Ağustos ayında siyaset dünyasında o kadar çok ilk yaşandı ki; yazmakla bitmez. Sonbahar’ın habercisi Eylül ayına da öyle başladık.

Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı seçildikten sonra ilk yurt dışı seyahatini dün gerçekleştirdi. Yeni kabine ilk kez toplandı. Yalçın Akdoğan, Numan Kurtulmuş, Volkan Bozkır ile Nurettin Canikli ilk kez bakan sıfatıyla Bakanlar Kurulu’na katıldı. 

Ahmet Davutoğlu Kurul’a ilk kez başkanlık yaptı.

Başbakan ve AK Parti Genel Başkanı olarak TBMM’de partisinin grubuna ilk kez hitap etti.

Ardından Genel Kurul’da 62. Hükümet’in programını açıkladı.

Aslında hükümet programının ipuçları ve ana çatısı AK Parti Kongresi’nde verilmişti.

Dün bunların daha reel ve bilimsel halini teknik bir dille hükümet programına getirilmiş şeklini öğrenmiş olduk.

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun grup konuşması ile hükümet programını haber sütunlarımızdan ayrıntılı biçimde yansıttık.

62. Hükümet programını bir “devam” aynı zamanda “kalkınma” ve “atılım” programı olarak özetlemek mümkün.

Önceki AK Parti hükümet programlarında olduğu gibi devamlılığı, sürdürülebilirliği ve yeni reform ile atılımların hedeflenmesi öne çıkan ayrıntılar arasında.

Ana ekseni Yeni Anayasa, Paralel Yapı ile mücadele ve Çözüm Süreci oluşturuyor. 

İşsizlikle mücadele, enflasyon, faiz, cari açığa düşünülen tedbirler ile 2023’te ilk 10 ekonomi arasına girme, büyümeyi sürdürme hedefleri aynen yerini koruyor.

Erdoğan liderliğindeki AK Parti’nin mevcut programı halk tarafından ciddi destek almıştı. Bu desteği hem 30 Mart hem de 10 Ağustos seçim sonuçlarındaki oy oranlarıyla gördük.

Dolayısıyla Davutoğlu Hükümeti mevcudu muhafaza edip, üzerine yeni atılımlarla Haziran 2015 seçimlerine hazırlık yapacaktır.

Bu açıdan Hükümet’in önünde kritik bir takvim var diyebiliriz.

Fakat Başbakan Davutoğlu’nun iddialı, geniş perspektifi, vizyonist performansıyla“restorasyon” ve “inşa” süreci başarılı biçimde tamamlanacaktır.

Seçimlerden tıpkı Kasım 2002’de olduğu gibi Anayasa’yı tek başına değiştirmeye yetecek bir sonuç alınması, “kalkınma”, “inşa” ve “restorasyon” hareketinin önünü tamamen açacaktır.

12 yılda bunlar hala gerçekleşmedi mi diyenler çıkabilir?

Kolay değil…

Dün adli açılış vesilesiyle Yargıtay Başkanı’nın açıklamalarını gördünüz.

Türkiye’nin hala çözüm bekleyen pek çok sorunu var.

AK Parti bir önceki seçimlerde halktan “Yeni Anayasa” vaadiyle oy istemişti. Lakin Meclis aritmetiği buna izin vermemişti.

Paralel Yapı’yla mücadele devam ediyor, terör sorunu tamamen bertaraf edilmiş değil.

Dün yeni kabinede de hükümet sözcüsü olarak ilk açıklamasını yapan Bülent Arınç, “Çözüm Süreci’nin koordinasyonu bana verildi ama sadece ben değil, diğer Bakanlar ve asıl Başbakan sorumludur…” dedi.

Her ne kadar Başbakan’ı doğrudan bağlayan bir mesele olsa da tıpkı “özür” olayından sonra İsrail ile tazminat müzakerelerindeki gibi Terörle Mücadele Yüksek Kurulu’na başkanlık edecek olan Arınç’ı Çözüm Süreci’nde yine çok zor bir görev bekliyor.

Ali Babacan dışında Başbakan Yardımcıları’nın yeni görev ve yetki alanları tamamen değişti.

Yalçın Akdoğan daha önce Arınç’ın yetki ve sorumluluğundaki TRT, AA, BİK, BYEGM, RTÜK vs. kurumlar üzerinde yetki sahibi olurken, Arınç da daha önce Beşir Atalay’ın yetki alanlarının önemli bir kısmından sorumlu hale geldi.

Numan Kurtulmuş ise genel hatlarıyla Emrullah İşler’in yetki alanlarından sorumlu olarak tayin edilmiş oldu.

Ülkemize, milletimize hayırlı uğurlu olsun.

Allah utandırmasın…