Akdoğan ve Dinamizm
AK Parti’nin Genel Başkanı, MYK’sı, Başbakan ve Kabine değişti. Her biri çok önemli olan bu değişiklikler her partiyi sarsacak büyüklükte.
Ama AK Parti’de böylesi bir sarsılmanın emaresini dahi görmedik. Kuşkusuz bunda AK Parti’nin politika yapıcılarının rolü önemli. Bunların başında da Yalçın Akdoğan geliyor.
Akdoğan’ın fiili olarak icraatın içine girmesi değişim sürecinde olabilecek sıkıntıların aşılması açısından da önemliydi. Bugüne kadar kabineye girişinin gecikmesinin böylesi hayırlı bir yönü oldu.
Akdoğan nasıl bir icracı olacağının ipuçlarını da bizzat ilk uygulamalarında verdi.
Kabineye girenler önce “devleti” dinlerler. Bürokratlar uzun uzun sunumlar yaparlar ve mevzuları anlatırlar. Oysa sorunu olan sivil toplumdur. Öncelikli dinlenmesi gerekenler onlardır.
Akdoğan, bürokratlardan brifingler yerine 20’yi aşkın medya konusundaki sivil toplum kuruluşunu dinlemeye başlayarak yola koyulacağını açıkladı. Bu TRT, Anadolu Ajansı, Basın Yayın başta olmak üzere Akdoğan’ın sorumluluğundaki kurumlarda yaşanacak pozitif değişimin ilk adımı olacaktır.
Asıl büyük misyon ise Davutoğlu ile oluşturacağı yol arkadaşlığına aittir.
Erdoğan-Davutoğlu bütünleşmesi nasıl önemliyse; Davutoğlu-Akdoğan bütünleşmesi de o kadar önemlidir.
Akdoğan benzer bütünleşmeyi bugüne kadar Erdoğan’la birlikte sürdürdü ve aldıkları başarılı sonuçlar ortada.
Akdoğan, “Yeni Türkiye’nin inşasında Cumhurbaşkanı-Başbakan uyumu önemlidir. Erdoğan-Davutoğlu uyumu Türkiye’yi şaha kaldıracak bir dinamizm getirecektir. Herhangi bir sıkıntı yaşanması değil, tam tersine daha büyük bir enerji ve sinerji ortaya çıkacaktır diye düşünüyorum. Davutoğlu’nun kongre konuşması, grup konuşmasına baktığımızda müthiş bir kabullenme olduğunu görüyoruz AK Parti kitlesinde. 62’nci Hükümetin bir seçim hükümeti olmadığını sadece 2015’i değil, 2019’u da hedeflediğini gösterdi.” diyerek, geleceğe ilişkin öngörüsünü de aktarıyor.
Burada “uyum” kelimesinin en önemli parametre olduğunu görüyoruz.
İkinci parametre ise Davutoğlu’yla 2015 seçimlerine girileceğine ilişkin Akdoğan tarafından güçlü bir irade beyanının ortaya konulmasıdır.
Türkiye’yi zor günler bekliyor. Irak’ta IŞİD’e artık uluslararası bir müdahalenin olacağı kaçınılmaz. Bu müdahale ve sonrasında Irak’ta ve Suriye’de yaşanacaklardan en çok etkilenen ülke ise Türkiye olacaktır.
Çözüm Süreci dahil pek çok etkilerini yaşayacağız. Bu etkilerin pozitif yanları olabileceği gibi yüksek oranda negatif yanları da olacaktır.
Bu durum “uyum” kelimesinin önemini bir kez daha hatırlamamıza neden olacak. Dış politik gündem çok büyük başlıklar içeriyor ve her şeyi etkileyecek. İç politikada da yine pek çok sıkıntılı konu mevcut.
Yeni Başbakan’ın da yeni kabinenin de hayli terlemesi gerekecek.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.