Veda değil Fatiha
İmam Hatip yıllarımda, Üstad Necip Fazıl’ın “Kırılır da birgün bütün dişliler/Döner şanlı şanlı çarkımız bizim/Gökten bir el yaşlı gözleri siler/Şenlenir evimiz barkımız bizim” mısraları dudaklarımda bitmeyen bir şarkı gibiydi.
“Yarın elbet bizim elbet bizimdir/Gün doğmuş gün batmış ebed bizimdir” hedefi, naçizane benim için de ideolocya örgüsüydü.
Davam uğrunda koşturabileceğim bir mecra ararken; gazeteciliğe başladım. Daha 19 yaşındaydım. Ozanlar diyarı şirin Kırşehir’de Beklenen Vakit’in temsilcisi oldum.
Ardından İç Anadolu’nun kalbi Kayseri geldi. Sonra da Ankara…
Bir misyon, bir dava uğruna “iki günü müsavi olan ziyandadır” ilkesiyle hareket ettim hep.
Akit’te taşra muhabirliği, bölge temsilciliği, sayfa sekreterliği, editörlük, haber koordinatörlüğü ve son olarak da Ankara Temsilciliği görevlerini büyük bir onurla yürüttüm. Tam 21 yıl boyunca…
Üstadın verdiği ufuk ve heyecanla, Vakit/Akit gazetesi için Anadolu’da gitmediğim il, ilçe kalmadı.
Öyle ki; Anadolu’nun pek çok ilini kendi memleketimden daha iyi tanıma, oradaki kardeşlerimizle hiç bitmeyen dostluklar kurma imkanım oldu.
İmtihan dünyasında zaman hızla ilerliyor. 40’ına merdiven dayadım.
İmam Hatip yıllarından hafızama kazınan, 'Zaman kılıç gibidir. Sen onu kesmez isen o seni keser' hadisi şerifi rehberim oldu.
Beş yıldır yürüttüğüm Ankara Temsilciliği, diğer görevlerime oranla en uzun süreniydi.
Haberciliğin kalbinin attığı Başkent’te dolu dolu 15 yılım geçti.
Gazetecilikte Ankara Temsilciliği’nin bir adım sonrası bellidir.
Benim için de aynı düzlemde, aynı dava çizgisinde, omuzlarımdaki yükü artırarak, yeni mücadelelere kapı aralama vakti geldi…
Artık bir adım sonrasına geçiyorum.
Gök kubbede hoş bir seda bıraktıysam, hak yolunda surda bir gedik açtıysam ne mutlu bana…Şükürler olsun. Vicdanım rahat, kalbim müsterih.
Arkanızda tertemiz bir sayfa bırakıyorsanız gerisi laf-u güzaftır.
Rabbime binlerce kez hamd, kadirşinas okuyucularımıza sonsuz teşekkür ediyorum.
Beraber çalıştığım arkadaşlarım…
Akit’te bir noktaya geldiysem, 21 yıl çeşitli kademelerde hep yükselerek ilerlediysem, beraber çalıştığım arkadaşlarımın sayesindedir. Hepsine şükranlarımı sunuyor, helallik diliyorum.
Fedakar, cefakar okuyucularım; sizleri de gönlümün en müstesna yerinde saklayacağım.
Yeni bir mecrada, aynı dava şuuruyla, aynı çizgide, yola devam inşallah.
Dolayısıyla bu bir veda değil Fatiha’dır.
Kalbimde mazinin güzellikleri, önümde yeni ufuklar…
Bir ve beraber olmayı sürdürerek ilerlerken, hepinizden helallik istiyorum.
Rabbim yolumuzu açık eylesin…
Allahasımarladık.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.