Mübarek Ramazan ayına henüz “hoş geldin” derken, bir de baktık “elveda” günleri geliverdi…

Filistin başta olmak üzere, dünyanın birçok yöresinde Müslümanlar kan ağlarken, insafsızca öldürülüp soykırıma tabi tutulurken, sürgünler yaşarken Ramazan Bayramına da hızla yaklaşıyoruz. Müslümanlar olarak bir bayramı daha idrake hazırlanırken, maalesef içimiz yine buruk…

Müslüman dünyanın sıkıntılı, dağınık ve paramparça hali, dahası birbirine düşman hiziplere ve kamplara bölünerek birbirinin kanını dökmeye devam ediyor oluşu, mübarek bayramlarla gelen “birlik ve dayanışma” ruhuna duyduğumuz ihtiyacı bir kat daha artırıyor…

Ramazan ayında tutmakta olduğumuz oruçlarla yufkalaşan yüreklerimiz, daha bir incelmiş ve merhametle dolmuşken, gelmekte olan Ramazan Bayramını fırsat bilerek, Filistin başta olmak üzere, tüm dünya Müslümanları ile güçlü ve etkin bir dayanışma ve yardımlaşma atmosferine girmeliyiz. Bunun için de Ramazan Bayramı namazlarımızı, daha büyük ve coşkulu kalabalıklar halinde, her şehrin en büyük camilerinde ve meydanlarında bütün aile efradı ile birlikte kılmalıyız…

Bilindiği gibi, Peygamber Efendimiz (s) Medine’de Bayram namazlarını Mescid-i Nebi’nin 500 metre yakınındaki açık alanda (Musallâ/Namazgâh) bütün Müslümanlarla birlikte kılardı. Bayram namazlarına çocukların ve kadınların da gelmelerini söyler, hatta namaz kılma özürleri olan kadınların da gelerek cemaatin arka tarafında durup hutbeyi dinlemelerini ve yapılan dualara katılmalarını isterdi. Böylece bütün Müslümanlar bayram coşkusunu ailece yaşarlardı…

İşte biz, Namaz Gönüllüleri Platformu olarak, Bayram namazlarımızın, İstanbul-Sultanahmet Camii gibi iç mekânı ve çevresi müsait büyük/”ulu” camilerimizde kılınmasına ve böylece musallâ sünnetinin yeniden canlanmasına vesile olmaya gayret ediyoruz.  Bildiğiniz gibi, sekiz yıldır Türkiye’nin her köşesinde binlerce “Namazla Diriliş” programı düzenleyerek halkımızı namaza teşvik eden ve insanımıza “namaz bilinci” kazandırmayı amaçlayan Namaz Gönüllüleri Platformu, bu kutlu geleneği yeniden canlandırmak için, geçen yıl Sultanahmet camiinde 100 bin kişinin katılımıyla eda edilen Ramazan Bayram namazını, Diyanet İşleri Başkanlığı ile birlikte organize etmişti. Sayın Başkan Mehmet Görmez’in Bayram Namazı hutbesi adeta gönüllere su serpmiş ve belleklere kazınmıştı.

İnşaallah, bu Ramazan Bayramından başlayarak bütün Türkiye’de her Ramazan ve Kurban Bayram namazının her şehrimizin en büyük camilerinde ailece kılınması için Diyanet İşleri Başkanlığımız, bütün İl ve İlçe Müftülüklerimize bir emirname göndererek şimdiden hazırlıklara başlamıştır. Diyanet İşleri Başkanlığının Bayram Namazı ile ilgili sloganı ise şöyledir: “Her Şehrin Ulu Camiinde Ailece!”

Namaz Gönüllüleri Platformu ve sekiz yıldır Platforma destek veren 300’e yakın sivil kuruluşumuz, kadın-erkek, yaşlı-genç herkesin coşku ve birlik içinde Bayram namazlarını büyük camilerimizde eda edebilmek için Müftülüklerimize her türlü desteği vermeye ve bunun için gerekli çalışmaları yapmaya başlamıştır. İnanıyoruz ki, ülkemizin her köşesinde camilere sığmayan geniş kalabalıklar halinde kılınacak Bayram namazları, millet ve ümmet olarak yeniden namazla dirilişimize vesile olacaktır.

Dünya Müslümanlarının özellikle son yıllarda bayram namazlarını yüzbinlerce kardeşleriyle omuz omuza meydanlarda kıldıklarına ve birbirlerine sarıldıklarına şahit oluyoruz. Çağdaş emperyalistler ve şer güçler Müslümanları ne kadar parçalamaya çalışsalar da biz Cami’lerde, Musallâ’larda ve Namazgâh’larda mümin kardeşlerimizle yan yana, omuz omuza ve el ele olacağız, inşaallah.

Yukarıda hatırlattığımız üzere, Efendimizin (s), Hicret’in ikinci yılında 10-15 bin nüfuslu Medine’de 1000-1500 Müslümanın tamamını Mescid’in dışında açık alanda toplayıp Bayram namazı kıldırması, birlik-beraberlik mesajının ötesinde manalar da taşıyordu: Müşrik (putperest) Arapların, Yahudilerin ve Münafıkların İslâm aleyhinde ittifak edip desiseler çevirdikleri, tuzaklar kurdukları bir hengâmda namazla yekvücut olduğunu göstermek, dosta da düşmana da oldukça anlamlı mesajlar veriyordu. Hacda, Kabe’yi tavaf ederken “remel” yapılması yani erkeklerin pazularını şişirerek sert ve hızlı adımlarla yürümeleri de böyle bir güç gösterisi amacına yönelikti.

İşte biz, Namaz Gönüllüleri olarak, her geçen gün daha azgın ve kudurgan hale gelen Siyonizm’e, Modern Putperestliğe ve işbirlikçilerine karşı Müslümanları, saflarını daha da sıklaştırmaya ve Sultanahmet ve Mimar Sinan gibi büyük camilerimizde hep birlikte bayram namazına çağırıyoruz!

Haydi! “Her Şehrin Ulu Camiinde Ailece” Ramazan Bayram Namazına!