Almanlar; intikam almaya mı hazırlanıyor?
Başbakan Erdoğan’ın 24 Mayıs’ta Almanya’nın Köln kentindeki Lanxess Arena Salonu’nda Avrupa Türk Demokratlar Birliği UETD’nin 10. kuruluş yıldönümü kurultayına katılarak bir konuşma yapması planlanıyor.
Sol Parti ile Yeşiller’den bazı politikacılar Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Köln’e yapacağı ziyarete tepki gösterdi ve programın iptal edilmesini istediler. Bu iki parti Türkiye’de aşırı solcuların başlattığı ve sokakları savaş alanına çeviren illegal eylemleri destekleyen partiler olduğu için onların açıklamaları bizim için yok hükmündedir. Üzücü olan iktidar partileri Sosyal Demokrat Parti ve Hrıstiyan Birlik Partileri’nden bazı siyasilerin de benzer açıklamalar yapmasıdır.
Bu tavır; siyasi bir ahlaksızlıktır, ayrıca devletlerarası ilişkiler ile Türk Alman dostluğu açısından fevkalade yanlış olduğunu geç de olsa anlayan Federal Almanya hükümeti bu konuda yaşanan yoğun tartışmalara son noktayı koydu. Hükümet sözcüsü Steffen Seibert, Erdoğan’ın Lanxess Arena’daki etkinliğinin iptal edilmesi yönünde Alman siyasetinin çeşitli kesimlerinden gelen çağrıları geri çevirerek, “Bizim için gerçekten de çok yakın ve önemli bir partner olan bir ülkenin Başbakanı olarak Erdoğan, Almanya’da memnuniyetle konuk edilecektir” şeklindeki resmi bir açıklama yaptı.
Bu açıklamasından dolayı Almanya hükümetine teşekkür borcumuz yok, çünkü bu açıklama ile Alman hükümeti çıkabilecek siyasi bir skandalı önlenmiş oldu. Siz bu resmi açıklamaya bakmayın. Bir yanda bu açıklamalar yapılır ama, diğer yandan miting ve yürüyüş hazırlıkları devam eder. Nitekim Alman sol tandanslı parti ve örgütlerin de destek vereceği bölücü ve aşırı Türk sol örgütleri tarafından Köln şehrinde miting düzenleneceği haberleri şimdiden yine Alman basınında yer almaktadır.
Alman istihbaratı çeşitli siyasileri, medya ve sivil toplum kuruluşlarını yönlendirebilecek güce sahiptir. Başbakan Erdoğan’ın Köln ziyaretinde bu gücü kullanıyor olabilir. Hedef; kısa bir zaman önce ülkemize dört günlük ziyaret gerçekleştiren Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck’ın emredici bir tavır içinde yersiz eleştirilerine sert bir dille karşılık veren Başbakan Erdoğan’dan intikam alınmış olacak.
Ayrıca Almanların huyudur, “iki adım ileri, bir adım geri….”
ALMANLAR, BAŞBAKAN ERDOĞAN’I NEDEN SEVMEZ…?
Alman bir kısım siyasiler ile medyanın, Türkiye ve Başbakan Erdoğan aleyhindeki tavrı karşısında “Almanlar, Erdoğan ve Türkleri neden sevmez? Almanların Türkler ile çeşitli milliyetlere mensup Almanya’da yaşayan Müslümanlara karşı bu düşmanca duruşun sebepleri nelerdir?” sorularını irdeleyip cevaplarını bulmaya çalıştık.
Bu tavrın bir değil; siyasi, tarihi ve dini inanca dayalı birden fazla sebebi var.
Osmanlı’yı parçalayan egemen güçler; yeni kurulan Türkiye devleti için “kolunda serumla dolaşan hasta adam” yakıştırmasını yapmışlar ve her zaman öyle kalması yönünde politikalar belirlemişlerdi. Tarihten bu güne Türkiye’nin gelişmesi, dünya ve bölge siyasetinde etkili bir ülke olarak itibarının artmasını kısacası “güçlü bir Türkiye” olması hiçbir zaman istenmemiştir. İstemeyenlerin başında da maalesef Almanya gelmektedir.
Bu nedenle; o, hasta adam yakıştırmasından Türkiye’yi kurtaran kişi olarak gördükleri Başbakan Erdoğan’ı bir türlü kabullenemiyorlar.
Daha önceki yazılarımda bunun en önemli sebeplerinden biri Almanlarınkendilerini “üstün ırk” görme hastalığı ile “Avrupa medeniyetinin öncüleri” olarak saymalarından kaynaklandığını yazmıştım.
Almanlar, çeşitli bahaneler üzerinden yerli işbirlikçileriyle koordineli bir şekilde Başbakan Erdoğan ve hükümeti aleyhinde organizeli bir karalama kampanyası yürütmekte olduklarına şahit oluyoruz.
Her olumsuzluğun müsebbibi olarak gösterilmekte ve Başbakan Erdoğan’a nezaket kuralları dışına çıkılarak hakarete varan bir dil kullanılmaktadır.
Milletçe yasta olduğumuz “Soma Maden faciası”nda bile benzer bir yol izlenmiştir.
Alman gazeteleri “Böyle bir başbakanla, Türkiye hiçbir zaman AB üyesi olamaz” şeklinde manşetler attılar. Bazı siyasiler de benzer değerlendirmeler yaptı. Bu manşet ve değerlendirmeler; siyasi ahlaktan yoksun ve de düşmanca tavrın ifadesi olan ikiyüzlülüktür. Çünkü Almanya devlet politikası; başından beri Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğine karşıdır.
ALMANLAR İŞBİRLİKÇİ BİR BAŞBAKAN İSTİYOR…
Şu bir gerçek; Başbakan Erdoğan; Almanlar başta olmak üzere Avrupalıların aradığı ve istediği bir Başbakan değildir. Çünkü o, teslim olan ve her söyleneni emir kabul edip yerine getiren değil, sorgulayan ve haksızlıkları dile getirip ülkesinin âli menfaatlerini savunan bir siyasi lider, bir Başbakan’dır da ondan.
Almanya İçişleri eski Bakanı Otto Schliyy’nin “entegrasyon asimilasyondur” sözünü hatırlatan Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan “asimilasyon bir insanlık sucudur” şeklindeki cevabı Alman siyasileri çıldırtmıştı.
Başbakan Erdoğan, Almanya’daki Türklere ve ülkede yaşayan farklı milliyetlere mensup Müslümanlara yönelik ırkçı saldırıyı her zaman kınamıştır. Alman siyasiler ve medyasının “İslam dinini çağ dışı, Müslümanları toplumsal suçlu” gösteren yanlış politikalarını Başbakan Erdoğan “siyasi ahlaksızlık” olarak değerlendirmiştir.
İşte bu ve benzeri eleştirilerinden dolayı Almanlar Başbakan Erdoğan’dan rahatsızlar. Çünkü Almanlar; itaatkâr ve eleştirip sorgulamayan bir Türk Başbakanı istiyorlar…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.