Bingöl Emniyet Müdürü Atalay Ürker, Emniyet Müdür Yardımcısı Atıf Şahin ve Başkomiser Hüseyin Hatipoğlu...

Kahpece kurulan pusu sonucunda Atıf Şahin ve Hüseyin Hatipoğlu şehit oldu. Atalay Ürker ise ağır biçimde yaralandı. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, kederli ailelerine başsağlığı diliyorum. Bingöl için şiirler yazan memleket sevdalısı, vatanı için seve seve canını vermekten gözünü kırpmayan yaralı Atalay Ürker’e ise acil şifalar temenni ediyorum.

Olup bitenleri görüyorsunuz...

Vatanın her bir metrekaresine aynı gözle bakan, Bingöl’e olan sevgisini, ülke sevgisini şiirlerle yansıtan Atalay Ürker’e alçakça kurşun sıkan zihniyeti anlatmaya yeter her halde bu eylem.

Şehitlerimizin hayat hikayeleri de ortaya çıkan eylemler de her şeyi anlatıyor aslında...

Saldırıda yaralanan Emniyet Müdürü Atalay Ürker, Bingöl’deki görevine bu yıl atanmış. 

Meslekte hızlı yükselişi ile dikkat çeken bir isim olan Ürker, 1956 yılında Ardahan’da doğmuş. 

Ürker, hayat hikayesini anlatırken, çocuk yaşta çalışmaya başladığını, hatta bir dönem Polis Akademisi’nde işçi olarak görev yaptığını söylüyor. 

Bir süre akademide çalışan Atalay Ürker, liseyi dışarıdan bitirmiş. 

Evli ve 4 çocuk babasıyken Polis Akademisi’nden mezun olmuş. Yaşıtlarına göre meslek hayatına geç atılmasına rağmen müdürlük seviyesine kadar yükselmiş. 

Sırasıyla İstanbul, Muş, Ankara ve Polis Akademisi Başkanlığı’nda çeşitli görevlerde bulunmuş. 

Vatan ve millet sevdalısı bu gönül insanı duygularını şiirlere dökmüş. Kahpece kurşun yediği Bingöl için de şiiri bulunuyor gazi Ürker’in.

Şimdi Ankara’da tedavi görüyor.

Adına şiirler yazdığı bir şehirde haince kurşun yemek nasıl bir duygu acaba?..

Şehit Başkomiser Hüseyin Hatipoğlu... O da Bingöl’de yaklaşık 3 yıldır görev yapıyormuş. 

Bayramda eşi ve iki yaşındaki kızıyla birlikte Ordu’ya gidecekmiş ancak gösteriler nedeniyle izinler iptal olunca kızını ve eşini gönderip kendisi görev başında kalmış. 

Hafta sonu Ordu’ya gidecek, ailesiyle birlikte Bingöl’e dönecekmiş.

Ama olmadı...

O kadar karmaşık duygular ki;

Bu nasıl bir kahpelik!

Ya Cumhurbaşkanlığı kampanyasında hainleri “şirin çocuk” gibi takdim eden ana akım medyaya ne demeli?

Şehitlerimizin kemiklerini sızlatıp, aziz ruhlarını inciten o methiyeleri hatırladıkça kahroluyor insan...

Şehitlik Başkomiser Hatipoğlu’nun içine doğmuş adeta...

Sosyal medyada paylaştığı mesajlar sanki şehitliğe hazırlık gibi... 

Paylaşım ortamının ana sayfasında zemin olarak Milli Şairimiz Mehmet Akif’in “Çanakkale Şehitleri” şiirinden bir mısrayı görsel olarak kullanan Hatipoğlu, profil resmi olarak da şehit cenazelerinin bulunduğu bir resmi seçmiş ve şu mısraları paylaşmış:

“Ey şehit oğlu şehit, isteme benden makber

 Sana ağuşunu açmış duruyor peygamber.”

25 Mayıs’ta da Üstad Necip Fazıl’ın şu mısralarını kayıtlara geçmiş Hatipoğlu:

“Ölüm güzel şey, budur perde ardından haber...

 Hiç güzel olmasaydı ölür müydü peygamber?”

Şehit Emniyet Müdür Yardımcısı Atıf Şahin’in hayat hikayesi ise diğerlerinden farklı değil.  Eski görev yeri Aydın’da sevilen bir polis olan Atıf Şahin, 3 ay önce Bingöl’e atanmış.

Şimdi iki polisimiz rahmeti Rahman’a kavuştu. Şehit tahtında Rablerine gülümsüyorlar...  Arkalarında kederli anneler, babalar, acılı eşler, henüz hiçbir şeyden haberdar olmayan minnacık masum yavrular bırakarak.

Vatan için, şeref için, namus için toprağa düştüler.

Peki Siyonist’e maşalık yapan, vatan evlatlarına kurşun sıkan hainlere ne demeli?..

Kobani bahanesiyle ortalığı yakıp yıkan, çözüm sürecinin bittiği tehdidini savuran bölücü odakların tezlerinin kocaman bir yalandan ibaret olduğu böylece ortaya çıktı. Oysa ki; AK Parti hükümetlerinin 2002 yılından bu yana Güneydoğu sorunuyla ilgili olarak hayata geçirdiği iyileştirmeler, Cumhuriyet tarihinin hiçbir döneminde görülmedi.

Dünkü Akit’in manşeti meseleyi bütün yönleriyle özetler nitelikteydi. “Bunun adı nankörlükten başka bir şey değil...”

Yapılan pozitif ayrımcılıklar, katrilyonları bulan yatırımlar, fedakarlıklar, risk alınarak atılan adımlar, gözünüze dizinize dursun.

Sizi ağababalarınız bile kurtaramayacak.

Mahşere kadar yanacaksınız.

Hainler!..