Yener Dönmez

Yener Dönmez

Aile içi meseleler

Aile içi meseleler

İçinde bulunduğumuz durumu tahlil edemeyip, iyi okuyamayanların, hissi davranıp meselelere kazanma hırsıyla yaklaşanların, kendisini yenileyemeyenlerin güç kaybedip zaman içerisinde yok olup unutulması mukadder.

Bu durum kurumlar için de kişiler için de geçerli.

Niceliği nitelikten, usulü esastan, zarfı mazruftan ayrı değerlendiremeyiz.

Her şeyin bir karşılığı, bir bedeli var.

Bunun en somut örneğini CHP’de görmek mümkün.

Kemal Kılıçdaroğlu CHP’nin başına eklediği bir “yeni” kelimesi ve seçimlerde de “sağdan” gösterdiği adaylarla başarıya ulaşacağını düşündü.

Fakat evdeki hesap çarşıya uymadı. Koltuğunu ve parti iktidarını sağlamlaştırma hırsı ülke yönetimine gelme azminin; mezhep taassubu da seçim kazanma gerekliliğinin önüne geçti.

Bundan dolayı köyden kasabaya, küçük şehirden, büyük şehre, A’dan Z’ye bütün teşkilatlara kendi mezhebinden kadroları yerleştirdi.

Medyadaki Candaşlarının da desteğiyle CHP’nin kurumsal kodlarını değiştirmekten, genetiğiyle oynamaktan çekinmedi.

Artık CHP’yi fabrika ayarlarına döndürmeye ne Emine Ülker Tarhan’ın, ne Önder Sav’ın, ne Feyzioğlu’nun, ne Muharrem İnce’nin, ne Necdet Sezer’in, ne Sarıgül’ün, ne de Baykal’ın gücü yetecektir.

Çünkü o kapının anahtarı artık Kılıçdaroğlu tarafından tayin edilen delegenin, TSE damgalı teşkilat mensuplarının eline geçmiştir.

Kurultayın nasıl sonuçlanacağına dair şifreleri ise önceki gün Hacıbektaş’tan Gülşehir’e geçen 78 İl Başkanı yaptıkları ortak açıklamayla göstermişlerdir.

Daha önce de yazdım artık Kılıçdaroğlu’nu CHP’den uzaklaştırmak Cumhurbaşkanını Köşk’ten indirmekten bile daha zor hale getirilmiştir.

Hoş bir süredir bazı muhafazakar gazetelerde PKK uzantısı HDP “Ana Muhalefet”, Demirtaş ise “Türkiyelileşme” gibi kerameti kendinden menkul, hak edilmeyen garip bir tanımlamayla sistematik biçimde pompalanmaya çalışılıyor.

HDP ile CHP’ye pozisyon değiştirtme, biçimlendirme taktikleri dikkatlerden kaçmıyor.  

Eski İslamcı yazarlar tarafından Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Lice olayları sonrası yaptığı açıklamada PKK’ya “bölücü terör örgütü” denmesi dahi eleştiri konusu yapılıyor.

PKK Putu’nun yıkılmasını bahane edip Mehmetçiğe pusu kurup şehit eden terör örgütüne tek kelime laf edilmiyor.

Her yönüyle hassas bir süreçten, nazik bir dönemden geçiyoruz.

2023 vizyonu çerçevesinde ilerleyen ülkemizin her zamankinden daha fazla birlik, bütünlük, sükunet, huzur ve ortak akla ihtiyacı var.

Önceki gün Abdullah Gül, veda resepsiyonunda Başbakan olarak Ahmet Davutoğlu ismini açıkladı.

Bugün de Erdoğan liderliğinde toplanan MYK’da son nokta resmen konulmuş olacak.

Bu meseleyle ilgili edindiğim perde arkası bilgilerini aylar önce sizlere aktarmıştım.

İlk kez Başbakan’ın kim, Genel Başkan’ın kim, Dışişleri Bakanı’nın kim,  hatta MİT Müsteşarı’nın kim olacağına kadar pek çok kulis bilgisini paylaşmıştım.  

An itibariyle hala aynı noktadayım.

Bu meslekte önemli olanın “okuyucuya farklılık ve farkındalılık hissettirmek” olduğunu düşünenlerdenim.

Türkiye artık eski Türkiye değil. Tahsil durumu, okuma yazma oranı yükseldi. Bilgi edinme mecraları çoğaldı, Dijital çeşitlilik arttı. İletişim çağında yaşıyoruz.

Artık ilkokul seviyesindeki kelime cambazlıklarına rağbet edilmiyor.

Görsel medyada da, yazılı medyada da anlık değerlendirme ve ölçüm mekanizmaları gelişti. Sonuçları bütün yönleriyle görmek mümkün.

 Kraldan çok kralcılık yapan, ahkam kesen, ezberlenmiş ağdalı çarpıtma ifadeler ile başlayıp, “dedi ki, dedim ki” ile biten, yorumlara prim verilmiyor.

Ama kendi şahsi emelleri için kraldan çok kralcı kesilip resepsiyonda ulu orta kameralar önünde Hanımefendi’nin elini havada bırakarak fitneci medyaya malzeme olanlar ile Hanımefendi’yi “sizinle tokalaşmak istemiyorum” demek zorunda bırakanlar davaya çok büyük zarar veriyor.

Bunlar bizim örf ve adetlerimizle bağdaşmıyor, muhafazakar geleneğimize uymuyor, Müslüman kimliğimize yakışmıyor.

Dün Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın tefrikacılara fırsat tanımayıp, “Bunlar aile içi meseleler” şeklindeki yaklaşımı son derece yerindeydi. 

Ayrıca yeni jenerasyon artık bu ucuz, basit, eski, demode yöntemlere tevessül etmeden kendini yenilemenin, geliştirmenin arayışı içerisinde.

Söyleyecek yeni sözü olmayanların, kendini yenileyemeyerek, patinaj yapıp etrafa saygısızca çamur sıçratanların dönemi bitti.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
31 Yorum
Yener Dönmez Arşivi