Hacı Yakışıklı

Hacı Yakışıklı

Anneler Günü bir yetimi dövmek!

Anneler Günü bir yetimi dövmek!

11 Mayıs Anneler Günü’nüz yer yarılsın da içine girsin!

Yetimleri düşünmez misiniz? Annesi ölmüş çocukları ve çocuğu ölmüş anneleri! Siz TV ekranlarından, gazetelerden, radyolardan “Annenize bu sene cici hediyeler alın, onu öpün, kredi kartınıza bol öpücüklü taksitler yapalım” derken bir yetimin kanayan kalbini umursamadan susan dilsizlere dönüşeceksek batsın muktedir anlayış, batsın bu yaşamak! Bütün planınız “mallarınızı” daha fazla satabilmek üzerine kurulu! Yetimlerin yüreğini satıyorsunuz pazarlarda, gözyaşı umrunuzda değil!

Duha Suresi’ni unuttuğumuzdan beri ümmetin beli hiç doğrulamadı: “O, seni yetim bulup barındırmadı mı? Öyleyse yetimi sakın ezme. El açıp isteyeni de azarlama.”

Bol bol sevgi dağıttığını zanneden kapitalist mağazalar, camlarına kalp çizmiş kalpsiz kadavralar, bir cennetin üstüne kezzap döküp onu cinnet haline getiren duygusuz bankalar, çamaşır makineleri, blendırlar, elbiseler, pazenler, yapma çiçekler!.. Annenize bu anneler gününde bir hediye alırken başını balyozla ezdiğiniz her yetim ahirette yakamızı toplayacak!

Bir Müslüman “Sevgililer Günü, Anneler Günü, Babalar Günü..” gibi ihraç malı, sahte, ruhsuz ve damarlarından ihanet akan günleri kutlamaz! Yetimlerin okşanmaya muhtaç saçları ve evladı ölmüş anne-babaların biricik acılarının hiç mi hatırı yok?

Mazisinde bir kırık hatıra; annesinin şefkatli ninnilerini ve babasının kalender sözlerini hiç işitmemiş yahut zor hatırlayan bir yetim! Şimdi ey çukurumsular, ey siz koynunda yılan beslense kaçacak delik arayan at gözlüklü süslü magandalar, yere düşenlere tekmenin en kallavisini şak diye geçiren postal severler, şirkin dalkavukları, beslediği karganın gözünü oymaktan dahi çekineceği kent kaçkınları! Her tebrikte bir yetimi ağlatıyorsunuz, her reklamda bir yetimi boynu bükük bırakıyorsunuz! Biz ezilene kimliğini dahi sormadan yardım eden bir millet idik! Şimdi kimlikleri ve yaşanmış acıları eziyoruz!

Önümüze geleni tekfir etmekten sıyrılıp bir de içimize dönüp baksak! Her mahallemizde bir tekel bayisi! Her yılbaşında kumar oynamak için milli piyango biletlerini günler öncesinden tüketen bizler! İslam’a ve Müslümana her türlü hakareti ettikten sonra “Benim dedem de hacı” diyenlerin cenaze namazını huşu(!) ile kılan bizler! 5 vakit ezan okunan şehirlerimizde yarı çıplak fink atan kızlarımız! Bunları giymek özgürlük, gerisi teferruat! Sizin makyajlı çağdaşlığınızın sığacağı ahır yok!

Roma Katolik Kilisesi’nden Aziz Valentin adına ilan edilen Sevgililer Günü’nde her türden gülleri sevdiceğinin ağzına sokan bizleriz! Yüreğimize yazmadıktan sonra bir çiçeğe yazsak adını ne gam! Yılbaşında atılan her havai fişek Kabe’ye gönderilen bir Ebrehe filidir! Yılbaşında 10’dan geriye saymak; “İşte sizin dininizi böyle yer ile yeksan ettik” demektir. Ramazan’da orucunu fıss diye Cola ile açanlar kim? Bize kurşun olarak dönen Cola şişelerine “Rabia” isminin yazılmasına tepkisiz kalan biziz! Hem vuruyorlar, hem şişelere ismimizi yazıyorlar! Esma, Furkan, Rabia… Güzellik yarışması yapılan, etlerin ağzı salyalı herifler tarafından seyredilip en stabil etin birinci seçildiği bir Türkiye!  Bin yıllık alfabesi değiştirilen, şapka takmadı diye boynu ilmiğe geçirilen alimin milleti biz! Eurovision saçmalığında 5 tane göbeği açığın Avrupa önünde “evrı vey det ay keeen” diye kıvırarak, “Bakın biz de sizin gibi kafirlikte birbirimizle yarışıyoruz” pankartının tüm şehitlerimizin akan kanına basarak ilan edildiği Müslümanın ölümü! 6 yaşındaki çocuğu bıçaklayıp, üstüne benzin döküp yakanların hâlâ yaşatıldığı ülke bizim! Huzurevlerini çoğaltıp çekirdek aileye dönerek çitlenen biziz! “İşyerimde sakallı, bıyıklı adam çalıştırmam” dediği halde bunları zenginler listesine sokan biziz! Hem Fatih’in torunu, Peygamber’in ümmeti olmakla övün; hem de Ayasofya’yı “müze” yap! Cesaretini evde unutmuş aydınlar(!) diyarı! Artık hiçbir şair, asrın maskeli vicdanına tüküremiyor! Tükürmek radikalliktir monşer! Bir zamanlar Kur’an okuyanlar, radikal diyerek asılmıştı! Şimdi her anneler gününde bir yetimin boynuna urgan geçirip hıçkırıklarını boğazında düğümlüyoruz! Ya çocuğu vefat etmiş anneler! Onlara kim çiçek verir; bizler mi yoksa ölüler mi?

Anneler günü saçmalığını kabul etmiyor; anne-babası ölmüş vatandaşlarımıza ve evladını yitirmiş tüm anne-babalara sabırlar diliyor; cennette buluşmalarını ümit ediyorum. Hiçbir kredi kartı, hiçbir acıyı eşit taksitlere bölemez! İmtihan için geldiğimiz dünyada bize düşen vazife, bir yetimi ezmek olamaz!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Hacı Yakışıklı Arşivi