Örnek ve Önder Hz. Peygamber (S)
Peygamberler insanlık için en güzel örnekler ve model kişiliklerdir. Kur’ân-ı Kerîm, Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (s) model kişiliğini “huluqun azîm” ve “üsvetün hasene” kavramları ile tanımlar. “Huluqun azîm” yüce ve büyük bir ahlâk, üstün bir hayat tarzı; “üsvetün hasene” ise en güzel, ideal, kapsayıcı ve mükemmel örneklik demektir. Hz. Muhammed’in “güzel örnek” oluşunun (Ahzâb 33/21), Hendek Savaşı’nda gösterdiği mücadele azmi, direnci ve kararlı duruşunun anlatıldığı Ahzâb/9-22. âyetler bağlamında zikredilmesi dikkat çekicidir. Kalem 68/4’teki “Kuşkusuz sen yüce bir ahlâk (huluqun azîm) üzeresin” ifadesi de, Hz. Peygamber’e yönelik inkârcı psikolojik baskının iyice arttığı ve kendisine “deli/mecnûn” iftiralarının yöneltildiği bir zaman diliminde kullanılmıştır.
İnsanlığa model olarak gönderilen “yüce/büyük ahlâk sahibi” Hz.Muhammed (s), kuşkusuz “güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildiğini” beyan etmişti (Müsned-i Ahmed, Muvatta). Hz. Ayşe annemizin (r.anhâ) ifadesi ile “O’nun ahlâkı Kur’ân’dı” yani O “Yaşayan Kur’ân” idi (Müslim). Ahlâk (kökü “huluq”); yalnızca kişinin doğuştan sahip olduğu karakter, mizaç ya da tabiatını değil en genel manada yaşam/a biçimini kapsar; o halde huluqun azîm ‘üstün bir hayat tarzı’dır.
İnsanlık tarihinde Hak ve hakikatin unutulup bâtıl ve inkârın egemen olduğu, zulüm ve sömürünün dayanılmaz hâl aldığı, ahlâkın dibe vurduğu dönemler, genellikle İlahi İradenin peygamberler aracılığıyla tarihe müdahale ettiği zaman dilimleridir. Allah Teâlâ’nın insanlar arasından seçtiği model kişilikler olan peygamberler; bâtılın yerine Hakk’ı egemen kılmak, insanları inkâr ve şirk karanlığından imanın aydınlığına çıkarmak, onları kula kulluk zilletinden kurtarıp yalnız Allah’a kul olma izzetine ulaştırmak ve ma’rufu (iyilikleri) emredip münkeri (kötülükleri) engellemekle görevlendirilmişlerdir. Bu kutlu elçilerin tarihe/hayata müdahaleleri insanlık için bir umut ışığı ve kurtuluş muştusu olmuştur.
Hz. Muhammed’in (s) Yüce Rabbimiz tarafından peygamber seçilip “alemlere rahmet” olarak gönderildiği dönem de, insanlığın, özellikle de cahiliye karanlığında boğulmakta olan Arabistan’ın böyle bir ışığa ve kurtuluş çağrısına muhtaç olduğu bir bunalım ve kaos çağı idi.
Bütün peygamberler ve Peygamberimiz Hz. Muhammed (s), Allah’tan aldıkları ilahî hakikatleri sadece insanlara duyurmakla kalmadılar, bu ilkelerle şekillenen örnek hayatı bizzat yaşayarak yeni bir insan ve toplum tipi inşa etmenin mücadelesini de verdiler. Ancak peygamberlerle Peygamberimizin Tevhid çağrıları ve önerdikleri yeni hayat tarzı; zulüm, haksızlık ve sömürü üzerine kurulu cahili yaşam biçiminden beslenenler açısından en büyük tehlike ve tehdit olarak algılandı. Zira Tevhid çağrısının özünü oluşturan “Lâ ilâhe illallah” kelime-i tayyibesi, insanların Allah (c.c) dışında tapındıkları tüm sahte ilahları reddediyor ve yok sayıyordu. Bu yüzden statükonun ve statükoyu temsil eden inkârcı veya putperest sistemin devamında çıkarı olan azınlık sınıf peygamberlere, Peygamberimize ve müminlere karşı şiddetli baskılar uyguladılar. Böylece hak-batıl mücadele başladı ve el-ân da sürüyor.
Peygamberlerin ve özellikle de peygamberimiz Hz. Muhammed’in (s) örnek/model hayatları, onların Tevhid mücadeleleri, gereğince incelenmeden doğru anlaşılamayacağı gibi, bu mücadele ile başlayıp devam eden tevhidi değişim süreçleri bugüne taşınmadan da anlamlandırılmış olamaz.
Elbette peygamberler; sadece mücadele pratikleri açısından değil, her alanda mükemmel örnektirler; ancak bu kapsayıcı örneklik, pasif değil aktif/dinamik bir ortamda şekillenmiştir.
Ayrıca mükemmel ve kapsayıcı örneklik olan peygamberler; tamamen insani/beşeri örneklikler, bizim gibi birer insan, ‘hâzâ beşer’ kişiliklerdir. İnsani zaafları, korkuları, ümitleri, sevinçleri, kederleri, ihtiyaçları, özlemleri… bilen, bazen onların etkisinde kalan ama teslim olmayan, bunlarla başa çıkmanın yollarını öğreten bir baba, eş, bir dede, dost, arkadaş, lider, komutan, öğretmen… Allah’tan aldığı vahyî ilkeleri en güzel ve en ideal biçimiyle kendi hayatlarında örnekleyen model kişilikler…
İşte bu bakış açısı ile peygamberler zincirinin son halkası olan “kul” ve “rasûl” Hz. Muhammed’in (s) hayatını ve Tevhid mücadelesini, kronolojik akışına uygun olarak, sade ve ayrıntılardan arındırılmış bir üslûpla sunmak ve bugüne taşımak amacıyla kaleme aldığımız “Örnek ve Önder Hz. Peygamber” isimli kitabımızın basımı tamamlandı ve siz okuyucularımızın istifadesine sunuldu elhamdülillah.
İçinde bulunduğumuz Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle, bu mütevazı çalışmanın, Peygamber Efendimizi (s) doğru anlamaya, doğru kavramaya ve hayatımızı O’nun (s) sünnet-i seniyyesi doğrultusunda rızâ-i Bârî’ye uygun yaşamaya katkıda bulunmasını temenni ediyorum. O’nu (s) tanımak, O’nu (s) örnek ve önder edinmek ve O’nun (s) izinden yürümek niyazıyla.
(“Örnek ve Önder Hz. Peygamber” kitabımızı temin için; Pınar Yayınları Tlf: (0212) 520 98 90(0212) 520 98 90.)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.