Mehmet Koçak

Mehmet Koçak

O, Neden Cumhur (Reisi) Olmalı?

O, Neden Cumhur (Reisi) Olmalı?

Başlıktaki “O, neden Cumhur(Reisi) olmalı?” sorusunun cevabını vermeden önce Onun Cumhur(Reisi) olması sonrasındaki senaryolara bir göz atalım ve “neler olabilir?” sorusuna cevap arayalım.

Başbakan Sayın Erdoğan’ın Cumhur(Reis)’liği kadar önemli bir diğer husus hiç şüphesiz onun seçilmesi sonra kimin başbakan ve parti başkanı olacağı hususudur. 

Bu hususta bazı işaretler ve tahminler olsa da, bu konu henüz netleşmiş değil.

Bilhassa AK Parti’nin başarılı iktidarını içine sindiremeyen çevrelere göre “Erdoğan sonrası AK Parti dağılır” yorumlarına  Türkiye siyasi tarihinde yaşanan Özal-Akbulut, Demirel-Çiller örnekleri gösteriliyor.   

Ancak bu benzetme ve örneklemelerden rahatsız olanların başında Başbakan Sayın Erdoğan ve onun yakın çevresi gelmektedir.

Zira; onu ve arkadaşlarını diğerlerinden farklı kılan bazı temel özellikler vardır. 

Ayrıca; Başbakan Sayın Erdoğan sadece bir siyasetçi değil, aynı zamanda ömrünü davasına adayan bir lider ve bir dava adamıdır. 

Ve yine…

O ve arkadaşları benimsedikleri ilkelerden ayrılmayarak; kuruluş amaçları doğrultusunda AK Parti’yi kendilerinden sonraki geleceğe hazırlamak için de büyük gayret sarf etmişlerdir. 

O ve onun yakın arkadaşları sadece bu ülkeyi yönetmek için değil aynı zamanda bu milleti millet yapan o yüce değerleri yeniden ihya etme adına yola çıkmışlardır. Onun için o ve onun yakın dava arkadaşları “Biz varsak yaşasın, biz yoksak yok olsun” anlayışı yerine “Biz bir gün olmayacağız ama bu dava ve bu davaya hizmet eden kadrolar her zaman var olmalı” anlayışı içinde mücadelelerini vermiş ve vermektedirler.

Onun için; o ve onun yakın çevresi AK Parti’nin geleceğini davası ve sevdası olmayan, ideolojisiz, ömrünü tamamlamış önceki siyasi partilere benzetilmesinden rahatsızlık duymaktadırlar.

Onun Cumhur(Reisi) seçilmesinden sonra partinin başına kimin geleceği ve Başbakan kimin olacağını bende bilmiyorum

Fakat; ben şunu çok iyi biliyorum:

Görev üstlenecek kişiler, partinin kuruluş felsefesi olan; Türkiye’nin vatanı ve milletiyle bölünmez bütünlüğü, insan hak ve özgürlükleri ile insana saygı ve sevgiyi temel esas kabul eden, katılımcı demokrasiye  sadakatle bağlı olacaklar...

Ayrıca; bulunduğu makamın sorumluluğunun bilincinde liyakat ve yetenekte  kişiler olacağına inandığım için de kimlerin olacağı beni çok fazla düşündürmüyor…

Kısacası; ondan sonra AK Parti’nin ilkelerinde bir değişiklik olmayacağı gibi yeni hükümet kabinesi ve parti kadroları, onun başlattığı “Yeni Türkiye” yürüyüşünü aksatılmadan sürdüreceklerinden hiç şüphem yoktur. 

O, çok farklı bir Cumhur(Reisi) olacak  

Seçimlere çok az bir zaman kaldı. Tüm ihanet oyunlarına rağmen seçimin sonucu şimdiden belli. 

Türk milleti ihanetler üzerinden oluşturulan “Çatı”ya inanıp ve güvenmediği için bu çatının altında toplanmayacağı tüm anket sonuçlarında da anlaşılmaktadır. 

İstiklal marşına “Çanakkale şiiri” diyecek kadar bu ülkeye ve bu ülkenin değerlerine yabancı birisini bu millet benimsemez ve kabullenmez.

Bu millet kendilerinden biri olan, kendileri gibi yaşayan ve aynı değerleri hayat tarzı olarak benimseyip yaşayan kişiyi kabullenir ve sever.

 Bu millet; siyasetinin merkezine insanı alan ve onun özgür olması, her türlü haklarının korunması adına reformlar gerçekleştirerek bu ülke ve milletine hizmeti en şerefli görev kabul eden siyasetçiye güvenir ve desteğini esirgemez. 

İşte onun için AK Parti üç dönem oylarını artırarak iktidarın meşru sahibi olarak görevinin başındadır. Ve yine onun için R.Tayyip Erdoğan hiçbir faniye nasip olmayacak şekilde halkının desteğiyle 8 seçimden zaferle çıkmış ve şimdi de bu ülkenin en yüksek makamı olan Cumhur(Reis)’liğine adaydır. 

“Neden O, Cumhur(Reisi) olmalı?” sorumun cevabı şu; 

Çünkü; Onun bu ülkeye ve milletimize hizmetleri ile Türk milletinin vefalılığı inkar edilemez. 

O, inandığı değerlerden taviz vermeden çok büyük işler başarmış bir liderdir. Ekonomide, sağlık ve eğitimde olduğu gibi demokratikleşme, insan hakları ve özgürlükler alanlarında önemli mesafeler onun liderliğinde alınmış ve “Yeni Türkiye” yürüyüşü onun öncülüğünde başlatılmıştır. 

Ülkemizi temsil noktasındaki üstün kabiliyeti, milletimizin refahı, huzuru ve geleceği için fedakarlıkları ve cesareti inkarı mümkün olmayan gerçeklerdir.  

O, ömrü boyunca yan gelip yatıp uyuyan birisi olmadı. O, inandığı değerlerin mücadelesini verirken, ilkeli duruşunu hiç bozmadı. 

Kapısını herkese açtı ancak ihanet edenleri de affetmedi. Çünkü bu ihanet sadece kendine değil, bu millet ve devlete yapılmıştır. 

O, köşkün sembolik anlamını peşinen reddediyor ve “koşan ve terleyen yani çalışan” bir cumhurbaşkanı olacağını söylüyor. 

Şimdiye kadar verdiği hizmetlerin devamı niteliğinde bu ülke ve bu milletin geleceği için planı, vizyonu olan bir karizmatik lider duruşuyla diğer siyasilere benzemeyen Sayın R.Tayyip Erdoğan, bu seçimden de zaferle çıkacak ve bu ülkeye bundan sonrada Cumhur(Reisi) olarak önemli görevler ifa edecektir.

İşte onun için diyorum ki; O, Cumhur(Reisi) olmalıdır.

Ve işte onun için Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’ın halk tarafından seçilen bir Cumhur(Reisi) olmasını istiyor ve destekliyorum. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Koçak Arşivi