Avrupa Parlamentosu seçimlerinde yükselen siyasi değer ırkçılık olurken; Ukrayna Devlet Başkanlığı seçimlerini ise milyarder Petro Poroşenko kazandı.

28 AB üyesi ülkede 751 üyeli Avrupa Parlamentosu’nun seçimlerinde; Avrupa Birliği’ne karşı görüşleri ile tanınan aşırı sağcı ırkçı partiler; Avrupa’nın modern tarihinde bir dönüşüme yol açacak oranda zafer elde ettiler.

Hem Avrupa Parlamentosu, hem de Ukrayna seçimleri, katılım oranları ve seçim sonuçları ile meşruiyetleri ile ilgili tartışmaları da beraberinde getirdi. AP seçim sonuçları için; “AP seçimleri AB’nin ekonomik ve sosyal hayatına nasıl yansıyacak?” Ukrayna seçim sonuçları için ise; “Batı ile Rusya arasında restleşmeye sebep olan ve bir iç savaş eşiğinde olan Ukrayna’nın ve bölge geleceğini nasıl etkiler?” sorularına cevap aranıyor.

Avrupa’da Aşırı Sağcı Depremi...

Avrupa’da yapılan kamuoyu araştırmaları, Avrupa’da AB’ye şüpheyle yaklaşanların sayısının arttığını gösteriyor. Özellikle Yunanistan, Kıbrıs ve Portekiz gibi Euro Bölgesi’ndeki ülkelerde, yürürlüğe konulan kemer sıkma önlemleri; AB ve Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) zorlaması ile alındı. Bu durum, Brüksel’in “diktelerine” tepkinin artmasına yol açtı. Bu durum AB üyesi birçok ülkede; Brüksel’e verilen yetkilerin geri alınması isteğinin yanında sağ ve ırkçı partiler görülmedik oranda destek bulmasına sebep oldu.

Almanya’daki Avrupa Parlamentosu seçimlerinde Başbakan Angela Merkel’in partisi Hrıstiyan Birlik Partileri yine en güçlü parti olsalar da, geçen seçimlere göre 7 sandalye kaybetti ve “oy kaybedenler” hanesine yazıldılar.

Fransa’da yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde Marine Le Pen’in yönetimindeki aşırı sağ parti Front National- Ulusal Cephe (FN) tahminlerin üzerinde oy alarak zafer ilan etti.

İngiltere’de ise, İngiltere’nin AB’den ayrılmasını savunan UKIP Birleşik Kralllık Bağımsızlık Partisi birinci oldu. Avrupa Birliği’ne şüpheyle bakan partilerin diğer ülkelerde de oylarını artırdıkları görüldü. İtalya, Almanya, Yunanistan ve Danimarka’da aşırı sağcı ırkçı partiler büyük güç kazandı.

Avrupa başkentlerinde şimdi Avrupa Birliği karşıtlarının seçim zaferi ve sebepleri araştırılıyor. Avrupa’nın önde gelen siyaset bilimcileri; “bu sonuçlar Avrupa için bir depremdir” değerlendirmesini yaptılar. Çünkü AB karşıtlarının Avrupa Parlamentosu’nda elde ettiği bu zafer, AB’nin geleceği acısından son derece tehlikelidir.

Avrupa Parlamentosu’nda güçlerini ikiye katlayarak ciddi bir güç olan “AB karşıtlarının” önümüzdeki günlerde “AB’den ayrılık” konusunu tartışmaya açacağından endişe ediliyor. Böyle bir tartışmanın AB’nin dağılmasına yol açacağından korkuluyor.

Katılım küçük bir artışa rağmen düşük!..

Seçimlerde oy kullanma hakkına sahip 400 milyon Avrupa Birliği vatandaşı, olduğu halde, sandık başına gidenlerin sayısı düşük kalmıştır. Bu seçimde katılım bir önceki seçime göre binde bir oranında arttı ve oran yüzde 43,1 oldu. Bu sınırlı artışa rağmen seçimlere katılım yine düşük kaldı.

Düşük katılımın bazı sebepleri var. “AB’ye yönelik olumsuz hissiyat” ile aşırı sağ ırkçı partilerin “AB karşıtlığı” seçimlere katılım oranını azaltan bir faktör olarak öne çıkmaktadır. Diğer bir önemli faktör ise; AB üyesi ülkeler “Hitlerin savaşla elde etmek istediklerini, Şansölye Angela Merkel parayla elde etmek istiyor” iddialarıdır. Bu ve benzeri sebepler seçimlere katılımı ister istemez etkiliyor...

UKRAYNA’YA MİLYARDER DEVLET BAŞKANI

Ukrayna Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç’in devrilmesinden üç ay sonra Ukrayna’da  Devlet Başkanlığı seçimlerini “Çikolata Baronu” olarak bilinen Petro Poroşenko kazandı. Yeni devlet başkanı Petro Poroşenko’nun yaklaşık 1 milyar 300 milyon Euro’luk bir serveti bulunuyor. Kakao çekirdeği satarak ticarete başlayan milyarder iş adamının, şekerleme fabrikaları, otomobil ve otobüs fabrikalarının yanı sıra bir tersanesi ve bir de özel televizyon kanalı bulunuyor.

35 milyon kayıtlı seçmenin bulunduğu Ukrayna’da vatandaşların devlet başkanlığı seçimlerine önemli bir katılım sergilediği görüldü. Fakat, ülkenin doğusunda ayrılıkçıların seçimin yapılmasını engellemesi; ülkede önemli bir kesiminin seçime katılamamasına sebep oldu. Rusya yanlılarının bağımsızlık ilan ettiği ve yaklaşık 1 milyon nüfuslu Donets Bölgesi’ndeki 2 bin 430 sandıktan sadece 426’sında oy kullanılabildi. Dokuçayevsk kentinde seçim sandıklarına saldırı düzenlendi. Ayrılıkçıların idari binaları işgal ettiği Luhansk Bölgesi’nde de 12 bölgeden sadece 2’sinde oy kullanılabildi.

Dolayısı ile bu durum seçimlerin meşruiyetini tartışma konusu haline getirdi.

Bir yanda seçimin meşruiyeti tartışılırken; diğer yandan Ukrayna iflastan kurtulabilmek için yaklaşık 35 milyar dolarlık mali yardıma ihtiyaç var. Bu günün asıl sorusu, acil ihtiyaç olan para bulunabilecek mi? Diğer yandan; ülkenin  bölünmesine sebep olacak bir iç savaş söz konusudur. Kan dökülmesine son verip ülkenin birliği sağlanabilecek mi?  

Şimdi; Ukraynalılar kadar herkes milyarder yeni Devlet Başkanı Petro Poroşenko’nun bu sorunları nasıl aşacağını merak ediyor.