İsrail cesareti Haçlılardan alıyor
Siyonist Yahudilerin Filistinlilere karşı her saldırısının ardından yapılan açıklamalarla telin edilmesi, hatta yapılan işin alçaklık olarak nitelendirilmesi İsrail’i durdurmaya yetmiyor. Bir başka ifade ile İsrail’in laftan anladığı yok. Hatta eylemsiz açıklamaların ardından yeni saldırıları gündeme getiriyor.
Gazze’ye yönelik saldırı ve 2 binin üzerinde Filistinlinin hayatını kaybetmesinin ardından Mescid-i Aksa’ya yönelik çirkin tecavüz sıcaklığını korurken bu defa da Filistinli bakanı zeytin fidesi dikiyor diye katlettiler. Hemen belirteyim ki, İsrail böylesine küstahlaşabiliyor, özellikle İslam dünyasına korkusuzca meydan okuyabiliyorsa bunu sadece kendi gücüne güvendiğinden yapmıyor.
Başta ABD olmak üzere İslam dünyasına karşı hâlâ Haçlı ruhunu koruyan Batılıların verdiği desteğe dayanarak yapıyor. Kısacası İsrail’i Filistin topraklarına bir hançer gibi yerleştirenler o topraklardan Filistinlileri Siyonistlerin ya öldürerek ya da yıldırarak sürüp çıkarmasına destek veriyorlar. Kısacası Filistin’de Haçlılar ile Siyonistler ortak hareket ediyor. Bu bakımdan İsrail’e karşı Filistinlileri direnişlerinde yalnız bırakıldıkları sürece Siyonist saldırıların arkasından bir takım açıklamalarla Müslümanlar görevlerini yapmış olmuyor/olamazlar.
Daha önce de bu köşede dikkat çekmeye çalıştığım IŞİD militanlarını Mossad yani İsrail’in eğittiği haberleri ile İsrail’in Şam’ı bombaladığı haberlerinin aynı günlere rastlaması hatta önceki gün İsrail uçaklarının Şam yakınlarındaki Rus füzelerini imha ettiği haberlerinin kaynağının Batılı ülkeler olduğu düşünüldüğünde sanıyorum İsrail-Haçlı ittifakı açıkça görülür.
Hatta İsrail’in Şam yakınlarında bazı merkezleri bombaladığı haberi ile Türkiye’yi komşu kapısı yapan, ABD, Almanya ve Fransa yetkililerinin tüm ısrarlara rağmen Suriye’de uçuşa yasak ve güvenli bölge oluşturulması teklifini duymazdan gelmeleri ve bu süre içinde İsrail’in Suriye’ye yönelik füze saldırılarının meydana gelmesi sanki uçuşa yasak ve güvenli bölge oluşturulması isteğinin karşılanmaması İsrail’e zaman kazandırmak olarak bile düşünülebilir.
Sonuç itibariyle artık Haçlılardan İsrail’in durdurulmasını beklemenin anlamsız olduğu ortadadır.
Böyle olunca da iş İslam ülkelerine düşüyor. Ama Mısır’da Mursi’yi devirip zindana atan darbecilere destek çıkan bir takım Müslüman ülkelerden bir hareket beklemek abesle iştigaldir. Çünkü Sisi’ye destek vermek, Gazze’nin nefes borusunun kesilmesine destek vermek anlamına geliyor. Bu da gösteriyor ki bazı Müslüman ülkeler Müslümanların değil, zalimlerin yanında yer alıyorlar. Darbeci Sisi’ye yapılan 20 milyar dolarlık yardım ile darbecilerin ayakta kalmasını sağlayanlar ile Haçlıların aynı safta yer aldıklarını söylemek yanlış olmaz. Ancak, tüm İslam dünyasının aynı pota içinde değerlendirilmesi yanlış olur.
Gelinen noktada müminler birbirlerinin kardeşleri olduklarını hatırlamak, bir takım kararlar alıp uygulamaya koymak durumundadırlar. Alınan kararlar ille de İsrail’e savaş açılması olmayabilir ama bir takım ekonomik ve siyasi yaptırımlar hayata geçirilebilir. İnanın kararlı böyle bir adım bile İsrail’i frenleyebilir. Ancak, ekonomik yaptırımlar gençlerin heyecanı ile sınırlı kalmamalı, olay devletler bazında ele alınabilmelidir. Çünkü artık sözün bittiği yere gelinmiştir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.