Türkiye IŞİD’den kaçan Kürt kökenli Suriyeli mültecilere kapılarını açtı. Mültecilerin bir kısmı Şanlıurfa’daki akrabalarının yanına yerleşirken bir kısmı da Suruç’un köylerindeki boş okullara yerleştirilecek. Tabii o vakte kadar PKK o okulları ateşe vermez ise…

Yaşananlar bölge halkı için de büyük bir test niteliği taşıyor. PKK’nın yakmak, devletin yaşatmak için verdiği mücadeleyi göremiyorlarsa başka ne denebilir ki… Her şey ayan beyan ortalık yerde dururken…  

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun okul yakmalar konusundaki açıklamaları son derece önemliydi. PKK’nın çözüm sürecini bitirmek için bahane aradığının özeti gibiydi. Okul yakmaların birer şiddet ve terör eylemi olduğunun altını çizmesi de yerindeydi.

Her sıkıştırma fırsatında Türkiye’ye zarar vermiş olan PKK’nın, IŞİD nedeniyle oluşan uluslararası konjonktürü nimet görmemesi düşünülemezdi.

Eğer çözümden yana iseniz, IŞİD konusunda duruşunuzun böyle olmaması lazım. Türkiye’nin IŞİD konusunda uluslararası baskılara maruz kalmasını fırsat bilip, okulları ateşe verirseniz burada hesabın ne olduğu ortaya çıkar.

PKK aynı PKK… Değişen bir şey yok. Olumlu ya da olumsuz her gelişmeyi ülkemizin nizamını sarsmak için fırsat görmek isteyen bölücü anlayış.

Okulları yakıp sonra da demokrasiden bahsedemezsiniz. Kürtçe okul açacağım deyip, Türkçe eğitim veren okulları yakamazsınız.

O zaman bunun karşılığını da meşru yaparsınız. Devlet o binaları başınıza yıkar. Varsa bir talebiniz bunu meşru yollardan dile getirirsiniz.

Ama bunlar için hiçbir zaman meşru yollar öncelik olmadı. Şiddet önceliğe alınıp, şiddetle belli bir zemin oluşturduktan sonra sözde meşru enstrümanlar kullanıldı.

HDP kuyruk olmaktan vazgeçmiyor bir türlü. Oysa siyasi olarak inisiyatif almak için önündeki yollar hiçbir dönem bu derece açık ve elverişli olmamıştı.

Lakin amaç meşru yolları kullanmak değil. PKK’nın tek bir amacı var: Ülkeyi bölmek. Bu dün de böyleydi, bugün de böyle, yarın da böyle olacak.

Bu kadar kan akıtan bir örgütün bir anda boyut değiştirmesi beklenemez. Çözüm Süreci’nde örgüt üzerine düşen hiçbir şeyi yapmadı. Yapması için üzerinde medya ve STK’ların baskı oluşturması gerekiyordu ama o da yapılmadı.

PKK şimdi IŞID konjonktürünü kullanacak bir düzlem elde etti. Bu fırsatı tepe tepe kullanacak. Ve biz asıl uluslararası bir boyut kazanan bu sorunla ilgilenmemiz gerekirken, okul yakmalardan odaklanamıyoruz bile.

Başbakan Davutoğlu’nun gündemi maalesef okul yakmalar oluyor. Eğitimin sorunlarının önüne yangın sorunları geçti.

Emin olun yarın büyükşehirlerin belli bölgelerindeki okulları da yakmak isteyeceklerdir. Hep böyle adım adım sorunları metropollere taşıma yolu izlediler.

Türkiye için iç ve dış sorunlarla örülü bir dönem geliyor. Bu dönemi atlatmak oldukça zorlu olacak.

Uluslararası medyada hemen her gün Türkiye’yi terörle iç içe göstermek için operasyonel haberler üretiliyor. Dünyadaki algı ve imajımıza yönelik büyük bir atak söz konusu. Bu atraksiyonlar ekonomik ve diplomasi alanında belli maliyetler doğurabilir. Ümitsizliğe kapılmayalım ama zor günler geçirecek gibiyiz.