellikle 30 Mart seçimi gibi dönüm noktalarında, büyük başarı ifade eden seçimler, tüm ibret ve tedbirleri ile yorumlanıp gereğinin yapılması, kaybedilmemesi gereken ibretler doğurur. Çoğu konuda, “öyle değil, böyle olsaydı?” gibi alternatif hükümler nazaridir. Oysa seçim, somut neticeler doğurur. Millet, BAAS, Sisi veya 1000 yıl yaşayacağız diyen, 28 Şubat darbesinin neticeleri ortada, aşağı-yukarı aynıdır. Milletin desteklediği, Menderes, Özal, Erbakan, Erdoğan ile, etkin iktidar Bayar’da, Evren’de olmasına rağmen, devlet 70 Cent’e muhtaç olmaktan kurtuluyor, hizmet ve eserler meydana çıkıyor.

İnsan ve milletler için liyakat, değişmez ölçüdür. “Milletler, layık olduğu idareye kavuşurlar”.

Seçim kazançları israf ve kaybedilmemelidir. Kızamık, çiçek gibi hastalıklara karşı erkenden aşı yapılıyor. Sosyal ve siyasi tehlikelere karşı muafiyet, seçim ibretiyle kazanılıyor. Bu ibretler kaybedilmemelidir. Felaketlerden ibret alamamak nasipsizliktir. Hele gidip, Esat’a, Sisi’ye çıraklığa kalkışmak? “Nush (nasihat) ile uslanmayanı, etmeli tekdir; tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir.” Köteğe sıra gelmemeli. Darbe, millete atılan kötek sırasındadır. Milletimiz, çok darbeye uğramış, gayretiyle ömürlerini kısaltmıştır. Çokluğu, milletimizin gevşekliğinden değil, derin yapının ve Türkiye’nin yüksek potansiyelinden doğmaktadır. Gezinin arkasından hemen 17 Aralık’ın gelmesi, saldırganların, işi acele tutmak ve en büyük hazırlıklarını cepheye sürmek zorunda kaldıklarını gösteriyor. Bu müjdedir. Demek ki, darbelerde sona geldik. Çıkar ve darbe bitmez. Devlet, güçte bir sınırı aşıp, güçlenmeye devam ettiği sürece tatile girer. Artçı depremler gibi, huzursuzluk ve kalkınma hızını kısmeye yönelik artçı darbe devam eder.

Darbelerin muharrik gücü dış cephesidir. Yani, darbe hastalığının mikrobu, daima vardır. Aradığı iklim, yuvalanacağı bünyenin zaafa düşmesidir. Siyası, ahlaki, sosyal,ekonomik ve medyatik her türlü fitneyi besleyen kaynak, güçlülerin bu çıkarcılığıdır.

Özgür seçim, millet liyakatinin ibret hazinesidir. Halkın oylarının bedeli, beş yılda, hizmet veya felaket olarak kendine dönecektir. Halk, köprü, hava alanı, nükleer enerji demişse, dediği gelecektir. Bira festivali istemişse, içe içe ölen vatan evladının haberi ile, seçtiği festivalcinin, “İçmesini bilmiyorsa ben ne yapayım” haberi gelecektir.

Gelişen imkanlarımız, sorumluluklarımızı da artırıyor. Dün denecek kadar yakında yazarlar, yazısını baskıya yetiştirmek için her sabah yollara düşerdi. Şimdi, dünyanın her yerinden bir tıkla tamam. Büyük nimet! Ama iş burada bitmiyor. Külfeti? O nimetin gerektirdiği şükür, bilgi, dikkat gerek? Nükleer enerji, ucuz, önemli? Öbür yanı atom bombası. Tehlikeli, tehditkar bir felaket. İletişim kolaylığı güzel. Tehlikelerine karşı, devlet de, halk da sorumlu. Ahlaki yapı içinde kontrolü şart. Siber savaşlarından yalnız Almanya’da, 18 milyon e-posta hesabına ait şifreler çalınmış. Bunlar bir yana, geniş kitleleri ilgilendiren tarafına, sorumluluklarımıza bakalım:

Twitter ve Facebook ve türleri, önemli imkanlardır. Sorumluluk ister. “Fitne, katilden beterdir” Hiç tanımadığın, organize güçlerin fitne tuzakları, özellikle kolaya talip gafil toplumlar için ciddi bir tehlikedir. Yıkmak kolay, yapmak zordur.

Sorumluluk olmazsa teknolojik imkanlar, kolay olan yıkım için kullanılıyor. Gezi’den, Sisi’ye, Ukrayna’ya kadar kullanıldı, meydana getirilen yıkımları, kim, nasıl temizleyecek? Hedefine çok uzak yerde kalmış olmasına rağmen Gezi yıkımları? Onun temizliği dahi ciddi sorun? Camiyi kirlettiler. Maddeten temizlendi. Yandaşlık uğruna, bu pisliği kabullenip savunan, hazmeden, içine sindiren vicdanlar nasıl temizlenecek?

İnsanlık, imkanları iyi kullanıp, iyi kullanılmasına çalışmak ve hizmet üretmek ister. Saplantılarla, insana, ülkesine, kendine zarar verenlerin yanlışında, en azından Müslümanı zayıf gösteren yönümüzle, bu yanlışta sorumluluk payımız olduğunu görmek zorunda değil miyiz? Birçok kimse ahlaksızlık batağına güç platformu diye atlayıp batıyor.

Milletimizin basiretinin ifadesi olan bu seçimimizin, milletimize, ümmetimize ve bütün insanlığa hayırlar getirmesini; Suriye, Mısır başta, bütün İslam diyarlarının tez zamanda zulümlerden kurtulmasını Allah’tan niyaz ediyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Aksay Arşivi