Ortadoğu’da artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı günler yaşıyoruz. Savaşın tarafları açısından bütün bölge yeniden şekilleniyor.

Suriye’nin kaderiyle birlikte artık Kürtlerin de kaderinde önemli değişiklikler olacak. Amerika’nın en güçlü müttefiki PKK dışındaki Kürtler olmuş durumda.

Türkiye sınırlarındaki komşu devletlerde yeni devletçikler ve yeni statüler oluşacak. Türkiye’nin bu değişikliklerden sınırlarını koruyabilmesi hayati önemde. Ama planların Türkiye’nin doğu sınırının değişmesi üzerine de kurulduğu görülüyor.

PKK tamamen denklem dışı kalmış olmanın zorluğunu yaşıyor. Denkleme girmek için şiddet eylemlerine zemin hazırlıyor. Zemin hazırlama görevi de HDP’li yöneticilere verilmiş durumda. Kamuoylarını hazırlıyorlar.

Dün Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın TBMM açılış konuşmasında çözüm sürecine dönük verdiği barış mesajlarını bir tek HDP’linin alkışlamaması, hatta bazılarının konuşmanın tamamlanmasını dahi beklemeden gitmesi bir hayli manidardı.

Çözüm Süreci’nin bitirilmesi üzerine akıl yürütmeleri artık kapalı kapıları aşmış durumda. Örgütün sosyal medya hesaplarından bile tartışılır duruma gelmiş halde.

Bu kana bulaşmaktan başka seçenek önümüzde bırakılmamış gibi.

Türkiye’nin kendi seçeneklerini belirleyeceği bir konjonktürde değiliz. Büyük oyuncular tüm güçleriyle meseleye asılıyorlar. IŞİD’in bir proje olup olmadığı sorusunun bile artık anlamı yok. Bölgede hayatını kaybedecek siviller ve askerlerin kimin tarafında olacağı tek anlamlı soru.

Türk askerini cephenin en önüne sokup, en çok şehit Türk askerlerinden verdirtilmek istenecektir. 1 Mart’ın intikamının hiçbir zaman ABD tarafından tam olarak alınamadığını düşünmüşümdür. Çuval olayı sadece bir küçük şovdu. ABD, Türkiye sınırından giremediği için uğradığı can ve mal kayıplarının tamamını Türkiye’ye ödetene kadar vazgeçmeyecektir. Büyük devlet olmanın raconu da bu dünyada. Muhakkak ama muhakkak bedel ödetme.

Bunlar bizi karamsarlığa sevketmemeli. Elbette ki Türkiye’nin ve hükümetimizin de elinde geniş bir manevra alanı var. Bunu verimli şekilde kullanacak tecrübe AK Parti’de fazlasıyla oluştu.

Dışişleri Bakanlığı’ndan Başbakanlığa tırmanmış Ahmet Davutoğlu ve pek çok uluslararası konuda kriz yönetmiş Recep Tayyip Erdoğan var.

Türkiye bugüne kadar yaşadığı en riskli olaylar ve kararlar zinciriyle karşı karşıya. Allah sonumuzu hayretsin. Hem Çözüm Süreci hem de Ortadoğu açısından kader günleri yaşıyoruz.