Başından beri ABD projesi olduğunu düşündüğüm IŞİD, bölgesel dengeleri tamamen altüst etti.

Zaten Batı alemi Ortadoğu’da barış, huzur ve istikrar istemiyor.

Aksine bölgenin istikrarsızlaşması, kargaşa, kaos ve huzursuzluk için ellerinde beklettikleri şeytani formülleri bir bir devreye sokuyorlar.

Önce kimyasal ve nükleer silah yalanıyla Irak’ı işgal ettiler. Ardından Suriye ve Irak’ta El-Kaide bahanesi, Arap Baharı, Mısır darbesi ile bölgeyi kan gölüne çevirdiler.

Bir damla petrolü bir damla kandan daha değerli bulan emperyalist Batı aleminde film, fırıldak, tezgah, entrika bitmek bilmiyor.

Tezgaha koydukları son film IŞİD…

Tüm İslam alemi nezdinde hedefe yerleştirdikleri ülke ise kuşkusuz Türkiye…

En uzun sınırlara sahip olduğumuz iki komşumuz Irak ve Suriye’deki otorite boşluğunu Siyonizm hizmetçisi taşeron terör örgütleri doldurmaya çalışıyor.

Bunun temellerini dünyanın gözleri önünde şeytana taş çıkartırcasına ABD attı.

İsrail faktörünü unutmamak gerekiyor.

Bu düzlemde IŞİD bahanesiyle PKK’yı meşru, legal göstermeye çalışıyorlar.

Fırsatı değerlendirmek isteyen PKK ise parametrelerini IŞİD’e göre yeniden belirliyor. 

Önceki gün PKK’lı Cemil Bayık, eylül ayının sonundan itibaren Türkiye’ye saldırmaya başlayabileceklerini duyurdu.

Merkez medyanın iyi çocuğu Demirtaş ise süre verdi, Karayılan tehditler savurdu.

IŞİD’le başlayan sürecin PKK’nın elini güçlendirdiğini kimse inkar edemez.

Nerede nasıl biteceğini kestiremediğimiz kritik, bir o kadar da riskli bir süreçle karşı karşıyayız.

Çıkan haberlerde de görüyorsunuz; Türkiye’deki ve Irak’taki PKK’lılar akın akın Peşmerge saflarına katılıyor.

Tabii çatışmadan kaçan mülteci konumundaki insanlar da ülkemize akın ediyor. Bunun Türkiye’ye her alanda bir maliyeti olacaktır. Bedel ödemeye hazırlıklı olmalıyız.

Daha önce de yazdım. ABD, kendi askerleriyle kara harekatı istemiyor. Cephede IŞİD’le çarpışması için Suriye’de ÖSO, Irak’ta da Peşmerge’den yararlanmak istiyor. Bölge insanını birbirine kırdırma taktiği bu…

ÖSO ve Peşmerge’nin bu işin üstesinden gelemeyeceğini bilen ABD Türkiye’den de ÖSO ile Peşmerge kuvvetlerini eğitmesini, ayrıca ekipman ve lojistik destek sağlamasını, üslerinin kullanılmasını talep ediyor.

Peki bu mümkün mü?

Olacak şey değil. 

Çünkü içinde PKK’lıların da olacağı kuvvetlerin eğitilmesini Türkiye’den istemek aklımızla alay etmekle eş değer…

Bir taşla beş kuş vurmayı hedefleyen ABD’nin bu talebi şeytani bir planın küçük bir parçası…

Belli ki; IŞİD’le mücadele için biçilen 3 yıllık süre zarfında Türkiye için hazırlanan yeni kapanlarla karşılaşacağız.

İslam alemi içindeki tefrika ortadan kaldırılıp, vahdet sağlanana dek bu sıkıntıların her fırsatta önümüze çıkması mukadder.

Anlayacağınız bu dönemde çetin sınavlar bekliyor hepimizi.

Ama bereket ki yönetimde basiretli ve güçlü bir iktidar var.

Elimizde bulunan stratejik açıdan hayati öneme sahip kartlar en etkili biçimde kullanılacaktır. 

Türkiye tıpkı 2003 Mart Tezkeresi’nde olduğu gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu liderliğinde IŞİD krizini de en az zararla atlatmayı başaracaktır.

Cihan devleti olma yolunda kararlı biçimde ilerleyen “Yeni Türkiye” durdurulamayacaktır.