PKK lobisi
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, medya içerisinde PKK lobisi olduğunu söyledi. Gazetemizin manşetinde yer alan bu sözler, PKK lobisi hakkında önemli bir tespit.
Türkiye’de PKK lobisinin tüm lobilerden güçlü olduğunu düşünüyorum. Ne CHP lobisi, ne Paralel lobisi hiçbirisi boy ölçüşemez.
PKK’yla baş edebilecek tek güç ise AK Parti.
Örgütün, Yalçın Akdoğan’ın Başbakan Yardımcısı oluşundan rahatsız olduğuna ilişkin emareler vardı. Görülüyor ki haksız değillermiş.
Akdoğan, Türkiye’de PKK’yı hem güvenlik boyutu, hem de Çözüm Süreci’ne bakan boyutuyla en iyi tanıyanlardan birisi. Geçmişten beri bu konuda çalıştığı biliniyor.
Öcalan’ın son şiddet olaylarındaki rolüne ilişkin önemli bir diğer tespiti de var Akdoğan’ın. Aslına bakarsanız Öcalan hapiste olduğu dönem boyunca kendi çizgisini Kandil’in çizgisine paralel tutarak, kalan ve oluşan manevra alanında kendisine güç devşirmeye başladı.
Cemil Bayık’ın KCK Eşbaşkanı olmasıyla birlikte Öcalan daha çok Kandil’e tâbî hale geldi. Kandil’in son süreçte şiddetin belli dozda artırılması böylece zor kullanma yoluyla Hükümeti belli çizgiye çekme stratejisini Öcalan fark etti. Ve bu çizgiye kendisi de katkıda bulundu.
PKK basit düşünüyor. Şu an IŞID nedeniyle ve Ortadoğu’daki gelişmeler nedeniyle Hükümet dış dünyada zor günler geçiriyor, o zaman bu zor günlerde ne kadar bastırıp ilerlersem kâr.
Kandil’in bu pragmatik bakışı eskiden beri vardır. Çözüm Süreci’nin de ruhuna inanmadıkları bu hamleleriyle ortaya çıkıyor.
Yarın, Allah korusun Türkiye daha zor bir sürece girse, benzini ilk döken PKK olacaktır. Tabi bu ortamda devletin kamu otoritesini sağlamak için güvenlik yönünde adımlar atmasından daha tabî bir şey olamaz.
Kamu otoritesi ve vatan toprağı PKK’ya bırakılacak değil.
Ancak medyadaki PKK lobisi, her şartta ve durumda Kandil’i haklı bulur. İsterse bütün Güneydoğu’yu ve metropolleri yaksınlar. Her durumda Kandil haklıdır onlar için. Bunu bir de entelektüel kılıfa sokarlar. Aksini söylemek Kürt haklarına karşı olmak gibi sunulur.
Oysa haklar konusunda çizgi bellidir.
Kimliği ne olursa olsun özgürlük alanı ve sınırının en güzel örneğini Peygamber Efendimiz (sav) hayatıyla ortaya koymuştur. Herkesin hakkı teslim edilmelidir. Ancak vatan sevgisine, ülkenin ve ümmetin birliğine, devletin dirliğine ilişkin esaslar da yine Kur’an ve Sünnet’te en güzel örnek ve esaslarıyla ortadadır.
Bizim sarılmamız gereken bu iptir. Dünyevi kavramlar, Batı’dan ithal söylem ve esaslarla İslam topraklarında hiçbir sorun çözülmemiştir.
Ehl-i Sünnet’i temsil eden alimlerimiz de, yeterli enerjimiz de, kaynağımız da var.
Önemli olan buraya yönelmek.
Güneydoğu meselesi de, diğer meseleleri de çözeceğimiz menba budur. Beyhude uğraşa da gerek yoktur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.